Eğitim, bir toplumu ayakta tutan eksen kurumlardan biridir. Onda meydana gelecek çatlak, toplumun geleceğinde negatif doğrultulu kırılmalara sebebiyet verir. Bundan dolayı eğitim, bir toplumda gelecek nesillerin hayata hazırlanması, toplumun bilgi ve tecrübelerini öğrenmesi, tutum, davranış, yetkinlik ve yeterlilik sahibi olması hususunda birincil öneme sahiptir. Toplumun sürekliliği, kalkınması ve güçlü olması eğitimle mümkündür.
Eğitim, birey hayatının tümünü içine alan, ömür boyu devam eden bilgi ve tecrübe elde etme sürecidir. İnsan yaşamının her anında kendini gösterir eğitim. Aile, okul, iş hayatı, sosyal çevre eğitim sürecinin dayandığı alanlar olarak belirir.
Doğumla başlar, gözlemleyerek, deneyimleyerek dış dünyayla ilgili temel bilgiler edinerek gelişir. Birey, tehdit ve tehlikeleri eğitimle fark etmeye başlar. Zamanla düşünceleri oluşur ve bunları ifade etme kabiliyeti güçlenir. Böylelikle olaylar arasında somut muhakeme yapma yeteneği kazanır.
Bireyden istenen, kendisinde var olan kabiliyetleri geliştirmesi ve içinde yaşadığı topluma faydalı olmasıdır. Sorumluluklar karşılıklıdır. Bireyin devletine karşı taşıdığı bir mesuliyet olduğu gibi devletinde topluma karşı sorumlulukları vardır.
Çünkü eğitim, yalnızca aileden alınan bilgi ve görgüler ile okulun fiziki yapısının büyüklüğüyle ölçülmez. Devletlerin milli hedefler çerçevesinde yapmış oldukları stratejik planlar kapsamında oluşturulmuş eğitim politikaları ve uygulayıcıların samimiyeti, eğitimin kalitesinde asıl mihengi oluşturur.
Tüm toplumlarda devletin sağlam bir eğitim politikası oluşturması, görev yapan eğitimcileri maddi ve manevi açıdan koruması; eğitim mesleğini icra edenlerin de, kendilerini daha fazla geliştirmesi, öğrenciler arasında ayrımcılık yapmaması, mesleki etik ilkeleri benimsemesi, görev bilinci taşıması, vereceği her bir bilgi kırıntısının bir değer olarak geri döneceği düşüncesiyle hareket etmesi beklenir.
Türkiye’de olduğu gibi dünyada da eğitime her geçen gün daha fazla değer atfedilmekte, bu bağlamda eğitimden de bir karşılık beklenmektedir. Eğitim verilen kişilerin çağdaş bilimin ışığında, bilimden ve teknolojik verilerden faydalandırılarak gelişmesi, fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür bireyler olarak yetişmesi temel hedef olmalıdır.
Bu çerçevede eğitim hayatına yeni başlayanların, eğitim verenlerin ve alanların, yeni eğitim ve öğretim dönemi hayırlı olsun.