"Bugün, güzel Eskişehir’imizin düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılı dönümü. Hepimize kutlu olsun…

 30 Ağustos 1922'de düşmanı kesin olarak yenilgiye uğratan Türk ordusu, Kütahya Dumlupınar tarafından hızla Eskişehir'e doğru yaklaşırken, düşman ordusu bir taraftan kaçıyor, bir taraftan da şehirde ne var ne yok, hepsini yıkıyor, harabeye çeviriyor, karşı koyanları acımasızca katlediyordu.

O gün 300'e yakın hemşehrimiz işgal kuvvetleri tarafından işkencelerle öldürülmüştür.  Ülkemizin ve Eskişehir'in yaralarını sarması kalay olmadı. Ama artık Eskişehir özgürdü. Türk halkı özgürdü.

İnönü Meydan Savaşı ile başlayan ve 30 Ağustos 1922'de düşman ordularının Dumlupınar'da yenilgisiyle sonuçlanan Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın en önemli başarıları, bugün üzerinde onur ve gururla yaşadığımız bu topraklarda gerçekleşmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti, geçmişinden gelen büyük tarihini ve o tarihi yaratanları asla unutmayacaktır. Cumhuriyetin kuruluş ateşinin yakıldığı Eskişehir, bugün geldiği nokta itibariyle iddia ile söylüyorum ki Mustafa Kemal Atatürk'ün bu devleti kurarken ülkenin tüm şehirlerinin öyle olmasını hayal ettiği bir modeldir.

Eminim ki, Atatürk tüm şehirlerimizin, Eskişehir gibi olmasını isterdi. Çağdaş, modern, yüzü batıya dönük, bilimin ve aklın egemen olduğu, hoşgörünün, uzlaşmanın, karşılıklı sevgi ve saygının günlük yaşamın her alanında yayınladığı bir şehirden söz ediyorum. Bu şehrin adı Eskişehir'dir. Bütün bunlar zaten Ulu Önder'in ulaşmak istediği hedefler değil midir?

İnancım odur ki, Eskişehir ülkeye hatta dünyaya örnek olan bu gelişimini sürdürecek ve çok daha güzel günlere erişecektir.  Biz Eskişehirliler için ne mutlu ki, şehrimizi bugün 100 yıllık Cumhuriyetimizin en güzel, en yaşanılır, en modern, en örnek şehirlerinden biri olarak hem ülkeye hem dünyaya lanse etme şansına sahibiz. Bunu biz Eskişehirlilerden çok ülkemizin insanları yapıyor. Gerek sanayisiyle, tarımıyla, sosyal yapısıyla, şehirleşmesiyle, gerekse sahip olduğu bu misyonu bugünden geleceğe daha güçlü, daha çağdaş bir şekilde geliştirerek taşıyacağı inancını herkese gösteriyor.

Şimdi söyleyeceklerim sizlere tanıdık gelecektir, hatırlayacaksınız. Hemen her 2 Eylül töreninde bunu dile getirmeyi bir nevi borç olarak hissediyorum.

Şuna eminim ki, Eskişehir bugün Atatürk'ün Cumhuriyeti kurarken sahip olmamızı istediği uygarlık ölçütlerinden birçoğuna sahiptir. Aydınlıktır, Cumhuriyete ve Atatürk'ün ilke ve düşüncelerine bağlıdır, insana çevreye ve her türlü canlının varlığını sürdürme çabasına saygılıdır. Eğitim, sağlık, yüksek medeniyet ölçütlerinde, ülkenin en önde gelen şehirlerinden biridir. Savunduğumuz ilke, 1923 ruhuna sıkı sıkı sarılarak, O’nun ilke ve ideallerine sıkı sıkıya bağlı kalarak güçlü, çağdaş, insan haklarına saygılı, hem kendi ülkesindeki barışa, hem de dünya başına sonuna kadar destek verecek bir ülkenin Türkiye Cumhuriyeti'nin ışıldayan bir kalesi olarak devam etmektir.

Sözlerime burada son verirken, şehrimizin ve ülkemizin düşman işgalinden kurtuluşunun 100 yılını bir kez daha kutluyor, başta Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve bu uğurda o günlerden bugünlere bu ülkenin bekası için canlarını göz kırpmadan veren tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi, hayatı bu topraklarda Yunanlıların mezalimiyle sona erdirilen hemşirelerimi şükran ve minnetle anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Bayramımızın hepinize kutlu olmasını diliyorum."