Kovid 19’lu günlerin tüm dünyayı evlere sıkıştırdığı bu günlerde, insan bugüne kadar kendisi için yapmak isteyip de yapamadıkları ya da yapmaya fırsat bulamadığı ne tür düşünceleri varsa onları hayata geçirme için yani gerçekleştirmek asına bir fırsat olarak değerlendirebilmelidir.
Kendime ne zaman artık kitap almayacağım dediysem, elim kolum kitapla döndüğüm için bu süreç bana okumadığım kitapları sıralayarak, okumaya başlamam için inanılmaz fırsat verdi. Öte yandan edebiyatla uğraşan biri olarak yeni şiir ve öykü yazmak için kendimi zenginleştireceğim bir süreç oldu benim için.
Bu yazıyı yazarken edebiyat nedir? Ne işe yarar? Diye kendi kendime bir soru sordum ve yine kendim, biriktirdiğim sözcükleri sıraya dizerek yanıt verdim. Sanatın tüm alanları ile birlikte elbette edebiyat da insanların kendilerine ulaşmaları için yollar açan, yolu ışıtan ve böylece insanın öncelikle kendi içini daha iyi görebileceği, yani içindeki gizemleri keşfedebileceği bir ortam yaratan süreçtir. Süreç diyorum çünkü süreç başlangıcı, gelişmesi ve sonuçlanması gibi evrelerin birbiriniz izlediği zaman uzun ya da kısa bir dilimidir. O halde Edebiyat ile, yani bir kitabı okuyarak insan kendi gizil alanlarını keşfederse, kendini tanıma serüvenini başlatırsa ne olur. Öncelikle bu kişi anne ya da babaysa çocuğun oku diyerek çocuğunun okuma davranışı kazanamayacağını bilir. O nedenle çocuğuna örnek olmak için önce her gün kendisi yatmadan bir saatini kitap okumaya ayırır. Hatta tüm aile bir okuma saati yapabilirler. Böylece hem kendileri yeni bir dünya keşfederler hem çocuklarına rol modeli olurlar hem de kendini tanıma fırsatını gerçekleştirirler.
O halde nedir kendini tanıma kavramı?
Bedenimizin, düşüncelerimizin, duygularımızın farkına varmak ve bunlar arasında birbirleri ile ilgili ilişkileri yorumlayabilmek ve bireyin hem kendisiyle hem de tutarlı ilişki içinde olmasıdır.
Bu arada iki kavramı daha açıklamak gerekir.
Sosyal Benlik; bireyin içinde yaşadığı en küçük toplum olan ailede, arkadaş ve sosyal çevresi ile ilişkilerini içeren yönüdür.
İç Benlik; bireyin kendi iç yaşantısı doğrultusunda davranması, kendi kararlarının sorumluluğunu kendisinin alması, yolunda gitmeyen olayların sorumluluğunu başkalarına yüklemeden önce kendinde aramasıdır.
İşte tam bu noktada okuduğum, kendini tanıma serüveninde okunmasının da son derece yararlı olduğunu düşünerek pek çok öğrencime, arkadaşıma önerdiğim kitaplardan birini paylaşacağım.
Yazarı Dr Wayne.W.Dyer’in “hatalı alanlarımız” adlı kitabıdır. Kitaptan paylaşacağım kendini tanıma serüveninin en önemli engellerden birinin ONAY gereksinimi yani ÖVÜLMEYE OLAN İHTİYACININ yoğunluğudur. Şimdi bu onay gereksinimini biraz açmamız gerekiyor.
Onay istemek; benim hakkımda sizin görüşleriniz, benim kendi görüşlerimden daha önemlidir” anlamına gelir. Bu çocuklukta yeteri kadar sevgi göremediği ya da sürekli onaylanarak büyütüldüğü anlamına gelebilir. Hepimizin, özellikle çocukluk çağında kişilik gelişimimiz için çok yararlı bir kavramdır. Ancak doğru ve yerinde kullanılmalıdır.
Ancak bir insan erişkin döneminde her yaptığı davranışın karşısında onay bekliyorsa , bu durum gerçek anlamda bireyin olgunlaşmadığının temel göstergesidir. Bu yapıda insanlar onay aldıkça şaha kalkarlar ancak, aradığı onayı almayınca da depressif olurlar. Bu nedenle bu insanlar hep mutsuz olup, mutluluklarının yolu övülmekten ve yaptıklarının onaylanmasından geçer. Normal de hepimiz takdir edilmekten, yaptığımızın beğenilmesinden ya da bize teşekkür edilmesinden hoşlanırız, ancak bu süreklilik haline geldiğinde, hem birey için hem de birlikte yaşadıkları insanlar için yaşamak ne kadar zor olacaktır değil mi?
