Merhaba Değerli Okurlar! Bu hafta iş hukuku alanında sıkça karşılaşılan ve önemli bir konuyu ele alacağız.

Uygulamada aynı işverene karşı dava açmış işçilerin birbiri adına tanıklık yapması hususu sıkça karşılaşılan bir durum olmakla birlikte birbirlerine tanık olmalarında elbette mani bulunmamaktadır.

Lakin mahkemeler tarafından, aynı işyerinde beraber çalışan ve aynı sebeple hak talep eden kişilerin birbirine tanıklık yapması hali "menfaat birliği" olarak yorumlanmaktadır. Bu bağlamda, başkaca bir delil bulunmaması halinde tanık beyanlarına ihtiyatla yaklaşılmaktadır.

Zira, işverene karşı dava açan işçilerin birbirlerinin davalarında yaptığı tanıklığın kendi dosyaları açısından da menfaat sağlayacağı göz önünde bulundurulduğunda tanıklıklarına duyulacak güveni etkileyecektir.

Uygulamada mahkeme kararları ile de, işçi tanıklarının da işveren aleyhine dava açtıkları ve somut davada çıkacak sonuçtan menfaat elde edecekleri de tartışmasız olduğundan başka delillerle desteklenmeden tek başına husumetli tanık anlatımına itibar edilmesinin mümkün olmadığı belirtilmektedir.

Burada dikkat edilmesi gereken husus "YALNIZCA VE YALNIZCA" husumetli tanık beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmaması gerektiği yönündedir. Öyle ki, dosya bir bütün olarak değerlendirildiğinde diğer delil ve belgeler ile birlikte değerlendirilmesinde herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.

Durum her ne kadar böyle değerlendirilse de maalesef dönem dönem haksız sebeplerle toplu işten çıkarmalar yahut hak ve alacakların kanuna uygun şekilde ödenmemesinin işçiler nezdinde oluşturduğu mağduriyetler sebebiyle birden fazla işçinin, iş akdini feshetmek zorunda kaldığı durumlar yaşanmaktadır. Bu durumda kimi zaman dosya içeriğinde başkaca delil ve belgeler bulunmamakta ve tanık deliline dayanılmaktadır.

Bu gibi durumlarda iş akdini feshederek işçilik alacakları için dava ikame eden işçilerin "husumetsiz" tanık bulma ihtimali bulunmamaktadır. Yukarıda bahsettiğimiz üzere aynı işyerinde beraber çalışan ve aynı sebeple hak talep eden kişilerin birbirine tanıklık yapması hali  "menfaat birliği" olarak değerlendirilse de sayıca fazla işçinin toplu olarak işten ayrılarak dava açması halinde iddialarını nasıl ispat edecekleri ayrı bir sorun teşkil etmektedir.

Bu konuda, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin değerlendirmesini sizlerle paylaşmak istiyorum;

"...Davacı ve tanıkları aynı işyerinde aynı işi yapan, aynı çalışma şartlarına sahip ve aynı şekilde mağdur olan kişilerdir. Bu nedenle aynı taleplerle dava açmış olmaları çok doğaldır. Hatta bu tanıklar dışında da söz konusu HES projesinde çalışan tüm işçiler aynı taleplerle dava açmışlardır. Bu durum, tanıklıklarının geçersiz olduğunu değil, aynı sıkıntıları yaşadıklarını kanıtlamaktadır. Bu tanıklıklara itibar edilmemesi durumunda davacının, iş yeri koşullarını bilen tanık bulma şansı yoktur. İş hukukunun genel ilkelerine göre de, davacının ücret alacaklarının ödendiğini davalının ispat etmesi gerekir. " (Yargıtay 7. H.D, E: 2014/15058, K: 2014/19544, T: 11.06.2014)

Mahkemece yapılan değerlendirmede de görüldüğü üzere bahsi geçen durum tanıkların, tanıklıklarının geçersiz olduğunu değil, aynı sıkıntıları yaşadıklarını kanıtlamaktadır. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere. Esen kalın…