Eğitimde bakanlık politikasının sürekli değişmesi, alınan önlemlerin yeterli olmaması ve düşen öğrenci eğitimi kalitesi, geleceğe umutla bakmamızı engellemektedir. Pandemi sürecinde de uzaktan eğitim ile başarılı olunup olunmadığı bir bilmecedir. Sınıfta kalmadan, yeterli eğitimi almadan, düşük bilgi düzeyleri ile mezun olan öğrencilerimizden, gelecek adına ne bekleyebiliriz?
Üniversite giriş sınavlarındaki başarı ortalamalarına bakınca yazdıklarım biraz daha anlaşılır olacaktır.
Türkçe sınavında 40 soruda 14.2, Sosyal Bilimlerde 20 soruda 7.7, Temel Matematikte 40 soruda 5.5 ve Fen bilimlerinde 20 soruda 2.6 doğru cevap ortalaması ile yüksek eğitime kayıt yaptırabilecek öğrencilerimizden ne umacağız. Yabancı dil sınavları da felaket. 80 sorunun yarısının altında bir doğru cevap ortalaması var.
Uzaktan eğitim verilmeden önce dahi hiçbir şey öğretemediğimiz ve eğitemediğimiz nesillerin sınav sonuçları ortada…
Şimdi kendilerinde zerre kadar suç bulmadığım, ama eğitim ve öğrenim sürecinde de işin kolaycılığına kaçan öğrenciler temel bilgilerden yoksun olarak girdikleri yüksek öğretim kurullarından hangi bilgilerle ve nasıl mezun olacaklar?
Büyük bir bölümü hiç inanmasa dahi sırf iş bulma gayesi ile iktidar partilerine üye olup devlet kadrolarına yerleşmek isteyecektir. Herhangi bir liyakat ve bilgi aranmadan yerleşen bu gençler devlete ne katkı sağlayabileceklerdir. Aksine işlerinden olmamak için sadakat gösterilerinde bulunma gayreti içinde olacaklardır.
Gerçekten bilgili ve kaliteli üniversitelerde eğitim almış olanlar da, bilgi, beceri ve yetenekleri ile işe girebilme umudunu yitirdikçe beyin göçü hızlanacak ve yurt dışına kaçacaklardır.
Televizyonlarda, yarışma programlarında izlediğimiz kötü örnekler çoğalmaktadır. Giyim ve kuşamlarıyla, saç modelleriyle, düzgün fiziki görünümleriyle ortaya çıkanlar ağızlarını açtıkça batıyor ve cehalet kusuyorlar.
Aynı şekilde ciddi eğitimden yoksun olarak mezun olmuş kuşak, aile yaşantısında da çocuğuna ne öğretebilecektir? Kendi bilmiyor ki… Ancak işin kolaycılığını ve üretmeden tüketmeyi anlatabilecektir. Böyle örnek olabilecektir. İki nesil sonra Türkiye çok daha ciddi sorunlarla karşılaşacaktır.
Eğitimde kalite yükselmeden, eğitici kadrolara gereken değer verilmeden, çok ciddi düzenlemeler yapılmadan düze çıkmamız imkansız gözüküyor.