Benlik değerimiz yüksek ise kendimizi değerli, saygıdeğer, toplum içinde sevilen biri olarak görüyoruz demektir.
Narsizm bir kişilik bozukluğudur. Kabaca insanın kendisine aşık olması denebilir.
• Narsist insan “ kendisinin özel olduğu” duygusunu sürekli olarak yaşamak ister. Bu duyguyu devamlı yaşayabilmek için ne gerekiyorsa yapar, her türlü yola başvurabilir. Bu durum temel olarak insanın özündeki sevgi eksikliğinden kaynaklanıyor.
• NARSİST ÖZELLİKLERİ: Gösteriş meraklısıdır. Çalışkan ve zekidir. Bulundukları konumlarda hızla yükselirler. Hırslıdırlar. Yalnızdırlar. Çıkarcıdırlar. Empati kuramazlar. Sıklıkla yalan söylerler. Güç ve para çok önemlidir. Her zaman haklıdırlar. Kıskançtırlar.
• Narsistlerin taşıdığı bu özellikler tüm insanlarda kısmen vardır, bazen etkin biçimde ortaya çıkabilirler ancak narsist tanımının karşılanabilmesi için bu özelliklerin süreklilik arz etmesi gerekir.
• Amerika Birleşik Devletlerinde narsizm üzerine yapılan bir araştırmada Devlet Başkanları’nın hayatları incelenmiş ve 36 Amerikan Başkanı’nın 36 sının da narsist olduğu değerlendirilmiştir. Narsistik davranışlar insanların “karizmatik lider” algısını karşılayan davranışları içermektedir..
• Yapılan araştırmalarda narsist kişilik değerlendirmesi açısından en yüksek puanı alan insanlar liderlik ve otoriterlik açısından da en yüksek puanı almışlardır.
“Siz bir çekiç olduğunuzda bütün dünya bir çiviye benzer”
• Narsistler güç ve maddi zenginliğe karşı doyumsuzlardır. Bu açıdan narsistlerin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri en önemli alan siyasettir. Bu sebeple narsist kişiliklere siyasetçiler arasında sıklıkla rastlanır
• Narsistler güç ve maddi zenginliğe karşı doyumsuzlardır. Bu açıdan narsistlerin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri en önemli alan siyasettir. Bu sebeple narsist kişiliklere siyasetçiler arasında sıklıkla rastlanır
Kapitalist sistem narsist kişiliğin gelişimi için uygun ortam yaratmaktadır. Bu sebeple narsist kişilikler toplumda giderek artmaktadır.
• Grup Narsizmi: Toplumdaki insanların yaşam kalitesini gerçek manada yükseltemiyorsanız, insanlara memnuniyet ve doyum sağlamak için narsist bir grup oluşumu sağlayabilirisiniz. Etnik kimlik, ırk, ulus, siyasi parti, din gibi gruplar çoğunlukla insanların ait olma hissini kullanarak güçlenen narsist gruplardır.
“İnsanlar gerçeğin kendisi ile değil, sunuluş biçimi ile ilgileniyor.”
• • Narsistler güç ve maddi zenginliğe karşı doyumsuzlardır. Bu açıdan narsistlerin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri en önemli alan siyasettir. Bu sebeple narsist kişiliklere siyasetçiler arasında sıklıkla rastlanır
Buradan Dursun Gökdağ hocama değerli paylaşımları için teşekkür ederim.
• Kapitalist sistem narsist kişiliğin gelişimi için uygun ortam yaratmaktadır. Bu sebeple narsist kişilikler toplumda giderek artmaktadır.
• Grup Narsizmi: Toplumdaki insanların yaşam kalitesini gerçek manada yükseltemiyorsanız, insanlara memnuniyet ve doyum sağlamak için narsist bir grup oluşumu sağlayabilirisiniz. Etnik kimlik, ırk, ulus, siyasi parti, din gibi gruplar çoğunlukla insanların ait olma hissini kullanarak güçlenen narsist gruplardır.
“İnsanlar gerçeğin kendisi ile değil, sunuluş biçimi ile ilgileniyor.”
•
Şimdi siz hayatı eve sığdırdığınız bu süreçte, kendinize bir göz atın “onay “gereksiniminiz ne düzeyde ya da evinizin içinde onay gereksinimi olan kimler var? Bu soruyu sormadan önce hatalı alanlarımız adlı kitaba bir göz atın. Çünkü İnternetten kitabı sipariş verebilirsiniz. Henüz. kargo iletişimine yasak yokken..
İyi okumalar