Bayramlar insanların bir araya geldiği, ekmeğin, aşın, sofraların paylaşıldığı, hatıraların yad edildiği, sevinçlerin söze döküldüğü, kaynaşma, birlik ve dirliğin güçlendiği ve herkesin birbirine iyi dileklerde bulunduğu özel günlerdir.

Eskiden Osmanlı'da bayramın ne zaman olduğunu belirlemek günümüzdeki kadar kolay değildi. Ayın hareketleri takip edilerek bayram olup olmadığı anlaşılmaktaydı. Hilâlin ilk görünmeye başladığı anda orucun başladığı, son göründüğünde de bayramın geldiği anlaşılmaktaydı. Ramazan ayının başlangıcı, hilâl görüldüğünde tespit yapılıp kadı huzurunda şer’iye siciline geçirilirerek resmen ilan yoluyla duyurulurdu. Bununla birlikte davullar çalınmakta, kandiller yakılmaktaydı. Bayram günlerinde mehter çalınarak bayramın geldiği herkese ilan edilmekteydi.

Bayram sabahı, bayram namazı kılmak için camilere gidilir, ardından bayramlaşmak üzere herkes evine dönerdi. Küçükler, büyüklerin elini öper; büyükler de küçüklere çeşitli hediyeler verirdi.

Bayram günlerinde genç, yaşlı herkes en güzel giysilerini giyer ve güzel kokular sürünürdü. Özellikle yeni giysiler giymek çocuklar için ayrı bir öneme sahipti. Geceleri halkın da katıldığı eğlenceler düzenlenir, sokaklar kandil ve çerağlarla aydınlatılırdı. Bu bağlamda sokaklar ve meydanlar oldukça canlı ve hareketliydi.

Bayram geçmişten günümüze sadece insanların bir araya gelme değil; aynı zamanda sevinç, eğlence, yeme-içme günleri olarak belirmiştir. Osmanlı'da düğün ve bayramlarda öne çıkan, "çanak yağması" olarak ifade edilen, içinde türlü türlü yiyecekler bulunan tepsilerin meydana dizildiği ve davul sesi gibi bir işaretle zengin ve fakir birçok insanın yiyecekleri yağmalamak için meydana toplandığı bir gelenek de bulunmaktaydı.

Fransız seyyah Thevenot; kalplerinde birine karşı kin ve husumet kalması durumunda bayramın kötü geçeceği inancına sahip olduklarını belirttiği Türklerin bayramda düşmanlarıyla barış ilan ettiğini ifade eder. Bundan dolayı da bayram süresince karşılaştıkları tanıdıklarına selam verme, durup bayramlarını tebrik etme ve iyi dileklerde bulunma kültürünün önemli olduğunu bildirmektedir. 

Bütün bu yaşantılar, toplumumuzda bayramın gerçek bir bayram gibi yaşandığını göstermesi bakımından önemlidir.
Ramazan Bayramının milletimizin manevi inanç ve beraberliğini, kardeşliğini çağrıştırması açısından bir gönül yansıması olarak ülkemize, Türk ve İslam dünyasına ve tüm insanlığa huzur, barış ve bereket getirmesini dilerim.

BAYRAM
Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz
kalınca anlar insan...
Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir;
sevmeninkini yalnızlık...
Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır.
nice adağın ardından çınlayan çocuk sesi bayramdır.
Alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta
ölebilmek bayram..
Bunların kadrini bilirseniz, kıymet bilmeyi öğrenirseniz her gününüz bayram olur.
Meraklanmayın, öyledir diye size deli demezler.
Deseler de böyle delilik, bayram artığı günlerdeki nankör akıllılıktan evladır.
Her gününüz bayram olsun..!
(Can Yücel)