Gelin bugün onca derdimiz, onca sıkıntı arasında güzel şeylerden bahsedelim biraz da...
Hazır Odunpazarı Modern Müze geçtiğimiz günlerde dünya çapında verilen "Yılın Uluslararası Projesi" ödülünü kazanmış ve Türkiye'de bu ödülü ilk alan müze olarak bu gururu bize yaşatmışken, yarın da müzede "Günün sonunda"adlı yeni bir sergi açılacakken, size eski bir yazımı hatırlatmak istiyorum önce..
29 Nisan 2019'da yazdığım “En modern yatırım” başlıklı yazımı...
“Genel Yayın Yönetmenimiz Hakkı Kutlu, dünkü yazısında beni de anarak Odunpazarı Modern Müze konusunda çok güzel bir yazıya imza attı. Hakkı ağbi sağ olsun, müzenin arka planını ve en önemli noktalarını aslında çok güzel özetledi. Ama eklemek istediğim birkaç nokta var. Odunpazarı Modern Müze’nin Eskişehir için çok önemli bir mihenk noktası olduğuna inanıyorum.
BİNANIN TASARIMI
Birincisi… Odunpazarı Modern Müze’nin tasarımı başlı başına mimari açıdan bir sanat eseri, buna kuşku yok. Zaten öyle alelade bir müze yapılması, bir modern sanat müzesine yakışmazdı. Proje tamamlanınca da iyice anlamış olduk ki, Erol Tabanca mimari açıdan çok doğru bir seçim yapmış. Odunpazarı’nın ruhunu anlayan, bunu Japon mimarisiyle buluşturan Japon mimarlar Kengo Kuma ve Yuki Ikeguchi’yi de kutlamak gerek.
SORUNSUZ, TEMİZ, ÖRNEK BİR İNŞAAT
İkincisi… Tarihi Odunpazarı Evleri bölgesi gibi bir yerde o kadar temiz, o kadar profesyonelce, o kadar doğru, o kadar hızlı ve çevreye zarar vermeden inşa edildi ki, kutlamamak gerçekten elde değil. Polimeks zaten biliyorsunuz, dünya çapında projelere imza atan bir şirket. Erol Tabanca ve Cem Siyahi’den de farklı bir şey beklenemezdi. Benim önemsediğim nokta, bu inşaatın hem Eskişehir’deki tüm kurumlara, hem de inşaat firmalarına örnek teşkil edecek düzeyde olması… Birçok Eskişehirli birebir, dünya çapında bir projenin nasıl yapılacağını bu sayede görmüş oldu. Bu anlamda emeği geçen herkesi kutlamak gerekiyor.
ESKİŞEHİRLİ İŞADAMLARI” İMAJINA KATKISI
Üçüncü nokta… Ben sanat uzmanı değilim. Ama “modern sanat” veya “çağdaş sanat” dediğimiz şey, bir gelişmişlik unsurudur. Dünyaya baktığınızda modern sanat müzeleri ve modern sanat eserlerini toplayan işadamları sayılıdır, pahalı bir iştir. Sanat eserleri koleksiyonu yapmak o ülkedeki işadamlarının entelektüel ve kültürel düzeyleri ile birlikte, ileri görüşlülüklerini de gösterir. Bir ülke için de en doğru ve akılcı yatırımlardan biridir. Bugün paha biçilemez dediğimiz birçok eser bu sayede korunmuş, bugünlere gelmiştir. Bu anlamda, şimdi tüm dünyada “Eskişehirli işadamları Türkiye’de Odunpazarı’nda bir modern sanat müzesi kurdu” diye bahsedilmesi, Eskişehir kadar, Eskişehirli sanayici ve işadamlarının imajına da büyük bir artı sağlayacaktır. Bu da unutulmamalı…
TÜRK SANATÇILARIN ÖZGÜN ESERLERİ İLE
