Hep şu olsun tamamdır. Şu sınavı atlatayım, her şey güzel olacak. Şu arabayı alırsam değmeyin keyfime.Şu şu şu. . . Hep ama hep ötelemeler içindeyiz. Mutlu olmak için ne kadar sebep var diyerek konuyu ayrıntılandırmak veya klasik bir Polyannacılık yazısına çevirmek istemem. Ama sizden küçük birkaç şey konusunda yardım isteyebilirim…
Geçmişinizde kısa bir yolculuğa ne dersiniz?
- Önce mahallenize gidiyoruz. Çocukluğunuza, yaşınızı yaşımla paralel kabul ederek, bundan 30 yıl öncesine…Az sonra mahalle maçı yapılacak. İçiniz içinize sığmıyor. Mahallenizi temsil edeceksiniz. 1 gol atsam diye içinizden geçiriyorsunuz. Ve maç başlıyor. Beklenen orta ve vole…Gollll…Bütün arkadaşlarınız size doğru koşuyor, çok mutlusunuz.
- Bir anda üniversite sınavında buluyorsunuz kendinizi…Ayağınızdaki titremeyi bir türlü durduramıyorsunuz. Heyecandan diliniz damağınız kuruyor. Ah diyorsunuz bir kazansam, bir kazansam…
- Üniversite yılları, hayatın en güzel anları…Vizeler, finaller…Çok bunalıyorsunuz…Bir bitse diyorsunuz, bir mezun olsam…
İşte size hayatınızdan üç an… Kendi içinize doğru bir yolculuğa çıksanız bunlar ve benzerleri o kadar çok şey var ki…Üçünde de çok mutlusunuz. Golü siz attınız, sınavı siz kazandınız, okulu siz bitirdiniz…
Hayat bitiyor dostlar, kendinize gelin…