Birkaç gün önceki yazımda da dikkat çekmeye çalışmıştım. Aslında son günlerdeki her yazımda altını çizmeye çalışıyorum. Çünkü çok önemli... Koronavirüsü ile mücadele konusunda en ön safta mücadele eden sağlık çalışanlarını gerekli düzeyde koruyamazsak bu savaşı kaybederiz...
Müge Anlı'nın televizyon programında migren ağrısı ile ilgili başına gelen olayla ilgili anlattıklarını görmüşsünüzdür. Sağlık çalışanlarını rencide edecek ve gerçekten de hedef gösteren böyle sözlere gerçekten anlam vermek mümkün değil...
Ve maaalesef Müge Anlı gibi ünlü bir sunucunun bile yaşadığımız sıkıntıyı, küresel felaketi anlamakta bu kadar güçlük çekmesi, başına gelen kişisel bir olayı büyüterek ve anlamsız bir öfkeyle aslında kendisini korumaya çalışan sağlık çalışanlarına yönelik böyle sözler sarf edebilmesi ülkemizdeki durumun vahametini de gösteriyor...
Tepkiler sonrasında kendisi bir açıklama yapmak zorunda kaldı, ama maalesef özrü kabahatinden büyük bir açıklama oldu... Halen olayın büyüklüğünü, vahametini anlamış değil... O kadar insan sosyal medyadan yaptığının ne kadar hatalı olduğunu, yanlış olduğunu kendisine anlattı. Ancak o halen yaptığının doğru olduğunu savunmaktaydı...
Bakanlığı eleştir, hükümeti eleştir... Kalkıp tüm sağlık çalışanlarına yönelik, tüm doktorlara yönelik genelleme yapmak nasıl bir cehalet...
Şu an olağanüstü günlerden geçiyoruz...
Türkiye, diğer ülkelerle karşılaştırıldığında şu ana kadar iyi gidiyor ve umarız daha da iyi gidecek...
Ancak bu tür "panik" açıklamaların ve suçlamaların, sağlık çalışanlarına engel olmaktan, dolayısıyla bu virüsle yapılan mücadeleye zarar vermekten başka bir şey yaptığı yok...
Bu işin siyaseti de yok!
O benden, şu senden diye düşünülemez...
Konu sağlık, toplum sağlığı, bir ülkenin, dünyanın sağlığı...
Lütfen birileri kalkıp, kendilerini her şeyin uzmanı gördükleri veya dünyanın merkezi sandıkları gibi bu konunun da uzmanı ve merkezi, her şeyi en iyi bileni sanmasınlar...
Son günlerde yapılan bazı açıklamalar ve Müge Anlı'nın bu tavrı da maalesef bu konuda çok sıkıntılı olduğumuzu gösteriyor.
Müge Anlı'nın sözleri de açıkça gösteriyor ki, geçen günkü yazımda dikkat çektiğim gibi, sağlıkçılara yönelik her türlü şiddete ve engellemeye karşı acilen yeni bir yasal düzenlemeye ve yaptırımlara ihtiyacımız var.
Bunun bir an önce hayata geçmesi için de her türlü toplumsal baskıyı kurmalıyız...
Madem Müge Anlı geçmişte sağlık çalışanlarına şiddete karşı çok çabalar harcadığını da iddia ediyor, işte şimdi o ve onun gibilerin bu konuda nefer olmasının da tam zamanı...
Müge Anlı kalkıp benzer sözleri askerler veya polisler için edebilir miydi, bilemiyorum...
Çünkü şu anda bu mücadeledeki yegane askerlerimiz sağlık çalışanları...
Ve ordusunun moralini bozan savaşı kaybeder, şunu bir anlayın artık...
Eskişehir, daha fazlasını yapabilirsin...
"Eskişehir eli boş durma" diye yazmıştım 24 Mart'ta, sağlık çalışanlarına daha çok koruyucu ekipman sağlanması için...
Eskişehir'de bu konuda yegane harekete geçen isimlerden biri de işadamı Mehmet Şimşek olmuştu. Türk Sağlık-Sen ile birlikte sağlıkçılar için daha fazla koruyucu tulum tedarik etmek için sosyal medyadan çağrıda bulunmuştu. Geçtiğimiz günlerde kısa sürede 200 tulumun sağlandığını duyurmuştuk. Türk Sağlık Sen Şube Başkanı Hasan Hüseyin Köksal ile birlikte Şehir Hastanesi'ne tulumları teslim etmişler. Hem onlara hem de kampanyaya destek olanların ellerine sağlık... Eskişehir daha da fazlasını yapabilir, biliyorum...