Haşimato hastalığı nedeni ile kilo veremeyen Çetin, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Hastanesi Obezite ve Metabolik Cerrahi servisine başvurdu. Çeşitli kontrollerden geçen Çetin, vücut kitle indeksine göre obezite ameliyatı olmasına karar verildi. Prof. Dr. Namık Özkan ve ekibi tarafından yapılan mide küçültme ameliyatının ardından genç doktor sağlığına kavuştu. 30 kilo veren Çetin'in adeta hayatı değişti. Kilolarından kurtulan Çetin, kendisini uzun süredir görmeyenlerin tanıyamadığını belirterek, "Ameliyattan sonra uzun süre görüşmediğim insanlar beni sesimden tanıyorlar. İlk başta tanıyamıyorlar. Feyza hocam siz misiniz? şeklinde çok defa karşılaştım. Adeta yeniden doğmuş gibiyim" dedi.
"Mutluyum, iyi ki ameliyat oldum"
Kilolu iken yaşadığı sorunları dile getiren Çetin, "103 kilo idim, hareket kısıtlılığım oluyordu. Çok çabuk yoruluyordum. Merdiven çıkmakta çok zorlanıyordum. Sürekli yorgunluk hali oluyordu. Ben de bir de Haşimato dediğimiz bir hastalığım vardı. Kilo vermekte bu hastalık beni güçleştiriyordu. Kilo verme sürecimde diyetisyene çok gittim. Sonrasında tekrar kilo aldım. Ameliyat olmama karar verildi Şu an çok memnunum bu süreçten. 30 kilo verdim. Daha rahat hareket edebiliyorum, merdiven inip çıkarken yorulmam olmuyor. Ben mutluyum, iyi ki ameliyat oldum. Ben yemek yemeyi çok seven biriydim. Yani tok olsam da bir şeyler ekstra yemek isterdim. Ama bu ameliyattan sonra porsiyonumda, ekstra yemek alışkanlığımda düştü" dedi. 3 çocuk annesi Arife Mutlu (63) da mide küçültme ameliyatı olarak yaklaşık 40 kilo verdi. Sağlığına kavuşan Mutlu, artık kendi işlerini rahatlıkla görebildiğini hayatının değiştiğini söyledi. Diyetisyen kontrollünde 4 ayda 16 kilo veren Hakan Okkalı ise yemek yeme alışkanlığı kazandığını ve düzenli bir şekilde kilo verdiğini kaydetti.
Vücut kitle indeksi 40'ın üzerinde olan hastalar ameliyat olabiliyor
Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Namık Özkan, obezitenin artık dünyada pandemi olarak tanımlandığını kaydetti. Mide küçültme ameliyatına hastanın vücut kitle indeksine göre karar verdiklerine dikkat çeken Özkan, "Vücut kitle indeksi 40'ın üzerinde olan hastalar ameliyat olabilir. Bunun yanında vücut kitle endeksi 35'in üzerinde olup yanında şeker hastalığı, uyku apnesi, kan yağlarının yüksekliği gibi ek hastalığı olan hastalarda bu ameliyatı olabiliyorlar. Son yıllarda eğer hastanın şeker hastalığı varsa ve medikal tedaviyle tedavi edilemiyor ve insülin rezervleri yeterliyse vücut kitle endeksi 30-35 arasında olan hastalarda da bu metabolik cerrahi dediğimiz işlemleri yapılabiliyor. Ama bunların hiçbiri tek başına yeterli değil. Sonuçta cerrahi işlem yapıldıktan sonra bizim amacımız hastaya sağlıklı beslenmeyi öğretmek. Ve hayatına egzersizi katmak. Bu nedenle ekibin içinde mutlaka bir hekim, bir diyetisyen, bir fizyoterapist ve bir psikoloğun olması gerekiyor. Çünkü hastaların ciddi psikolojik destek alarak nasıl spor yapması gerektiğini, nasıl egzersiz yapması gerektiğini öğrenmesi gerekiyor. O nedenle tek bir metotla hastalarda yüzde yüz başarı sağlamak gibi ya da yüksek başarı sağlamak uygun değil" dedi.
1 yılda 2,5 ton kilo verdiler
Özkan, son 1 yılda obezite merkezinde yapılan obezite tedavisiyle kaybedilen ağırlığın yaklaşık 2,5 buçuk ton gibi bir rakama ulaştığına dikkat çekerek, "Bu bölgemiz için büyük bir başarıdır. Ama biz obezitenin mutlaka mücadele edilmesi gerektiğine inanan bir ekibiz. Genellikle tüm dünyada en sık yapılan ameliyat tüp mide ameliyatı yani ama hastanın ciddi mide fıtığı, reflü gibi hastalıkları varsa yapılan işlemlerde farklı şeker hastalığı varsa bazen bypass da yapılabiliyor. Hastanın vücut ağırlığına göre, ek hastalıklarına göre hangi ameliyatı yapacağımıza karar veriyoruz. Her hasta için tek bir metot, her hasta için uygun değil zaten" ifadelerini kullandı.
Ameliyat olacak hastalar detaylı kontrolden geçiriliyor
Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Hastanesi Aile Hekimliği Anabilimdalı Öğretim Görevlisi Dr. Elif Erdoğdu Ceylan, hastaların obezite ameliyatı olup olmayacağına detaylı ölçümlerden sonra karar verdiklerini ifade ederek, "Hastamızın cerrahi tedavi mi olması lazım? Diyetle, egzersizle mi devam etmemiz lazım? Yoksa medikal yani ilaçla mı tedavi olması lazım? Buna karar verip bir yol izliyoruz. Buradaki en büyük fark biz hastamızı düzenli olarak takip ediyoruz. Yani bir kere görüp bırakmıyoruz. Ve sürekli kontrollere çağırıyoruz. Herhangi bir kan değerlerinde değişiklik olmuş mu? Ya da zayıflamasında durma olmuş mu? Bunları yakından takip ediyoruz" diye konuşu.