Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İbn Haldun Üniversitesi Başakşehir Yerleşkesi’nde düzenlenen "Kişisel Veriler ve Hukuki Güncellemeler 2025 Perspektifi" başlıklı panele katılarak konuşma yaptı. Panelin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Tunç, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasına tepki gösteren eylemlerde tutuklanan gençlerle ilgili açıklamalarda bulundu.

Tunç, şunları söyledi:

“Bu gözaltılar içerisinde genç kardeşlerimizin olduğunu da biliyoruz. Bu anlamda bir kısım gençlerle alakalı tahliye kararları da verilmişti. Ama şu anda tutukluluğu devam eden kişiler var. Tabii bunların değerlendirmesini yapacak olan Cumhuriyet Savcılığı ve ilgili Sulh Ceza Hakimlikleri. Kişilerin o olaylardaki rolü ve oradaki şiddet kullanımıyla alakalı ya da orada 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu çerçevesi dışına taşan olaylar, kanuna aykırılıklar olup olmadığını değerlendirecek olan elbetteki tarafsız ve bağımsız yargımızdır.”

“Bizim Yetkimiz Yok”

Adalet Bakanı Tunç, yargı kararlarına müdahale yetkilerinin olmadığını şu ifadelerle dile getirdi:

“Bu konuda her bir kişi bakımından dosyalar incelenecektir. Bizim yargıya müdahale edip şu kişileri tutuklayın, bu kişileri serbest bırakın deme gibi bir yetkimiz yok. Çünkü yargı makamları bağımsız, kendi kararlarını ilgili dosyalara göre vereceklerdir.”

“Çıplak Arama Diye Bir Durum Söz Konusu Değildir”

Tunç, protestolarda tutuklananlara yönelik çıplak arama iddialarına da yanıt verdi:

Bayram Tatilinin İlk 7 Gününde Üzücü Bilanço Bayram Tatilinin İlk 7 Gününde Üzücü Bilanço

“Şimdi değerli arkadaşlar usule aykırı arama diye bir durum söz konusu olamaz. Bir kere bizim mevzuatımız açık. Ceza infaz kurumlarının yönetimine dair ve ceza güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin kanunlarımız var, yönetmeliklerimiz var. Bu yönetmelikler gereğince yapılan uygulamalar söz konusu. Tabii bu bütün dünyada geçerli olan, detaylı arama dediğimiz, birilerinin çıplak arama şeklinde ifade ettiği hususlar. Ülkemizde kesinlikle çıplak arama diye bir durum söz konusu değildir, olamaz. Buna izin veremeyiz.”

“Bu Yetki İstisnadır, Mahremiyete Dikkat Edilir”

Tunç, detaylı aramanın yasal dayanakları ve nasıl uygulandığına ilişkin şunları söyledi:

“Bizim mevzuatımız ceza güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin yönetmeliğin 34. maddesi açık detaylı aramayı düzenlemiştir. Burada özellikle cezaevlerinin güvenliği bakımından, hem oradaki hükümlü ve tutukluların güvenliği bakımından hem de cezaevlerine yasak madde sokulmaması bakımından eğer bir şüphe durumu varsa cezaevi idaresine böyle bir detaylı arama yetkisi verilmiştir. Ama bu yetki kullanılırken elbette ki bu bir istisnai yetkidir detaylı arama. Bu yetki kullanılırken kişinin mahremiyetine özellikle dikkat edilir. Zaten yönetmeliğimiz buna havidir. Bu detaylı aramada kişinin mahremiyeti, özellikle aynı cinsten kişinin aramış olması ve kıyafetlerinin dışında kendisine ekstra bir kıyafet verilmiş olması. Dolayısıyla her türlü mahremiyete ilişkin tedbirler alınarak bu detaylı aramalar yapılır. Ve bu detaylı arama istisnai bir durumdur. Bir şüphe durumunda, cezaevlerinin güvenliği bakımından yasak madde sokulmaması bakımından uygulanan hususlardır.”

“İşkenceye Sıfır Tolerans Uyguluyoruz”

Tunç, kamuoyundaki iddialara yönelik şu açıklamayı yaptı:

“Dışarıda özellikle birtakım beyanlarda bulunuyor. Yani burada çıplak arama yapıldı, işkence vesaire. Kesinlikle arkadaşlar böyle bir durum söz konusu olamaz. İşkenceye sıfır tolerans politikasını uygulamaya devam ediyoruz. Bu konudaki kararlılığımızdan hiçbir zaman biz taviz vermedik. Eğer bir tane örnek varsa cezaevlerinde ya da gözaltı durumunda bir örnek varsa bunun üzerine kararlılıkla bu ülkenin yargısı gider. Bu konuda hiç tereddüdümüz olamaz. Kesinlikle bu tür kara propagandalara müsaade etmemek lazım.”

