Bir çok çocuk,Problem çözmekte ve arkadaş ilişkilerini yönetmekte zorluk çekiyor.Çabuk pes ediyor uzlaşma,emek verme gibi seçenekleri olduğunu düşünmüyorlar.Bu bana şunu düşündürüyor hayatlarının diğer alanlarında emek vermeyi,tamir etmeyi öğreniyorlar mı?
Oyuncağının bir kısmı hasar gördüğünde,bozulduğunda atıp:”Bırak onu kırılmış,bozulmuş sana yenisini alırız”
“Kıyafetinin şurası yırtılmış,eskimiş,ay veririz onu boşver kullanma”
“Okulda şu sorunumu yaşadın,benim çocuğumu üzemezler,hemen okul –sınıf değişitirelim yarın gider hesabını sorarım”
“Şu çocuk sana şöylemi dedi,o zaman onunla arkadaşlığını kesmelisin,sana arkadaş mı yok?
“Bugün çok yoruldun,çantanı ben taşıyayım.”
“Sen hazırlan ben o zaman kadar ödevini bitiririp çantana koyarım.”
Bu söylemler çocuğa bırakıp gitmeyi,her zorlukta emek vermemyi,çaba göstermemeyi öğretiyor.Hayatı mücade edilmeyen bir yer gibi algılamasını sağlıyor aslında.Aynı zamanda sorun çözme becerisi ve olaylarda neden sonuç ilişkisi kuramama ve akademik alanda okuduğunu anlayamama ve yeni nesil soruları çözmede köprü kurmada sorun yaşıyor.
Hayatın içinde üzüntü,hayal kırıklığı,korku var.Bütün bu duyguları dış dünyanın içinde yaşayıp öğrenecek ve üzerine evde/okulda bunları konuşup paylaşacağız.Aksi takdirde ergenlik/yetişkinlik dönemlerinde yaşadığı zorluklarla başa çıkabilecek ruhsal olgunluğa sahip olma şansları olmayacak.
İlişkiler ve hayat emek ister.Bozulan bir oyuncağın tamir edildiği,delik olan bir kıyafetin dikilebileceğini görmek iyi gelecektir.Bazen tartışmaların,anlaşmazlıkların olduğunu ama birlikte orta yolun bulunabildiğini görmek ilişkilere dair çok da öğretici olacaktır.Bütün bunlar olurken nasıl hissettiğini konuşmak ve ailenin geçmiş benzer deneyimlerini duygular eşliğinde konuşmak baş etme becerilerinin gelişime katkı sağlayacaktır.
Kolay olanı hepimiz seçmek istiyoruz.Ancak hayat başarısı çok zeki/akıllı olanların değil,en çok değişen şartlara uyum gsterip ruhsal dayanıklığına sahip olanların oluyor.