If you fall asleep now, you will dream.. If you study now, you will live your dream. (Eğer şimdi uyuyakalırsan rüya göreceksin. Eğer şimdi çalışırsan rüyanı yaşayacaksın.)
Karadeniz bölgesinde, Sürmene’ye bağlı Yılmazlar Köyünde bir erkek çocuk dünyaya gelir.
Çevresinde başarılı, ünlü, zengin ve kariyerli insanlar yoktur. Hatta doğduğu köyde lise de yoktur.
Bir gazetenin açtığı ilkokullar arası bilgi yarışmasına katılır ve birinci olur.
Ortaokulu devlet bursuyla `parasız yatılı` olarak Samsun`da okuduktan sonra, TÜBİTAK bursuyla geçtiği Kabataş Lisesi`ni de dönem birincisi olarak bitirir. Aynı yıl üniversite giriş sınavında da Türkiye birincisi olur.
Amerika’da master yapar. O artık bir prenstir. O, patentli yazar kasa mucididir.
O, maliye bakanlığına kadar yükselmiş Yılmazlar Köyü’nde dünyaya gelen Adnan Kahveci’dir.
Adnan Kahveci “Türkiye’de başarılı olmak…” hakkında şöyle diyor:
“Türkiye`de en sevdiğim şey budur. En fakir çocuk bile çalışkan olduğu sürece başarabiliyor ve yükselebiliyor. Türkiye’nin hayran olduğum tarafı bu. Kişinin zengin ya da fakir olması önemli değil.
O, denedi, çalıştı ve başardı. Bizim çocuklarımız da başarabilir.
“Değerli anne ve babalar, size önerim: “Üniversite sınavını sinir, stres sınavı” olarak değil; “sıçrama tahtası“ olarak görmenizdir.
Çocuklarımızın yaşamları boyunca silik yaşamalarını ister miyiz? Elbette hayır…
Çocuklarımızın başarması için gereken gücü biz vermeyeceksek, kim verecek. Bunu yaparken en önemli argüman sevgi…
Her nerede sevgi varsa orada başarı ve zenginlik vardır.
Üniversite sınavını çocuğunuzla aranızdaki ilişkiyi arttırmak için fırsat olarak görebilirsiniz.
Erkekler için “askerlik arkadaşlığı“ farklıdır. Çünkü belirsizliklerle başlayan kaygılı, ciddi, gergin dönemde kurulan ilişkiler kuvvetlidir. Ve ömür boyu unutulmaz.
Siz de sınava hazırlık dönemini aranızdaki bağları daha da güçlendirmek için fırsat olarak görebilirsiniz.
Unutmayın değerli anne ve babalar, şu dünyada her şeyin en iyisine layık çok güzel ve çok özel çocuk var ve o çocuk, sizin evde yaşıyor.