Bu söyleyeceklerimin CHP’lilerin başlattığı darbe ya da ayaklanma konularıyla alakası yok, zira çok iyi biliyorum ki, CHP’ye oy verenlerin dörtte üçü, darbeye karşı değildir.
Tabii ki, eğer düşmanlarını iktidardan indiriyorsa…
Bana, “Darbeler yüzünden, düşman parti olarak gördükleri bir süre sonra iktidara geliyor ya da iktidarlarını güçlendiriyor, CHP’liler bunu nasıl görmez” demeyin, neden darbeyi sevdiklerini bir türlü anlayamadım. Şimdi değil, geçmişte de anlayamamıştım.
Ben, CHP’den kaçmak isteyenleri, artık CHP’ye oy vermek istemeyenleri görüyorum son zamanlarda…
Hem de öyle uzaklarda değil, Eskişehir’den birçok arkadaşım, tanıdığım, son zamanlarda bana, şöyle biraz da sessizce, “İYİ Parti hakkında ne düşünüyorsun, sence oy verilebilir bir parti mi?” diye soruyor. Sayıları o kadar olmasa da Demokrat Parti’yi soran, genel başkanları hakkında bilgi almak isteyen arkadaşlarım da var…
Bu kişilerin ortak özellikleri ise ister inanın ister inanmayın, bugüne kadar sadece CHP’ye oy vermiş olmaları…
Bu yazımı okuyup da “Hakkı Kutlu oturmuş bir güzel uyduruyor, insanlar neden CHP’den kaçmak istesin ki? Hem kaçmak istiyorlarsa bunu neden Hakkı Kutlu’ya söylüyorlar da bize söylemiyorlar?” diyecekler olacaktır…
Oturup biraz düşünürlerse, takkelerini önlerine koyup ama, o zaman belki bu sordukları soruların yanıtlarını bulabilirler…
CHP’nin içinde hiç de azımsanmayacak bir kesim şu sıralarda, kendisine “sosyalist” diyenlerin söylemlerinden rahatsız…
Silahlı örgütlere methiyeler düzülmesinden rahatsız…
Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Bağımsızlık benim karakterimdir” sözünden yola çıkarak, “Emek, çok değerli bir kavram, ancak en yüce kavramı arıyorsak, bağımsızlık demeliyiz” diyenler var…
“Deniz Gezmiş ve arkadaşları bizler için çok değerli amma ve lakin, herhangi bir kişiyi öldürmeseler de sonuçta, silahla banka soydukları, silahlı örgüt oldukları muhakkak! Bu kadar yüksek sesle savunmak zorunda mıyız?” diye konuşanlar ortaya çıkmaya başladı…
“Grup Yorum üyelerinin yasa dışı örgüt mensubu olduğu kesin. Bu kişileri emir vererek ölüme yollayan zihniyeti savunamıyorum, parti yöneticilerimden bunları savunanları gördükçe sinirleniyorum” diyen hiç de az değil…
Siz duymuyorsanız bu sözleri, emin olun CHP’de ve sonrasında sosyal medyada çokça dillendirilen sol söylemler yüzünden oluşan mahalle baskısından korkuyor insanlar…
Kemal Kılıçdaroğlu’nun, partiyi önce sağa ve sonra sola açmasının ardından kafaları karışmıştı, ancak Canan Kaftancıoğlu, Zeynep Altıok Akatlı, Veli Ağababa, Sezgin Tanrıkulu, Gaye Usluer, Kazım Kurt gibi isimlerin partiyi “başka bir yere” götürdüğünü düşünüyor ve genel başkanlarının da bu rüzgâra kapıldığını fark ediyor insanlar…
Mahalle değiştirmek zordur, bilirim…
Bu yüzden, kimseyle, kendi çevrelerindeki insanlarla konuşmadan, sessiz sedasız ve kimsenin fark edemeyeceği şekilde; sandıkta tercihlerini değiştirmek ve partiyi, yasadışı örgütlerin çizgisine getirmek isteyenlere ders vermek istiyorlar…
Beni yıllardır takip edenler bilir ki, bu tür konularda, sayıyı aşağı yukarı tahmin edebilirim ve şunu söylemeliyim, hani “yüzde 25” şarkısı söyleniyor ya şimdilerde CHP için…
Bu şarkının güftesinin bir sonraki seçimden sonra “yüzde 20” olarak değiştirileceğini düşünüyorum…
HDP ile yapılacak ittifak sonrasında yüzde 35-40 arası oy bekleyenlere kötü haberim var, yüzde 30’u aşmaları zor görünüyor…
Bu süreçte…İYİ Parti ve Demokrat Parti aklını kullanıp, CHP’deki bu sıkıntıyı görürse oylarını fazlasıyla artırabilir…
Ve emin olun…
İYİ Parti, Saadet, Demokrat Parti, DEVA ve Gelecek Partisi’nden oluşacak yeni ittifak, öyle sanıldığı gibi Cumhur İttifakı’ndan değil, asıl oy kaymasını CHP’den yaşayacaktır…
CHP’den “seçmen olarak” kopmak isteyenler, Saadet, DEVA ve Gelecek Partisi’ne oy vermez, elleri bu partilerin logosuna mühür basmaz…
Ancak emin olun İYİ Parti, önlerinde ‘iyi bir seçenek’ olarak duruyor ve her ne kadar geçmişten gelen Demokrat Parti’nin ismine duyulan antipati de artık tamamen bitmiş gibi duruyor…
Ben, İYİ Parti yöneticilerinin yerinde olsam…
CHP’li il başkanı, milletvekili ya da genel başkan yardımcılarının o meşhur tweet’lerini Türkiye’nin dört bir yanındaki billboard’larına ilan olarak koyarım…
O söylemlerin sayısı arttıkça…
İYİ Parti ile Demokrat Parti’nin oyları artıyor çünkü…