Eskişehir'de Kalabak su dağıtımı ile ilgili sıkıntı devam ediyor... Tarihi geçmiş damacanaların şimdiye kadar değişmiş olması öngörülüyordu, iki ay geçti, tam iki ay... Halen sıkıntı devam ediyor...
Bu sıkıntının boyutu "kırmızı çizgiyi" aştı...
Bu konuda herkes birşeyler söylüyor, Kalabak suyuna sahip çıkıyor da, çözüm üretmek anlamında kimsenin bir şey yaptığını halen göremiyoruz...
Gözümüzün önünde Eskişehir'in güzelim markası, Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere emaneti Kalabak su kan kaybediyor...
Bana kalırsa şu anda bu sorunu istese bu şehirde çözebilecek tek isim var, o da Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt...
Kazım Kurt ve o muhteşem ekibi...
Diyeceksiniz ki, "Ya Odunpazarı'nda zaten birçok sıkıntı öylece duruyor, nasıl çözsün"...
Bence istese çözer...
Sonuçta, bu şehri geçiyorum, kendisini önce milletvekili sonra belediye başkanı yapan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'i bu zor gününde yalnız mı bırakacak?
Yıllardır neferi olduğu partisini bu zor zamanda yalnız mı bırakacak?
İl yönetimini belirlediği partisini bu konuda harekete geçirmeyecek mi?
Belediyedeki ekibini bu konuda harekete geçirmeyecek mi?
Yaşanan sıkıntıdan en çok etkilenen yer, Eskişehir'in en büyük ilçesi Odunpazarı değil mi?
Bu konuya aktif olarak müdahil olması gerekmiyor mu?
Bana kalırsa...
Kazım Kurt, CHP'nin neferliğine harcadığı enerjinin yüzde 10'unu şu işe harcasa, Kalabak'taki sıkıntıyı çözer...
Ama ortada bir problem var...
Birilerinin Kazım Kurt'u, bu meselenin CHP'nin iç meselesi olduğuna ikna etmesi gerekiyor...
Yani, "Kalabak'ı siyasete alet etmeyelim" filan diye sadeceyakınıp duranlar var ya...
Tam tersine, Kalabak'taki sıkıntıyı CHP'nin bir iç siyaset meselesine çevirmeliyiz...
Çevirmeliyiz ki, Kazım Kurt da bu "parti içi mücadeleye" girerek güç kazanacağı konusunda motive olarak bu sorunu çözsün...
Nasıl öneri ama?
Ne gülüyorsunuz..
Baktım somut ve akılcı önerilerin hiçbiri hayata geçirilmiyor, ben de bunu önerdim...
Siz beni dinleyin...
Kazım Kurt'u bu şekilde motive edersek, bu işi çözer...
Haa... Bir de ekibi ve arkadaşlarını ikna etmek gerek tabii...