“Cezaevlerindeki Hükümlü ve Tutuklular Devletimize Emanettir”

Bakan Tunç, cezaevlerindeki tutukluların haklarının korunduğunu şu ifadelerle vurguladı:

“Cezaevlerindeki hükümlü ve tutuklular devletimize emanettir. Onlar soruşturma geçirenler, neticede yargılama makamları onlarla ilgili bir karar verecek. Tabii masumiyet karinesine önem veriyoruz. Lekelenmeme hakkına önem veriyoruz. Soruşturmanın gizliliği çok önemli. Bu konuda soruşturmanın gizliliği ihlal edilmesin diye uyarılar yapıyoruz.”

“Cunta” Eleştirisine Yanıt

CHP Genel Başkanı’nın “cunta” ifadesine yanıt veren Tunç, şu açıklamayı yaptı:

“Dün çok talihsiz bir ifade kullandı Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı. Sayın Cumhurbaşkanımıza maalesef cunta başkanı diyebildi. Bu bir kere hadsizlik. Bu ifadeleri kendisine iade ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız bu ülkede demokratik siyasi hayatımızda art arda en yüksek oranlarla seçim kazanan ve kesintisiz en uzun süre başbakanlık yapan bir kişi. Ve sonrasında Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle ilgili anayasa değişikliği sonrası ilk kez halk tarafından %50'nin üzerinde oyla seçilen, sonrasında iki kez daha seçilen ve milletin özellikle takdirini sürekli toplamış, milletin gönlünde yer etmiş bir lider. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımız hem başbakanlık yaptığı dönemde hem Cumhurbaşkanlığı yaptığı dönemde parlamentosuyla beraber bu ülkenin yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşmanın mücadelesini vermiştir. Onlar önce kendilerine baksınlar. Kendi siyasi tarihlerine baksınlar. 27 Mayıs'ı demokrasi ve anayasa bayramı diye kutlayan 1963'te kanun değişikliğiyle 20 yıl boyunca bu ülkede darbeyi bayram diye kutlatan bir zihniyettir Yassıada zihniyetidir Cumhuriyet Halk Partisi.”

Mahir Polat Açıklaması: “Adli Tıp Raporunu Beklemek Durumundayız”

Tutuklu bulunan Mahir Polat’ın sağlık durumu hakkında da bilgi veren Tunç, şu ifadeleri kullandı:

“Cezaevinde sağlık şartları nedeniyle yalnız başına hayatını idame ettiremeyeceklerle ilgili olarak gerekli kararların nasıl verileceği yine Ceza Güvenlik Tedbirleri İnfazı Kanunumuzun 16. maddesinde belli. Burada tam teşekküllü hastaneden alınacak bir rapor ve bu raporun Adli Tıp Kurumu tarafından onaylanması durumunda tutuklu kişilerle ilgili adli kontrol kararı verilebileceği mevzuatımızda var. Tabii bahsettiğiniz tutukluyla ilgili olarak cezaevine naklinden sonra belirttiği şikayetler sonrası bir ön muayene yapılmıştır. Sonra eğitim araştırma hastanesine sevk edilmiştir. Orada birtakım tetkikler ve tıbbi müdahaleler yapıldıktan sonra yine oradaki heyetin kararıyla cezaevine tekrar geri alınmıştır. Orada da yine şikayetlerinin devam etmesi üzerine Kampüs Devlet Hastanesi'nde doktorların tetkikleri sağlanmıştır, muayeneleri yapılmıştır ve adli tıpa sevkine karar verilmiştir. Şimdi adli tıpa sevki ile ilgili durum söz konusu. Bugün Adli Tıp gerekli muayeneleri yapacaktır ve ilgiliyle ilgili olarak gerekli raporu Adli Tıp verecektir. Ve Adli Tıp'ın verdiği rapor doğrultusunda da yine Ceza İnfaz Yönetmeliğimizin 16. maddesi gereğince bir karar verilecekse buna yine Cumhuriyet Savcılıklarımız ve Sulh Ceza Hakimliklerimiz karar vereceklerdir. Burada Adli Tıp'ın raporunu beklemek durumundayız.”