"Friedrich Hölderin 1770 yılında dünyaya gelmiş Alman bir şairdir... Romantizmin en önemli temsilcilerinden biridir... Sevdiği kadının öldüğünü duyunca aklını yitirir...
Marangoz bir aileye verirler “alın bunu, kalan ömrünü kimseye saldırmadan geçirmesini sağlayın” diyerek...
Delilik ile dahilik arasında ince bir çizgi vardır.
Hölderin bunun açık bir örneğidir.
Bırakın birilerine saldırmayı kapatıldığı odada otuz altı yıl boyunca kitap okur, piyano çalar, şiir yazar...
Bin üç yüz sayfa şiir yazdığı söylenir...
Deli diye kapatıldığı odada Sophokles’in trajedilerini Almanca’ya çevirir...
Öldükten sonra incelenen çevirilerde tek bir kelime ve dil bilgisi hatası bile yoktur...
Giovanni Boccaccio dünya edebiyatının ilk hikayecisidir.
Ünlü eseri Decameron ise ilk hikayedir...
1348 yılında İtalya'da büyük bir Veba salgını ortaya çıkar.
İnsanlar evlerinden dışarı çıkamazlar. Nüfusun %75'i ölür.
Boccaccio ünlü eserini, salgından dolayı evden çıkamadığı bu yıllarda yazar...
1665 yılında Londra nüfusunun yaklaşık dörtte birinin ölümüne sebep olan 'Büyük Veba Salgının yaşandığında Isaac Newton Cambridge Üniversitesi’nin Trinity Koleji'nde henüz yirmili yaşlarında bir öğrenciydi.
Herkes gibi o da sokağa çıkamıyordu...
Fakat Newton bu karantina günlerini tarihe geçecek şekilde değerlendirdi.
Evrensel kütle çekim yasasını ve hareket yasalarını formülleştirdi...
Matematiksel analizin giriş kısmı olan sonsuz küçükler hesabını geliştirdi...
Salgına karşı önlem amacıyla evde kaldığımız bu günleri zamanında iyi değerlendiren yazar ve bilim insanlarını okudukça Tarkovski'nin şu sözü bende daha çok anlam kazanıyor; "Kendinizi; kendinizle zaman geçirmeyi “yalnızlık” sanmayacağınız şekilde yetiştirin...”
1945'te Hiroşima'ya atom bombası atıldıktan sonra yeniden çiçek açan ilk bitki zakkumdu. O yüzden Zakkum Hiroşima kentinin resmi bitkisidir...
Karamsar olmayın.
Her şey geçecek.
Bu günler kötü birer anı olarak kalacak..."
Bekir Yıldız'dan bu güzel alıntıyı sizlerle paylaşmak istedim...