Merhaba değerli okuyucular, her hafta Çarşamba günleri hukuka dair yazılarımızla sizlerle burada buluşuyoruz.

Bu haftaki yazımda sizlere pek çoğumuzun konut alırken farkında dahi olmadığı ama bu farkında olmayışın yol açabileceği can sıkıcı durumlardan bir tanesinden bahsetmek istiyorum. İçinizden peki madem Avukat Hanım konut alırken nelere dikkat etmeliyiz sorusunu sorduğunuzu duyar gibiyim. Neymiş dikkat edilmesi gerekenler gelin birlikte bir bakalım…

SATIN ALINAN KONUT YA AİLE KONUTUYSA…

Aile konutu kavramı Türk Medeni Kanunu ile hayatımıza girmiş olup, hukukun; aile hukuku, miras hukuku, icra hukuku gibi farklı branşlarında da sık sık karşımıza çıkmaktadır. Türk Medeni Kanunu gerekçesinde, “eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği, acı ve tatlı günleri içinde yaşadığı, anılarla dolu bir mekan” olarak tanımlanmıştır.

Bu bağlamda aile konutu, eşlere tanıdığı haklar noktasında ayrı bir yere sahiptir ve kanunla özel bir korumaya tabi tutulmaktadır. Eşlere tanıdığı haklardan bazıları ise, rıza hakkı, mülkiyet hakkı, intifa hakkı, oturma hakkıdır. İşte bu noktada bazı hakları bilerek hareket etmek hukuki açıdan ileride bir sorun yaşamamak adına önem arz etmektedir. Zira evli bir kişiden konut alınması söz konusu olduğunda satın aldığınız konut aile konutu ise az önce bahsettiğim haklardan mülkiyet hakkı devreye girmektedir. Öyle ki, bu hak ile eşlerden birinin aile konutunun maliki olduğu durumda diğer eşe karşı aile konutu üzerinde mülkiyet hakkına sahip olmaktadır. Bu hakkın sonucu olarak, aile konutunun maliki olan eş, aile konutunu başkasına devredememekte, aile konutu üzerindeki hakları tapuda sınırlayamamakta, aile konutunu kiralayamamakta bununla birlikte kira sözleşmesini sonlandıramamaktadır. Bu durum Medeni Kanun’un 194. Maddesi ile düzenlenmiş olup kanun maddesinde de,

“Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir.” denilmektedir.

Bu noktada belirtilmesi gereken önemli bir diğer husus ise aile konutunun, eşlerin ortak mülkiyeti dışında da olabileceğidir. Örneğin, aile konutu eşlerden yalnızca birine ait olabilir veya eşlerden biri üçüncü bir kişiden kiralamış olabilir. Bu durumda da aile konutu, Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesindeki özel bir korumaya tabi tutulacaktır.

Kendi konumuza dönecek olursak, az önce bahsettiğim kanun metninde de açıkça görüldüğü üzere aile konutu söz konusu olunca konut üzerinde tesis edilecek işlemlerde eşin açık rızasını almak gerekmektedir. Yani siz evli bir kişiden konut satın alacaksanız ve bu konut aile konutu ise satın aldığınız kişinin eşinin, söz konusu satışa ilişkin açık rızasını almaz iseniz, satış yapılmış olsa dahi satıştan sonra açılacak olan tapu iptali davası ile konutunuz elinizden geri alınabilir!

Elbette konut alırken dikkat edilmesi gereken pek çok konu var. Satın alınan konutun aile konutu olup olmadığı bunlardan yalnızca bir tanesi. Hep derim hukuk derya deniz… Anlatmakla, okumakla, dinlemekle bitmez. Ama bildiğiniz ufak bir hukuk bilgisi dahi her zaman sizi bir adım öne taşıyacaktır. Önümüzdeki hafta bir başka yazımızda yine burada buluşmak dileğiyle. Şimdilik hoşça kalın…