Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?”
kimin sözleriydi bunlar; dur hatırlayacağım…
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
Yavaş yavaş diğer kısımlarını da hatılıyorum şiirin…Tabii ya H.Nihal Atsız’ın Geri Gelen Mektup şiiri...Nihal Atsız…Nihal…Nihal hakikaten ne yapıyordur ki şimdi ?
Şu kumanda da nerede? Her seferinde başka yere bırakmasam olmaz sanki…Yok…Yok…En iyisi kalkıp açmak televizyonu. Bu saatte de ne olur ki? Tamamdır açtık…
”Nihal, Nihal…” Haydi Kıvanç Tatlıtuğ değil mi bu? Aşk-ı Memnu muydu bu dizi…Ya ben serap görüyorum ya da her şey Nihal i anlatıyor. Kumanda da yastığın altındaymış. En iyisi radyo dinleyeyim.
İyi ki bu nostaljik radyoyu bana hediye etmiş babam…Zeki Müren değil mi o? Evet o…Ne de güzel sesi var…Biraz dikkat kesileyim sözlerine: “Yine Bir Gülnihal, aldı bu gönlümü / Sim ten, gonca fem, bibedel ol güzel …Nihal…Nihal…Hoş geldin, sen hala genç ve güzelsin… Nereye gidiyoruz?