Zaman bazen hiç beklemediğimiz bir şekilde aleyhimize işlemeye başlar. Ne zaman büyümüşüzdür de ne zaman bunca sorunla boğuşur hale gelmişizdir, anlayamayız. Hala misketlerimiz kutudadır oysa, oyuncak arabalarımız evin en güzel yerinde, hatta annemizin bizi yemeğe çağıran sesi kulaklarımızda.
Sanki uykuya dalmışızdır ve bir anda büyümüşüzdür. İçten pazarlıklar, arkadan konuşmalar, birbirinin ayağını kaydırmalar…Çocuk kalbimizin bilmediği şeylerdir. Küsmek isteriz hayata evet bir çocuk gibi küsmek. Hıçkıra hıçkıra ağlamak ve bunu utanmadan, çekinmeden yapmak…
Dünyanın merkezinden bir anda uzaklaşmışızdır. Küçükken her şey bizim için yapılırdı halbuki. Hediyeler, gezmeler, oyunlar… Şimdi ise biri bir mesaj atsa halimizi hatırımızı sorsa…Nerde onlar da azalmaya başladı günden güne…Ne güzel anlatmıştır halimizi oysa şair,
"İki çocuk rahatlıkla oturduğumuz kapının eşiğine
Kendi başıma zor sığıyorum bugün
Büyüdükçe insan yalnız mı kalıyor ne ?"(S.Akın)
Bana şimdilik müsaade... Yasin ve diğer çocuklar beni çağırıyor...Mahalle arkadaşlarımla saklambaç oynayacağız...