Bir zamanlar tartışma yaşandı. Vicdan ve cüzdan konusunda… Adalet hangisine sıkıştı diye konuşulur ve yazılırken hala bir sonuca ulaşılamadı…
Şimdi ben başka bir konu açmak istiyorum. Vicdan ve sorumluluk ile kişisel çıkarlar üzerine…
Koskoca TIR ve otobüsler ile şehrimizin en güzel noktalarına kadar gelip park edenler var. Evlerine böyle gidiyorlar. Kişisel çıkarlarını ve kolaylığını düşünüp vicdan muhasebesi yapmadan, mahalledeki yaşam koşullarını düşünmeden karar veriyorlar. Keza okul ve işçi servis minibüsleri de öyle. Şimdi erken paydos eden şehir ulaşımında çalışan minibüsler de aynı şekilde. Evlerine gitmek için onlara her yerde park etmek serbest. İşleri görülsün yeter. İnsanlık önemli mi?
Bu kadar serbestinin olduğu ve yaptırım uygulanmadığı başka bir şehire rastlamadım. Şimdi soruyorum. Vicdani sorumluluk taşımayan, buldukları her boş alana park eden, istediğini rahatlıkla yapan bu gruptaki insanlara kim dur diyecek?
Bir başka sorun daha… İnşaat ruhsatı alınırken ya yeterli sayıda aracın park edeceği otoparkı yapacak, ya da otopark parası ödeyecek. İş buraya kadar çok güzel. İnşaat bittikten ve iskanı alındıktan sonra denetim var mı?
Birçok apartman gelir getirsin diye otopark olarak yapılan bölümleri, esnafa depo olarak kiraya veriyor. Sonra da görüyoruz ki o apartmana ait araçlar yine sokaklarda… Yaptırım ve denetim var mı? Kesinlikle yok.
Çöp konusu ayrı bir olay. Belediyelerimiz istedikleri kadar dışarıya çöp çıkarma saati ilan etsinler, kara vicdanlılar ve benciller yine bildiklerini okuyorlar. Kazara insanlıktan ve komşuya saygıdan söz ederseniz başınız belaya girer. Saldırıya bile uğrarsınız. Size ne diye? Komşuluk, dostluk, arkadaşlık bitmiş. Bencillik ve kişisel çıkar hep önde. Gözünüzün içine baka baka üst katlardan çöp poşetini atanların evlerinin içini hep merak etmişimdir.
Trafikte hatalı park edeni ya da araç kullananı uyarırsınız. Yanıt küfür olur. Toplum neden bu hale geldi? Kazanan hep kurallara uymayan, bencil davrananlar mı olacak? Kim ne zaman dur diyecek?
Bir ülkenin namusluları ne zaman namussuzlardan daha cesur ve güçlü olacak ve ne zaman yerel ya da merkezi otorite namusluların, kurallara uygun yaşayanların hak ve hukukunu koruyacak?