Herkesin malumu bir hikaye vardır... Cemiyet toplantısında bir kişi kurban hadisesini anlatmaya başlar... "Çocuğu olmayan Hazreti Davut, Allah’a dua etmiş ve ’Yarabbim bana bir kız çocuğu ver, onu sana kurban edeyim’ demiş. Dua tutmuş; Davut, kızının adını Ayşe koymuş. Gel zaman git zaman, çocuğun kurban edileceği zaman gelmiş. Hz. Davut kızı yatırmış, tam boğazını kesip kurban edecekken Azrail gökten bir keçiyle çıkagelmiş ve ’Kızı bırak, al bu keçiyi kurban et’ demiş..."
İçlerinden biri dayanamaz...
"Söylediklerinin hangisini düzelteyim... Hz. Davut değil Hz. İbrahim, kız değil erkek, Ayşe değil İsmail, Azrail değil Cebrail, kurban edilen de keçi değil koç !"der...
Bir Demirel artığı!!!!!!! olarak, Dr. Mehmet Akif Bey'in sonu "Demirel'in artıkları" diye biten o yazısının hangisini düzelteyim bilmiyorum....
Doktor Bey Adalet Partisi'ne oy veren sosyolojiyi "Adalet Partisi ve Demirel, ağırlıklı olarak burjuvalaşamamış kasaba lümpenlerini ve daha az da bürokrasiyi temsil ediyordu" diye tanımlıyor.
Mesela Doktor Beyin mantığına göre Demirel de Menderes'in artığıdır. O sosyolojiye ait olduğu için Yassıada'da yargılanan Necip Fazıl da lümpendir. Cemil Meriç lümpendir, Peyami Safa lümpendir.......
Lümpen nedir?? Kısa ve özü, Anadolu deyimi ile "Yumurta kabuğundan çıkmış yumurtayı beğenmemiş" veya okumuş ama adam olamamış deyimlerinin karşılığıdır.
Lümpen, yetiştiği topluma uzak, cahil ve avamı temsil eder.
Dr. Beye hatırlatmak isterim... Lümpenliği siyaset terminolojisine sokan Marksizm dahil hiç bir teoride "Burjuvalaşamamış Lümpen" diye bir tanım yoktur.
Dr. Bey, Demirel çizgisini yerden yere vururken, alternatif olarak 1980 sonrası hiçbir zaman bir araya gelmeyen Özal-Erbakan-Türkeş koalisyonu kuruyor. 1980 sonrası ABD, meşrep ve mezhepcilik yapmayan, Demokrat, Cumhuriyetçi, milli damarı güçlü, Vatan sevgisininde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü önder kabul eden Adalet Partisi yerine komünizme karşı yeşil kuşak projesi adına kendi çocuklarına darbe yaptırarak merkeze ANAP'ı oturttu.
Rahmetli Özal'ın koalisyonu için Kemalistleri, Liberalleri ve Nakşileri bir araya getirdiler. Kaya Erdem Kemalistlerin, Mesut Yılmaz Liberalerin, Mehmet Keçeciler de Nakşilerin temsilcileri olarak ön plana çıktı. Nakşiler de bu sayede Devlete eklemlendi.
Dr. Beyin öve öve biteremediği çizgi bu çizgidir.
Gelelim Özal çizgisinin devamı olarak lanse ettiği Adalet ve Kalkınma Partisi ve lideri Tayyib Erdoğan çizgisine...
Rahmetlik Erbakan, Dr. Mehmet Akif Beyin lümpen kabul ettiği Adalet Partisinden koparak Milli Nizam Partisini kurar. Dr. Beyin mantığından yürürsek Milli Nizamcılar da lümpendir. Erbakan, Nakşi Mehmet Zahit Kotku'nun talebesidir. Erbakan ve kadrosu Mısır'da kurulan İhvan-ı Müslimininin ideolojisini benimser... Müslüman Kardeşlerin kurucusu Hasan El Benna onlar için M. Zahit Kotku kadar önemlidir, Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk zaten yok hükmündedir. Kaldırılan Halifeliği tekrar tesis edecekler, İslam Birliğini kuracaklardır. Recep Tayyib Erdoğan'ın meşhur Rabia işareti Mısır'ın sahte baharında Müslüman Kardeşlerin Rabiatü'l Adeviyye Meydanı'nda yaptığı gösterilerde kullandığı el işaretidir. Türkiye orijinli Müslüman Kardeşler 28 Şubat sonrası ayrışırlar. Milli Görüş gömleklerini çıkartan Erdoğan, Gül, Arınç ve Şener ABD ve AB yanlısı siyaseti takip edecek olan Neo -Muhafazakar Adalet ve Kalkınma Partisini kurarlar. Türkiye orijinli Müslüman Kardeşlerden Neo-Muhafazakar AKP'ye dönüşen hareket İslam Birliği rüyasından, Müslüman Irak'ın işgali için emperyalist ABD askerlerinin Türk topraklarını kullanabilmesi için TBMM'de tezkere için çırpınan bir çizgiye geçiş yapar. Bugün Suriye sorununun en ağır bedelini biz ödüyoruz. 4 milyon mülteci ve savaş halindeki ordumuz. Diğer taraftan Libya'da, Akdeniz'de karşımıza dikilen Mısır. Bu duruma gelmemizin en önemli nedeni bizim Neo-Muhafazakar Hükümetin bitmez tükenmez İhvan-ı Müslimin sevdası ve saçma sapan Stratejik Derinlik saplantısıdır.
Müslüman Kardeşlerin İslam coğrafyasında etkili olduğu Mısır'da iktidardan düşmesinin yasını tutmak bizimkilere düşerken, diğer etkili olduğu Suriye'de Müslüman Kardeşlerle Emevi Camii'nin de Cuma namazı hülyası ellerinde patlamıştır.
Adalet Partisi ve Demirel tukaka, oy verenler lümpen, biz de onların artığı, diğer tarafta Dr. Beyin öve öve bitiremediği fotoğrafını çıkarttığım Adalet ve Kalkınma Partisi.
Dr.Bey, "Demirel artıkları Süleyman Soylu dönsün diye dua ediyorlar" diyor. Acaba bunları rüyasında mı görüyor...
Süleyman Soylu ile aynı yaşdayız, Doğru Yol Partisinin Gençlik Kollarında mesailerimiz geçti. Kendisini tanır ve biliriz. Bizi kimse AKP ve CHP ile karıştırmasın geçmişte beraber siyaset yaptığımız hiç kimse hakkında konuşmayız ve dönsün diye kimseye de dua etmeyiz.
Demokrat Parti ve Adalet Partisi'nin kökleri bu topraklardır, İhvan-ı Müslimin sizin olsun. Türk Modernleşme tarihi ve siyasi hareketleri bir birinden ayrılamaz. Dr.Beye tavsiyem bu konuda Şerif Mardin'i okumasını öneririm.
Dr. Beyden Adalet ve Kalkınma Partisi'ne kimlerin oy verdiğini tahlil edeceği, AKP'nin sosyolojik röntgenini çekeceği yazısını Demirel artığı ve burjuvalaşamamış lümpen olarak merakla bekliyorum.