Bir süredir ulusal ve küresel gündem çok yoğun gidiyordu. O yüzden de pek yerel ile ilgili bir şey yazamadım. Gerçi yerelde üç büyük belediye hemen hemen hiç bir şey yapmadığı için pek de olumlu olumsuz konuşacak bir şey yoktu açıkçası...

Önceki gün Eskişehirhaber.com'da bir haber dikkatimi çekti.

Odunpazarı Belediyesi’nin işlettiği Hamamyolu köprüsünde çay fiyatlarına zam yapılmış. Bir liradan bir buçuk liraya yükseltilmiş.

Oransal olarak yüzde 50'ye tekabül eden bir zam, güncel ekonomi verileri üzerinden bakılınca oldukça okkalı bir zam demek oluyor.

Sonra biraz hafızamı zorladım.

Belediye daha sekiz ay önce bu konuda halkçı ve sosyal belediye olduğunu, katılımcı demokrasiye önem verdiğini göstermek için bir referandum düzenlemişti.

Sonuç ise zam olmasın diye çıkmıştı.

Sekiz ayda ne değişti ki bu sefer kimseye sormadan yüzde 50 zam yaptılar?...

Öncelikle şunu belirteyim ki, benim düşüncem kamunun çay satmak, tost yapmak gibi işleri olmamalıdır ve olamaz. Ayrıca kamu halktan para kazanma amaçlı ticari faaliyetlere de hiçbir şekilde girmemelidir.

Kamu halktan para kazanmakla değil, halka hizmet ile mükelleftir.

Bunun için zaten halktan vergi toplanır.

Bir de, kamunun kafası ile ticaret yapılamaz, işlevsiz, zarar edilen arpalıklar oluşturulur yalnızca...

Şimdi bu haberi okuyunca merak ettim hali ile...

Perakende fiyatlar ile bir kilo çay(iyisi)  otuzbeş lira civarında...

Yine perakende fiyatlar ile bir kilo küpşeker  altı lira civarında...

Bir kilo çaydan beşyüz ile altıyüz çay bardağı çay elde ediliyor... Ben üçyüz hesap ettim onbirküsur kuruşa denk geliyor...

Bir kilo küpşeker ise üçyüzaltmış adet içeriyor. Yani birbuçuk kuruş civarına geliyor...

Yani bol keseden hesapla bir bardak çayın onbeş kuruş maksimum maliyeti var...

Diğer giderler de bol keseden hesaplasam (işçilik, servis, temizlik, enerji....) haydi elli kuruş olsun...

Yüzde 50 kâr ile satsam yetmişbeş kuruş yapıyor.

Bu arada su, soda, meşrubat... vs gibi şeyleri de yüzde yirmibeş ile satsam?...

Mesela markette soda perakende seksen kuruş... Bir liraya satılsa yüzde yirmibeş kar demektir....
Hamamyolu’ndaki insan yoğunluğunu da şöyle bir hesap ettim...

Sonra Odunpazarı Belediyesi’ne iş teklifi yapmaya karar verdim...

- Çayı yetmişbeş kuruştan satacağım.

- Sodayı bir liradan satacağım.

-Örnekleyemediğim diğer bütün sattığınız ürünlerde indirim yapacağım...

-En az bir yıl hiçbir fiyat artışı yapmayacağım. Bir yıl sonra ise zam yaparsam TEFE oranını geçmeyeceğim.

- En az on sigortalı işçi istihdam edeceğim...

- Her ay belediyeye onbin lira kira ödeyeceğim...

-Zarar edersem sesimi çıkarmayıp kabulleneceğim.

-Halka hizmette kusur etmeyeceğim.

.......

Net, açık ve şeffaf bir teklif...

Odunpazarı Belediyesi halkçı ve hizmet anlayışlı bir belediye ise bu teklifim ile;

Hem çayda ve diğer ürünlerde yarı yarıya indirim yap(tır)mış olacak,

-Hem ilave istihdam sağlamış olacak,

-Hem de belediyeye yüzyirmibin lira yıllık kaynak sağlamış olacak...

Yok hayır ben yapacağım diyorsa;

- Halka hizmet değil para kazanma derdinde olduğunu kabul edecek,

-Ya kendisinin bu işletmecilik işini beceremediğini kabul edecek,

- Ya da doğru, açık, şeffaf işletmecilik yapacak o fiyatları geri çekecek...

.....

Mevcut durumda her halükârda gözgöre göre halkı kazıklayan, sırtından para kazanma peşinde bir belediye görüntüsü var ortada...

Aksini ispat etmek istiyorsa buyursun, gelsin....

Hodri meydan....

Halep orada ise arşın burada...

Ben sözümün ve teklifimin arkasındayım...

Ama biliyorum ki...

Her zaman olduğu gibi kafasını kuma gömüp bu gündemin değişmesini bekleyecekler...

Ha... Bağışçı arsa sahipleri kiralamaya izin vermiyor filan gibi ucuz kıvırmalar da cevap olmaz...

Başkan koskoca avukat...

Ben dükkanları bana kiralayın demiyorum...

İşletmeyi çalıştırma bedeli öderim...

Artık başkan bunu taşeronluk diye mi yoksa başka bir şekilde mi hukuki zemine oturtur bilmem...

Onun için de ben akıl vermeyeyim bir zahmet...