Odunpazarı Belediye Meclisi'nin pandemi süreci sonrasındaki toplantısını izledim... Aslında daha önce bu konuda bir yazı yazmayı düşünüyordum ama o kadar içimi daralttı ki toplantı, biraz bekledim... Ve şunu fark ettim ki, pandemi sürecinde bunca süre ara vermek Odunpazarı Belediyesi Meclisi'ne pek yaramamış, şirazesi iyice kaymış...
Yaklaşık 2 saat 15 dakika süren bir toplantının, abartısız 1 buçuk saati herhalde ülke gündemine ilişkin tartışmalarla geçti... Yarım saati de encümen, komisyon seçimleri, maddelerin oylanması derken, Odunpazarı 15 dakika ya konuşulmuştur, ya da konuşulmamıştır...
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, zaten toplantı sonunda aldı sazı eline... Bir mitingte konuşur gibi, siyasetçi hitabetinden hiçbir şey kaybetmediğini gösterdi... Toplantıdaki tartışmaların en geniş bölümü ise barolarla ilgili tartışmalar oldu... E tabii, mecliste çok sayıda avukat olunca, belediye başkanı da avukat olunca tartışılması normal...
Tamam... Belediye Meclislerinde ülke siyaseti de tartışılsın, konuşulsun, karşı değilim... Herkes istediğini konuşsun... Ama burası Odunpazarı Belediye Meclisi değil mi?
Odunpazarı'nın, Odunpazarı'nda yapılanların, yapılmayanların, ilçedeki sıkıntıların da konuşulması gerekmiyor mu?
AK Partili Murat Özcan, "Odunpazarı'nda hizmet sektörü esnafı sıkıntıda, mekanları daraldığı için bahçe ve uygun kaldırımların kullanılabilmesi için izin istiyorlar, esnafımız anlayış bekliyor" demese Odunpazarı'nda olduğumuzu unutacağız...
Kazım Kurt bir ara Yenisofça'daki arazi için ihaleye gireceklerini söylemese Odunpazarı'nda olduğumuzu unutacağız...
Hicri Sezen Parkı'nda halen süren inşaat hakkında tek bir laf bile edilmemesinden bahsetmiyorum bile...
Odunpazarı Belediye Meclisi'ni TBMM'ye çevirmeye gerek var mı?
Biraz kendi kimliğini koruması, Odunpazarı'nın geleceğinin de konuşulması gerekmez mi?
Odunpazarlılar bu belediye meclisini neden seçti?
Sadece, zaten Türkiye gündeminde genel başkanların, parti genel merkezlerinin, sivil toplum örgütlerinin, milyonlarca kişinin daha detaylı ve kapsamlı tartıştığı konuları, öyle üstünkörü mecliste tartışın diye değil herhalde...
Altını çiziyorum...
Herkes istediğini konuşsun... Kazım Kurt isterse, zaten istediği her mecrada bu açıklamaları yapabilme imkanı varken, bir saat barolardan ve yeni düzenlemeden bahsetsin... Kıdem tazminatından bahsetsin... Hükümeti eleştirsin, demediğini bırakmasın... Pandemiye rağmen saatlerce konuşsun...
Ama o zaman iki saat de Odunpazarı'nda ne yapıp, ne yapamadığını ve ne yapacağını anlatması gerekmez mi...
Ben bir Eskişehirli olarak belediyenin meclisinde o ilçenin de konuşulduğunu görmek istiyorum... Çok şey mi istiyorum?
Eğer ilçenin sorunları, talepleri konuşulmasın diye tartışmalar sadece genel siyasetle sınırlı tutuluyorsa, o ilçenin konuları geçişiriliyorsa ona demokrasi denmez..
"Demagoji" denir...
Cüneyt Özdemir'in deyimiyle "ergenler" için açıklayalım mı, demagoji nedir?
Şöyle söyleyelim o zaman.. "Gençlerin" artık prim vermediğine inandığım bir şey aslında...
Türkçesi daha güzel... Laf cambazlığı...
İlla sözlük anlamı isterseniz, "bir kimsenin ya da topluluğun duygularını kamçılayarak, okşayarak, ona ya da onlara gerçekdışı şeyler söyleyerek onu ya da onları kendine çekmeye çalışmak" deniyor...
"Solcu ergenler" için de ayrı not düşelim... Nazım Hikmet'in sözüyle örneklersek... "Çünkü halklar artık demagojiden hoşlanmamakta, demagogların maskelerini aşağıya indirip yolundan atmaktadır" cümlesindeki gibi...
Odunpazarı Belediye Meclisi yeniden toplanacak.. 6 Temmuz toplantısı...
Sağmış, solmuş.. AK Partiymiş, CHP'ymiş...
Sözüm tüm meclis üyelerine... Lütfen Odunpazarı Belediye Meclisi'nde biraz da Odunpazarı'nı konuşun, konuşturun!