Eminim birçok kişi farkında değil, ancak AK Parti'nin kongre süreci son hızıyla sürüyor. Bu demek ki çok yakında merkezdeki Odunpazarı ve Tepebaşı ilçe başkanları belli olacak ve ardından ya yeni bir il başkanı seçilecek ya da mevcut il başkanı görevine devam edecek...
Adalet ve Kalkınma Partisi'nde kongreler yarışmacı mantıkla yapılmadığı için kamuoyunda fazlasıyla takip edilmiyor ve hatta birçok kişi AK Parti'nin kongre yapmadığını, bütün görev alanların atandığını sanıyor...
Beri yandan Eskişehir'de, AK Parti'nin içerisinde neler olup bittiğiyle ilgilenen 5-10 bin kişiden bahsedebiliriz. Tabii AK Parti'nin il başkanı belli olduktan sonra siyaset ile yakından ilgilenen herkesin dikkatini çekiyor, o da ayrı bir konu...
Yıllarca partilerin kongreleri sürecinde 'içeride' olan bitenleri yazan bir gazeteciyim. Son zamanlarda yazılarım altında, "Sana ne bizim partimizden, sen git kendi partini yaz" diyen yorumlar okumaya başlasam da bir gazeteci olarak bütün partilerin 'iç işleriyle' ilgilenmeyi, kendime görev kabul ederim doğal olarak...

***

AK Parti'nin içi, Eskişehir'de, özellikle 2020 başından beri fokur fokur kaynıyor...
Bu kaynama CHP'deki gibi olmaz tabii bu partide. Daha çok 'meşe odunu' gibi, için için yanma şeklinde cereyan eder. İnsanlar çok fazla ses çıkarmaz, şikayet etmiyormuş gibi görünür, ama kendi aralarında şikayetlerini dillendirir...
Son zamanlarda AK Parti'de iki meşhur cümle var: "AK Parti'yi, AKP'liler ele geçirdi" ve "Ahh şu Reis olmasa şunlara çok iyi bir ders vermek lazım ya..."
Parti tabanında konuşulan cümleler içinden bu ikisinin 'meşhur' olması bile size durumun vahametini anlatmaya yeter sanırım...
Mevcut İl Başkanı Zihni Çalışkan, aslında gerçekten çaba gösteren, ama nedense parti tabanında bir türlü istediği karşılığı bulamayan bir isim...
Bunun en somut örneği, kendisi de kongrede, genel merkezden habersiz olarak karşısına rakip çıkmasından mağdur olan Fikret Dönmez'in bile "Adayım" diye ortaya çıkması. Fikret Dönmez, partinin ikinci il başkanıdır ve evet, her dönem muhaliftir, ama ilk kez konge süreci devam ederken çıkıp kamuoyu önünde "İl Başkanlığına ben de adayım" diye bir açıklama yaptı. Oysa AK Parti'de 'il başkanlığına aday olmak' diye bir müessese çok da işlemez.
Genellikle, genel merkezden yöneticiler şehre gelir, partinin önde gelenleriyle istişare ederek bir ismi belirler ve kongre süreci bu minvalde devam eder...
Ancak yıllar sonra bu süreç tersine işledi: Genel merkezden yönetici ya da yöneticiler Eskişehir'e geldi, partinin önde gelenleriyle istişare etmek yerine, "Bizim belirlediğimiz isim Zihni Çalışkan'dır. Kendisi il başkanı olacak. Hiçbirinizden muhalefet istemiyoruz. Kendisine sahip çıkın, arkasından konuşanları susturun" demeyi tercih etti...
Bu üslup ve cümlelere alışık olmayan AK Partililer de şimdilerde tepki gösteriyor...
Belki de biraz bu yüzden, Zihni Çalışkan'ın il başkanlığı görevine devam etmesini isteyen fazlaca sayıda AK Partili'ye denk gelemezsiniz...
Peki, ne yapılmalı?

