Güneş koruyucu kremlerimizi sadece yaz mevsiminde değil, kış mevsiminde de kullanıyoruz. Aslında işin özü; gün aydınlanmışsa güneş kremlerimizi sürüyoruz. İster evde olun, uçakta, tarlada hiç fark etmez mutlaka güneş kreminizi sürün.

Güneş koruyucu seçerken UVA / UVB korumalarına dikkat ediyoruz. UVB ışınları güneş yanıklarının asıl sebebidir ve DNA hasarına sebep olabilir. Hiperpigmentasyon ve leke oluşumuna katkı sağlar. UVB koruması rakamlarla ifade edilir. 10,20,30,40,50 gibi. Örneğin: SPF 30, cildin yanmadan önce 30 kat daha fazla süre UVB’ye dayanabileceği anlamına gelir. SPF30 UVB ışınlarının yaklaşık %97’sini engeller. SPF50 ise UVB ışınlarının yaklaşık %98’ini engeller.

Günlük kullanım , şehir hayatı ve kısa süreli dışarı çıkmalar için SPF30 yeterlidir. Lekelenmeye meyilli, açık renkli cildiniz varsa, güneşe yoğun maruz kalıyorsanız yada medikal cilt işlemleri sonrası koruma gerektiğinde de SPF50 tercih edilir. SPF50 de kullansanız her 2-3 saatte bir güneş koruyucu tazelenmelidir.

UVA ışınları ise ciltte kırışıklık, elastikiyet kaybı ve matlık yaratır. Hiperpigmentasyona sebep olabilir. PA+, PA++, PA+++, PA++++ koruma seviyesini gösterir. Çember içindeki UVA işareti de ürünün UVA koruması içerdiğini belirtir.

Örneğin; araba kullanırken UVB ışınları camdan geçemez fakat UVA ışınları geçer. Leke geçmişi olan, yada lekeye meyilli cildiniz varsa PA++++ tercih edebilirsiniz.

Cilt tipimize uygun güneş koruyucu seçmek, sadece cildimizi güneşten korumakla kalmaz yağlanmayı, kuruluğu, sivilceyi, ciltteki hassasiyetleri de önler. Yağlı ve akneye eğilimli ciltler ‘’oil-free’’ , ‘’non-comedogenic’’(gözenek tıkamaz) ürünleri tercih etmeli. Kuru ve hassas ciltler nemlendirici içeren krem formda, alkol ve parfüm içermeyen, paraben-free ürünleri tercih etmeliler. Cildimize iyi gelen ve doğru güneş koruyucu kullanmak uzun vadede çok fayda sağlar.