--İLK EKMEK OYUNU
Oyun gereçleri; Uçları sivrilmiş değnek:
Belli bir mesafeye yan olarak bir değnek konur. Gençler sıra ile sivri uçlarını yere vurup, değnekleri yaylandırıp (Çek başına, deden et getirmiş bak dişine) tekerlemesi ile fırlatırlar. Fırlatılan değnek yere yan bırakılmış değneği vurup geçer ise o genç kazanmış olur. Vuramazsa kaybeder. Diğer gençlere sıra gelir ve oyun böyle devam eder.
--ELİK OYUNU
Oyun gereçleri sağlam meşe değneği, çelik 20 cm. boyundaki inceltilmiş bir dal parçasıdır. Gençler 2 gruba ayrılırlar. Birinci grubun atıcısı çeliği havaya atar ve vurucu durumdaki genç çeliği havada vurarak uzağa gitmesini sağlar. Düştüğü yerden başlangıç yerine ona kadar saymak şartı ile (Bir yan, bir gıllı, bir pat, bir kepenek altında v.s. gibi). Tekerlemesi ile değnekle ölçerler. Sonra diğer grup çeliği atar. En uzun mesafeye atan grup oyunu kazanır.
--KIŞ OYUNLARI
TURA OYUNU
Yörük köylerinde genellikle düğünlerde oynanan bir oyundur. Davullar Köroğlu Ezgisini çalarken ikiye ayrılan köy delikanlıları 20 metre ara ile karşılıklı dururlar. Gruptan bir tanesi ileri fırlar, karşı gruptan bu oyuncuya gücü yetecek birisi çıkar. Orada karşılaşırlar. Ellerinde tura (Bir metre uzunluğunda uçu düğümlü urgan) vardır. Birbirinin keçe kalın kumaş bağlanmış ayak ve bacaklarına tura ile vururlar. Vurma işine dayanamayarak kaçanın yerine gruptan bir başkası gelir. Kaçakların en fazla olduğu grup oyunu kazanır ve ödülü (Kuzu – çerez) kazanır. Sonra hep birlikte ödülü yerler.
--KÖS OYUNU
Gençler ve yetişkinler oynar. Uzun kış gecelerinde köylerde köy odalarında oynanır. En az 2 kişi bu oyunu oynar. Yuvarlak söğüt ağacının bir santimetre çapındaki kolları ortadan ikiye ayrılır. 20 cm. boyunda kesilir. Bir tarafı yarım ay, bir tarafı düz şekilde olur. (Kös, zar oyununun değişik bir çeşididir). ''Bire, ikiye, üçe, dörde yat'' diye tekerleme söylenerek kös atılır. Güz yüzün bir araya gelmesi ile en yüksek puan kazanılır. Puanlama, konuşmaya bağlıdır. Konuşulan sayıya ulaşan genç oyunu ve ödülü kazanır. Ödü genellikle çerez ve meyve olup, kaybeden tarafından karşılanır ve hep birlikte yenir.
KAYNAK: Emirdağlı FİKRET AKIN'IN ''EMİRDAĞ'DAN ESİNTİLER'' adlı kitabından alınmıştır.