Üniversitelerin çalışma hayatında birçok sorun yaşanmaktadır. Salgın süreciyle birlikte bunlara yenileri eklendi. Engeller aşılmak, sıkıntılar giderilmek, sorunlar çözülmek içindir. Bu da ancak örgütlenmekle, mücadele vermekle mümkündür. Çabalarımız bazen hemen netice vermeyebilir, alın terimiz, mücadelemiz hemen kazanıma dönüşmeyebilir. Ama her çözüm, elde edilen her kazanım bir mücadelenin sonucudur.
Öncelikle umutsuzluğa kapılmayacağız. Sonuç alıncaya kadar gayret göstereceğiz, mevcut sorunları çözmek için var gücümüzle çalışarak; kazanımlarımıza yenilerini eklemek için yolculuğumuza kararlılıkla devam edeceğiz. Yanlışlara dikkat çekmekten, gerçekleri söylemekten, doğruları göstermekten, sorunları dile getirip çözüm önerilerimizi kamuoyuyla paylaşmaktan, yetkilileri çözüm için adım atmaya çağırmaktan vazgeçmeyeceğiz. Hakkın yerini bulması için, haksızlıkların, keyfîliklerin, adaletsizliklerin sona ermesi için üniversitelerde üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz.
Yeni bir yükseköğretim kanununa ihtiyaç var
Yükseköğretim kurumlarının yönetiminde yetkilerin tek bir makamda toplanmasını önleyecek, her türden yetkinin keyfî kullanımının önüne geçecek mekanizmaları tesis edecek, akademik yükseltme sistemini evrensel kabul gören objektif, nesnel ve ölçülebilir kıstaslara bağlayacak, araştırmacı ve öğretim üyesi yetiştirme sisteminin ana hatlarını yükseköğretim politikaları doğrultusunda düzenleyecek, yükseköğretim çalışanlarının karar mekanizmalarında yer almasını sağlayacak nitelikte yeni bir yükseköğretim kanununun hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Yükseköğretimde birlikte yönetim ilkesinin benimsenmesi, akademik özgürlüklerin genişletilmesi, araştırma altyapısının güçlendirilmesi, uluslararası öğrenci ve araştırmacılar için cazip finansal şartların oluşturulması gerekmektedir.
Sorunlar acil çözüm bekliyor
- 2547 sayılı Kanun’un 13/b-4 maddesinin keyfî, sınırsız, ölçüsüz ve amacı dışında kullanımının önüne geçilmelidir.
- Geliştirme ödeneğinde akademik ve idari personel ayrımı yapılmamalı, idari kadrolarda çalışanlara da geliştirme ödeneği verilmelidir.
- Akademik personel için getirilen norm kadro uygulaması yeniden masaya yatırılmalı; ülkemizin öğretim elemanı açığı gözetilerek istihdamı kısıtlayan değil, istihdam artışı sağlayan bir bakış açısıyla ele alınmalıdır.
- Döner sermaye ödemelerinden üniversite idari personelinin de faydalandırılması sağlanmalıdır.
- 2547 sayılı Kanun’un 33/a ve 50/d maddesi kapsamında çalışan araştırma görevlileri iş güvencesine kavuşturulmalı; doktora eğitimini tamamlayanlar doktor öğretim üyesi, doçent unvanını alanlar doçentlik kadrolarına atanmalıdır. Doçentlik unvanını almasına rağmen doçent kadrolarına atanamayan doçentlere ‘kadrolu doçentler’ için öngörülen ek gösterge oranları uygulanmalı, kadro ihdası yapılmalıdır.
- Akademisyenlerin idari kadrolarda (genel sekreterlik, daire başkanlığı vs.) görevlendirilme uygulaması kaldırılmalıdır.
- Üniversitelerde idari personelin yer değiştirmelerinde muvafakat uygulaması yerine üniversiteler arası merkezî atama ve yer değiştirme hakkı verilmelidir.
- Kamuda görev yapan tüm sözleşmeli personel kadroya geçirilmelidir. Sözleşmelilikten kadroya geçen personelin daha önce geçici veya daimi işçi statüsünde geçen süreleri memuriyet hizmet süresine sayılmalıdır.
- ÖSYM tarafından tüm yükseköğretim kurumlarını bağlayıcı şekilde her yıl merkezî görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları yapılmalıdır.”
YILDIRIM, Sorunları dile getirmeye, sonuç alıncaya kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Sorunlar çözüme kavuşturuluncaya kadar mezkûr sorunları dile getirmeye devam edeceklerini “Rehavete kapılmadan, umudumuzu yitirmeden mücadele etmeyi, sorun çözmek için emek harcamayı, haksızlıkların giderilmesi için girişimlerimizi sürdüreceğiz”