Dördüncü nokta… Odunpazarı Modern Müze, Erol Tabanca’nın özellikle Türk sanatçıların eserlerinin yer aldığı bir koleksiyona ev sahipliği yapacak. Bu anlamda tüm dünyada sayılı müzelerden biri olacak. Yani Eskişehir’den bahsedildiğinde, öyle “kitch” eserlerden, Avrupa’dan birebir kopyalanan eserlerden değil, özgün eserlerden söz edilecek. Bu anlamda, tıpkı Sivrihisar’da Prof.Dr. Nabi Avcı’nın da desteklediği, Sivrihisar Belediyesi’nin hayata geçirdiği Metin Yurdanur Açık Hava Heykel Müzesi gibi, Eskişehir’deki sanatsal duruşa ve bakış açısına değişim anlamında büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Özgün ve kopya olmayan eserlerle…”
Cumhurbaşkanı Erdoğan müzeyi açtıktan sonra da, 8 Eylül 2019'da yazdığım yazıda yine bu yazımı hatırlatıp şunları söylemiştim:
"Şimdi galiba bir şey daha eklemek gerekiyor o yazıya… Beşinci nokta… Ama o beşinci noktayı size bırakıyorum… Bu açılış bize uzun süredir Eskişehir’de ve hatta Türkiye’de görmek istediğimiz, göremediğimiz farklı bir şeyi daha göstermedi mi bizlere, o açıdan da bir mihenk taşı olmadı mı? Emeği geçen herkese teşekkürler… Bu müze ile yegane kazanan Eskişehir oldu, o kesin…"
AK Parti Eskişehir Milletvekili ve aynı zamanda Odunpazarı Modern Müze'nin Mütevelli Heyeti üyesi de olan Prof.Dr. Nabi Avcı da, Odunpazarı Modern Müze'nin bu ödülü almasını kutladığı mesajında ne demişti? "Eskişehir kazandı, Türkiye kazandı"... Nabi Avcı da bir ödülden çok daha fazlasına dikkat çekti bu mesajı ile bence..
Tek ve biricik...
Her şeyi ile tek, biricik ve Eskişehir'e ait... Bu şehre ait... Oradan, buradan kopya değil, benzersiz...
İşte bu yüzden de bizim için çok değerli ve çok da değerli olması gerekir...
Eskişehirspor gibi, Kalabak su gibi değerli...
O derece güçlü, o derece sahip çıkmamız, her Eskişehirliyim diyenin benimsemesi gereken kalıcı bir eser bu müze...
Haydi OMM'a girelim beraber... Size bir şey göstereceğim...
Haydi gelin Odunpazarı Modern Müze'yi gezelim mi beraber sizinle... Size bir eseri göstermek istiyorum çünkü...
Birlikte girelim içeri... Takip edin beni... İlk katta merdivenlerden usulca inip, sağa dönelim... Her seferinde bakmadan, izlemeden geçemediğim o eseri göstermek istiyorum size... Gün ışığını içeri dolduran o hüzme salonun arkasında, biraz gölgede kalmış ve her seferinde keşfedilmeyi bekler gibi orada...
Japon sanatçı Ken Matsubara'nın "Uyuyan su / Bir bardak suda fırtına" adlı eseri...
Eskimiş, köhne bir kutu içine hapsedilmiş bir bardak su... Ama içinde fırtınalar kopuyor, dökülüp duruyor, yitiyor gidiyor gözümüzün önünde...
Uzanıp buna engel olasım, hapsedildiği o kutudan kurtarasım geliyor, yapamıyorum...
Kimde bu kutunun anahtarı, kim onun sorumlusu? Yok...
Altında "dokunmayın" yazıyor... Ama o "biricik" su orada yitip gidiyor...
Aklıma "Kalabak su" geliyor... Üzülüyorum, kızıyorum, sinirleniyorum, çırpınıyorum, ürperiyorum...
İşte sanat böyle bir şeydir kardeşim...
Artık o eseri her gördüğümde bana hatırlatacağı bir şey var, benimle ve bu şehirle bir bağı var...
Yarın Odunpazarı Modern Müze'de yeni bir sergi açılıyor, yeni eserlerle karşılaşacağız...
Ama umarım "Uyuyan su / Bir bardak suda fırtına" eseri müzedeki yerinde kalır, kaldırılmaz...
Lütfen, o eseri kaldırmayın...
Kalsın ki unutmayalım...