Bu yaz çok yağmur yağdı. Diğer yıllara nazaran Eskişehir için çok farklı bir durumdur bu. Genelde kurak ve tozlu bir şehre alıştığımız için her gün yağan yaz yağmuru bana farklı bir yerde yaşıyormuşum hissi yaratıyor. Önce dayanılmaz bir sıcaklık oluyor, sonra bir anda bulutların arasında yok olan güneş ile ferahlayıp dökülen ılık damlalarla şaşkına dönüyoruz. Sonrasında tekrar çıkan güneş eşliğinde muazzam bir koku.. İşte bu tarifi mümkün olmayan, bazı ülkelerde yemeklere ve restoranlara konu olan eşsiz keyif..
"Petrichor" uzun süren kuraklığın ardından yağan yağmurla topraktaki bakterilerin salgıladığı dünyanın en muhteşem kokusudur. Halk arasında toprak kokusu olarak bilinir. Türediği asıl kelime “ichor” Yunan tanrılarının damarlarında akan ilahi sıvıya verilen isimdir. “Petra” ise taş anlamına gelmektedir. Kelime 1964 yılında biri Avustralyalı, diğeri İngiliz iki doğa bilimci tarafından türetilmiştir. Bu kelimede en çok sevdiğim şey ise anlamında yatan o gizli şifredir ; “Uzun süren kuraklığın ardından”.. Bazen sahra çölüne yağacak ilk yağmuru hayal ediyorum. O yağmur yağdığında orda olmak isteyecek belki de ilk insan ben olacağım.
Bu tanım bana aynı zamanda uzun süre eksikliğini hissettiğimiz o diğer tüm konulardaki yokluk sonrası elde edilen, uzun süren açlığın sonunda kıymeti anlaşılan, tutup bırakılamayacak tüm herşeyi hatırlatıyor. İçindeki tanrısallığı takip edecekler için bu kokuyu takip etmelerini tavsiye ederim. Yaşamın bu kaotik ortamındaki ümitsiz anlam arayışlarımıza ışık tutacak harika bir yol olacaktır. Kendi varlığının sebebine yola çıkanlar için aşkın kokusu olacaktır. Uzun süren açlık ve susuzluk sonrasında elde edilecek ilk tazelik ve serinlik kaynağıdır. Evrende aşkın en güzel sembolü olan Şems-i Tebrizi'nin böyle koktuğu söylenir. Kendi içsel yolculuğun için motivasyon sebebidir. Nefes almanın en güzel halidir.
Petrichor taze başlangıçlar için pozitif duygular yaratır. Yeni başlangıçlar yapmak isteyen herkese bu esansın heyecanını ve canlandırıcılığını dilerim. Ölmeden önce ölen ve yeniden doğan tüm cesur ruhlar için bir sonraki aşama bu esansın hediyesi olacaktır. Kendinizi yeni bir hayatın korkulu bilinmezliği yerine coşkulu tazeliğine teslim edin.
Yeniden başlayanlar için Paolo Coelho’nun aşağıdaki tavsiyelerine göz atalım.
1. Elveda diyecek kadar cesursan, hayat seni yeni bir merhaba ile ödüllendirir.
2. Hiç yenilmemiş insanlar vardır. Onlar hiç savaşmamış olanlardır.
3. En iyisini sonraya saklamayın. Yarının ne getireceğini bilemezsiniz.
4. Başkalarını memnun etmek için yaşarsan herkes seni sever, kendin hariç.
5. Başkalarının ne düşündüğü önemli değil çünkü her halükarda yine aynısını düşünecekler.
6. Zamanını satabilirsin, ama geri satın alamazsın.
7. Bizi seven insanlar var, sadece nasıl göstereceklerini bilmiyorlar.
8. Hayatın sırrı, oysa, yedi kere düşüp, sekiz kere kalmaktı.
9. Bir hayali gerçekleştirmeyi imkansız kılan tek şey vardır; başarısızlık korkusu.
10. Hayatın, insanın iradesini test etmek için pek çok yolu vardır, bazen hiçbir şey olmaz ya da her şey birden olur.
11. Bir gün kalkacaksınız ve hep hayal ettiğiniz şeyleri yapmaya vakit kalmamış olacak. Şimdi tam zamanı. Harekete geçin.
12. Sadece güneşli günlerde yürürseniz, hedefinize asla varamazsınız.
13. Tekne limanda güvendedir. Ama teknenin amacı bu değildir.
14. Affet ama asla unutma yoksa tekrar yaralanırsın. Affetmek bakış açını değiştirir, unutmak ise aldığın dersi kaybettirir.
15. Ok ancak geri çekerek atılır. Hayat seni zorluklarla geri çekiyorsa, seni daha büyük bir şeye fırlatacağı içindir. Nişan almaya devam et.
Yeniden başlayan herkese bu yolda kalbini takip etmesini tavsiye ediyorum. Verdiğimiz tüm kararlarda korkudan değil sevgiden ilham almamız bizi yoldan asla çıkarmaz. Bu yolda aşkın kokusuyla kendine yönelen her ruh için "Petrichor" kokulu günler dilerim.