2014 yılında kaleme alınmış bir yazı...
Özbekistan İzlenimleri
Türkçe'nin sınırlarının Türkiye ile çizilemeyeceğini Özbekistan'da bir kere daha öğrendim...Ne İngilizce girebildi, ne de Rusça aramıza, çok uğraşsa da Farsça da uzak kaldı bize... Öz vatanımda öz dilimle konuştum...
“Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı-yayınız!” hadisini orada yaşadım. O kadar çok selam aldım, selam verdim, kucaklaştım ki sayısını ben bile unuttum...Ne kadar sevildiğinizi görmek isterseniz yolunuzu Özbekistan'a düşürün...
İmam-ı Buhari'nin, İmam Maturidi'nin, Nakşıbendi Hazretleri'nin v.d türbelerini görmek ruhunuzu rahatlatırken, dünyaca ünlü matematikçisi ve astronomi bilgini olan hükümdar Uluğ Bey Rasathanesi'ni görmek, Ali Kuşcu ve diğer bilim adamlarını anmak ve dahi Uluğ Bey Medresesi'ni görmek kendinize olan inancınızı artırıyor... Medrese, camii ve diğer yapıtlardaki işçilik, devasalık ve muhteşemlik lal ediyor dilinizi...
Özbekistan'a girerken bir form dolduruyorsunuz. Üzerinizde ne kadar para olduğunu dair. Gelinen Ülke ve Gidilen Ülke kısımları da var.Uçakta doldurduk.Gelinen Ülke: Türkiye Gidilen Ülke: Uzbekistan... Aradan günler günler geçti...Sıra geldi dönüşe.Aynı form tekrar dolduruldu. Sıra bana gelirken fark ettim hatamı...Aslında hata değil doğruydu.Yeni forma şöyle yazmıştım.Gelinen Ülke: Türkiye; Gidilen Ülke: Türkiye...