Peşinen söyleyeyim, insanların başlarına gelen felaketlerin, öncesinde yaşanan aşırılıklardan kaynaklandığına falan inanmam. Bir ceza olduğunu düşünmem. Birbirleriyle illiyet bağları bulunsa bile herhangi bir yargı parantezine almam... Davranış-ceza ilişkisi kurmanın çok öncelerinin gelişmemiş bir düşünce yapısı olduğunu düşünürüm...Yazacaklarım bu bağlantının dışında tespitler. 

Coronavirüs sebebiyle şimdiden hayatlarımızda bazı şeyler değişmeye başladı. Evlerimizden daha az dışarı çıkar olduk. Arabalarımızı daha az kullanıyoruz, dışarıda yeme-içme mekanlarına daha az gidiyoruz, daha az süslenip püslenip giyinip kuşanıyoruz... Daha kısıtlı bir hayata mecbur kaldık. 

Sosyal medyayı sırf başkalarına caka satma amaçlı kullananların paylaşım yapabilecekleri imkanlar da azaldı... Bu olup bitenler acaba bizlere bir muhasebe imkanı yaratır mı?

Birçok platformda defalarca eleştirmiştim, son zamanlarda gerçekten şükür etmez, doymaz, ha bire yeniden isteyen, durmadan isteyen bir kuşak oluştu...İşin ilginç yanı, öyle bir kuşak oluştu ki istediğini elde eder etmez bıkıyor ve mızmızlanmalara başlıyor. Hep şikayetçi, hep şikayetçi... Bakıyorsun altında arabası, her yaz otel tatilleri, elinde pahalı telefonları, markalı cakalı giyim kuşamı, ayakkabıları ama yanlışlıkla ' Nasılsın ' diye sormayıver. Başlıyor ülkenin berbat durumundan, dünyanın berbat durumundan... Sustur susturabilirsen...

Şurada sadece 20-30 yıl öncenin hayat koşullarını anlatmaya kalksan masal dinliyormuş gibi yapıyor. Haydi, o günleri yaşamamış gençleri de anlayışla karşılayalım ama kendisi o günleri yaşayıp da şimdinin koşullarına burun kıvıranları ne yapacağız?

Yakın çevremdeki arkadaşlarımdan bile biliyorum; 800 metrekare villada oturup, 4 kişilik ailede 3 lüks otomobil olup, konfor içerisinde yüzerken 'nasılsın?' demeye korktuğum insanlar var. Ülkenin ve dünyanın ne kadar zor olduğunu, ne berbat talihsizlikler yaşadığımızı falan anlatsın sana durmadan. Yanlışlıkla şükür etmekten falan söz etseniz, sizi Polyanna olmakla da suçlar, hükümet yandaşı olmakla da... Her şeyin en fazlası onun olsun ama yine de hep şikayet...

Şu kısıtlı günler çabuk geçip gitsin ama azla yetinmeyi, elimizdekiyle mutlu olmayı, durumumuza şükretmeyi öğretir bizlere dilerim...

 

- - -