***

Genel merkez yöneticileri, hemen, derhal partinin kodlarına dönmeli ve gerçek anlamda istişare için Eskişehir'e gelmeli. AK Partililerin belki de hiç olmadığı kadar 'dinlenmeye' ihtiyacı var, yoksa dilleri şişecek!
Bu, partinin yapması gereken, ancak benim farklı bir önerim var...
AK Parti'nin, Eskişehir'de bugüne kadar şöyle 'uzun boylu' düşünmediği, aklına bile getirmediği bir öneri: İl başkanını bir kadın olarak belirlemek iyiden iyiye düşünülmeli...
Bundan yaklaşık 15 yıl önce, çok kısa süreliğine, vekaleten Ayşe Fert Dökmeci'nin il başkanlığı denenmiş, ancak kendisi, "Henüz hazır değilim" diyerek görevi asaleten istememişti...
Evet, Ayşe Fert Dökmeci o tarihlerde, 30'lu yaşlarının ortasındaydı ve belki de gerçekten haklıydı, henüz hazır değildi...
Peki şimdi?
Şimdilerde neden olmasın?
Ayşe Fert Dökmeci, meclis üyesiyken Yılmaz Büyükerşen'e karşı muhalefetiyle öne çıkmış ve şehrin sorunlarına gösterdiği hakimiyetle sivrilmişti. Son seçimde Büyükşehir Belediye Başkan adayı Burhan Sakallı ile çalıştı ve artık bence 'il başkanlığı' için hazır...
Eskişehir'deki AK Parti, "kadın siyasetçilerin" sivrildiği, öne çıktığı bir şehirdir. Birçok isimden bahsetmek muhtemel, mesela Pınar Turhanoğlu Gücüyener bunlardan biridir...
Fert Dökmeci gibi avukat olan Pınar Turhanoğlu, genç yaşlarında girdiği Büyükşehir Meclisi'nde ismini duyurmuştu. Sonraları sevgili Abidin Gücüyener ile evlenerek, bu, haşmetli, karizmatik ve devasa isme kavuştu...
Pınar Turhanoğlu Gücüyener şu günlerde, Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı yanlış uygulamaları mahkemelerden geri döndürmesiyle meşhur, üyesi olduğu birçok dernekteki faaliyetleriyle öne çıkıyor. Ayrıca bazı medya ortamında yazdığı yazılarıyla da beğeni topluyor. Bence o da güçlü bir seçenek il başkanlığı için...
Sooonraaa...
Şu anda İl Kadın Kolları Başkanı olan Özlem Yalçın da bence değerlendirilmesi gereken isimlerden biri olur. Dündar Ünlü zamanında aktif siyasete başlayan Yalçın, şu sıralarda Zihni Çalışkan ile yoğun siyaset yürütüyor. Bu ismin "il başkanı" olmasına Zihni Çalışkan ve ekibi de uzak durmayacaktır. Başkan Çalışkan zaten bazı ortamlarda, "Önümüzdeki dönem benimle birlikte Özlem de vekil olacaktır" diye konuşuyormuş. Özlem Yalçın son günlerde, "Yönetiminden birini Deva Partisi'nin ilçe başkanlığına transfer etti" diye eleştirilse de bence istişare edilmek için doğru bir seçenek...
Eski milletvekilleriden Ülker Can'ın da açık açık söylemese de 'il başkanlığı' için gönlünün olduğunu bildiğimize göre, AK Parti neden artık Eskişehir'i bir "kadının" ellerine teslim etmeyi düşünmez?
Taban, "Yılmaz Büyükerşen ve diğer belediye başkanlarına doğru düzgün muhalefet eden" bir il başkanı isterken, bu isimlerin tamamı görevi layıkıyla yerine getirebilir. Hem genel merkez, Eskişehir gibi bir şehirde "kadın bir il başkanı" seçeneğinin nasıl ses getireceğini düşünemez mi?

***

Bütün bunların yanında...
Başkan Zihni Çalışkan'ın il başkanı olmasını isteyen ve hâlâ dimdik yanında duran milletvekili Prof.Dr. Emine Nur Özkan Günay da "kadın il başkanı" seçeneğinin partiye nasıl bir dinamizm katacağını görecektir eminim...
Vekil Özkan Günay, eminim Zihni Çalışkan'a verdiği destekten dolayı parti tabanında ne kadar eleştirildiğini duyuyor, biliyordur...
Yıllardır, sadece 'hoca' olarak değil, bir 'kadın' olarak da Eskişehir'de dağ tepe dolaşan Emine Nur Özkan Günay, şehrin bütün köylerini kadın bir il başkanı ile dolaşmaktan büyük mutluluk duyacaktır diye düşünüyorum...
Bütün bunları üst üste koyunca...
Sizce de Eskişehir'in AK Parti'ye de öncülük yapmasının ve il başkanını kadınlardan belirleyen ender illerden biri olmasının vakti gelmedi mi?
AK Parti'deki 'kadın siyasetçi' alt yapısı bunun için müsait...
AK Parti'nin tabanı yeni bir il başkanı isteğinde zirve yapmış durumda...
Geriye, bütün bu gerçekleri görüp, kendi istediği ismi dayatmaktan, parti tabanının sesini duymayan genel merkez yöneticilerinin, bu durumu görüp harekete geçmesi kalıyor...
Yaparlar mı?
Neden olmasın!..