Zayıflama isteğiyle Ordu Fatsa'da mide küçültme operasyonu olan 26 yaşındaki genç kız, operasyon sonrası rahatsızlandı. 

Yeni Tehlike Batı Nil Virüsü Yeni Tehlike Batı Nil Virüsü

Rahatsızlanan 26 yaşındaki genç kızı doktorlar yeniden ameliyathaneye aldı. 2 kere daha ameliyat edilen Neslin Yılmaz, her biri yaklaşık 5 saat süren 2 ameliyat geçirdi. 

Yaşanılan bu acı olay sonrası ailenin, doktor ve hastaneden şikayetçi olduğu öğrenildi. 

107 kilo olan Neslin Yılmaz 27 Mayıs 2024'te yapılan  tahlillerin ardından ameliyata alındı. Ameliyattan 3 gün sonra hastaneden taburcu olan Yılmaz, geçirdiği ameliyat sonrası rahatsızlık nedeniyle tekrar hastaneye başvurdu.

12 ve 17 Haziran tarihlerinde her biri 5 saat süren ameliyatlar geçiren Yılmaz 21 Haziran günü hayatını kaybetti.Neslihan Yılmaz'ın ailesi, operasyonu gerçekleştiren genel cerrahi uzmanı ve hastane yönetiminden, ‘taksirle ölüme neden olma ve sair suçlar' gerekçesiyle şikayetçi oldu. 

Anne Zübeyde Yılmaz tarafından mahkemeye sunulan şikayet dilekçesinde, “Ameliyat gerçekleşmeden önce kızımın değerleri alındığında bazı değerlerinin yüksek çıkması nedeniyle ameliyatın gerçekleşmeyeceği söylendi. Özellikle trigliserid: 1.123, CRP:16,5 çıktığından anestezi uzmanı tarafından bu değerlerle ameliyata alınamayacağı bilgisi verilmişti. Doktor Erkan Aksoy kızımın değerlerinin yüksek çıkması nedeniyle anestezi doktorunun ameliyata izin vermediğini ama daha önce bu şekilde ameliyat yaptığını bir sorun oluşmadığını, kendisinin anestezi doktorunu ikna ettiğini söyledi. Bu değerlerin düşmesi için ve kızımın ameliyata uygun değerlere ulaşması için beklenmesi gerekirken, aynı gün 27 Mayıs 2024 tarihinde Fatsa Medi-Tech Hastanesinde Doktor Erkan Aksoy tarafından ameliyat edilmiştir. Bu ameliyattan sonra kızım hiç iyileşemedi ve hayatını kaybetti” ifadelerine yer verdi.

Anne Yılmaz, yaşadıkları o süreci aktardı: “Neslin ameliyat olmak istedi. Ordu'nun Fatsa ilçesindeki Medi-Tech Hastanesi'ne yatırdık ve tahlillerini yaptırdık. Bize, 27 Mayıs 2024 tarihinde hastaneye yatırılacağı ve ameliyat yapılacağı söylendi. Tahlilleri yapıldı ve o gün ameliyata alındı. Ameliyat yapıldıktan sonra 3 gün hastanede kaldık ve sonrasında eve döndük. Eve döndüğümüzde kızım hiçbir şey yiyemiyor, sürekli kusuyordu. O günden sonra kesinlikle uyku ve dinlenmesi yoktu, nefes almakta da zorlanıyordu. Doktor ile görüşerek yeniden hastaneye gittik ve doktor ile görüşmemizde kızıma ‘suyu çok içiyorsun, fazla içme, ondan oluyor' dediler.”

İlk ameliyatın ardından kızının ikinci defa ameliyata alındığını ve doktorun kendilerine “Özür dilerim, hakkını helal et, benim hatammış, mide dönmesi olmuş” dediğini ileri süren anne Zübeyde Yılmaz, “Bu esnada kızım düzelmedi, sürekli ateşleniyordu. Çocuğum hiç rahat değildi, uyku da uyuyamıyordu. Sonrasında hastane üçüncü ameliyata alacağını söyledi ve aldılar. Bu ameliyattan önce zaten bizi bayram nedeniyle kadın doğum servisine verdiler, bu serviste klimalar da kapandı. Tek hasta biz olduğumuz için klimaları açmadılar. Hastanedekiler ve hemşireler bizi azarladı, kızımın fotoğraflarını çekip doktoruna atıyordum ve halinden haberdar atıyordum, buna da izin vermediler. Kötü şeyler yaşadık. Sonrasına ben kızımı kaybettim. Doktor ve hemşirelerden şikayetçiyim. Doktorun hatası olduğuna inanıyorum. Benim çocuğum ger gelmeyecek, imkanı yok. Benim çocuğumu mahvettiler” aktardı.

Operasyonlarda ‘cerrahi bir hata' olmadığını belirten Opr. Dr. Erkan Aksoy, “Ben cerrahi bir hata olmadığına eminim. Bu bir komplikasyon, bütün müdahaleleri yaptım. Ameliyatları yaptım, geceleri uyumadım ve yoğun bakım sürecinde ilgilendik. O ameliyatları yapmamız gerekiyordu. Ben insanların acısını, annenin psikolojisini anlıyorum, sonuçta kızını kaybetti. Ben hatamın olduğunu kabul etmiyorum ve olayın yargıya taşınmasını ben istiyorum, bir şey olmadığı ortaya çıksın ki ben bundan eminim. Bilirkişiye gittiği zaman ‘bunların bu şekilde yapılması lazımmış, hepsi yapılmış ancak olmamış' denileceğinden eminim” ifadelerine yer verdi.

Opr. Dr. Aksoy, “Hastamı kaybettiğim için ben de çok üzgünüm. Ben böyle bir şeyi açıkçası hiç ön görmüyordum. Hastamın son ameliyatından sonra karın içi toparlandı, sıkıntı yoktu, kan değerledi düzeliyordu ama hasta kötüye gidiyordu. Ben yanlışım ve cerrahi bir hatam olduğunu kesinlikle kabul etmiyorum. Yaptığım işin sonuna kadar arkasındayım. Bu olay yargıya taşınsın, sonuçta ortada bir muamma var. Her şey kayıt altında. Midede dönme oluyor, bunun benimle bir alakası yok. Tüp mide ameliyatından sonra mide dönebiliyor. Bu döndükten sonra benim cerrah olarak ona müdahale etmem gerekiyor, ben de yapılacakları yaptım.” açıklamalarında bulunurken hastane yönetimi konuyla ilgili sessiz kalmayı tercih etti.