Siyaset sosyolojisinde toplumun yüzde 90’ı makul çoğunluktur. Yüzde 10 ise değişik fikirlerdeki marjinal uçların toplamıdır.
Kitle partileri kendilerine hedef olarak bu yüzde 90’ı oluşturan grubu seçerler.
Bu yüzde 90’lık bölüm ise genel olarak dengede bir tahterevallin iki tarafı gibi iki ayrı bölüme ayrılır. Yüzde 10’luk marjinal kısım ise sosyolojik genellemelerde değerlendirme dışı bırakılır. Ortalamaya etki ettirilmez.
Bu kesime ait norm dışı fikirler olumlu ya da olumsuz ayrı bir takip ve gözlem altında tutulur. Makul çoğunluk ise asgari müştereklerde ayrışmayan bir ortak düşünceye sahiptir.
Ekonomik iyilik, adalet, sosyal refah, ülkenin stratejik çıkarları... gibi konularda ve ortak milli hedeflerde aynı düşüncede olurlar.
Ancak bu müşterek hedeflere ulaşma metotları ve kadroları farklılıkları oluşturur.
O yüzden de ikiye dengede bir şekilde ayrılırlar.
Türkiye de bu makul çoğunluk AK Parti ve MHP kadrolarının çizgisi ile tahterevallinin yani dengenin bir kanadını rahat ve uygun bir şekilde oluşturmakta ve doldurmaktadır.
Ancak sıkıntı CHP ve benzerlerinin oluşturduğu alternatif kanattır. Gereğini yaparak ve hakkını yaparak burayı doldurmadıkları için ülkede çok ciddi bir muhalefet ve alternatif sorunu vardır.
Kitleler şaşkınlık ve öfke içeresindeler.
Bu yetersizlik ve beceriksizlik, iktidar tarafının da dengelerini ve kontrol mekanizmalarını iyi kullanamaması sonucunu doğurmaktadır.
Muhalefetin iktidarsızlığı sadece kendilerinin değil tüm ülkenin ortak sorunudur.
İyi muhalefet iyi iktidar demektir. Günü geldiğinde makul çoğunluğun tamamının içinin rahat olacağı bayrak değişiklikleri ile iktidar değişiklileridir.
Muhalefetin çapsızlığı ve yetersizliği iktidar kanadında da çapsızlığa ve yetersizliğe yol açmakta, onun da dengelerini bozmaktadır. Toplam kalitede düşüşe yol açmaktadır.
Öne geçmek için, daha iyiyim demek için çok çaba sarf etmek gerekmediği ortamlarda, yarıştaki galibiyet kesin ise iktidar tarafında yüzsüz, çıkarcı, ehliyetsiz, liyakatsiz, sadakatsiz ve sünepe gurupların ve kişilerin öne geçmesine yol vermektedir. Bu da toplam kalite eksikliğine yol açmaktadır.
Bu seçimdeki en net mesaj budur.
CHP’nin az da olsa farklılık hissettiren reaksiyonuna olumlu tepki gelmiştir.
Bu farklılık hissini oluşturan ince muhalefette statükonun temsilcisi CHP’den yüzde 35 fazla oy alarak toplumdan olumlu reaksiyon almıştır.
AK Parti ise yüzde 20’ye yakın oy kaybederek ciddi bir uyarı almıştır.
Çıkarcı, çapsız, liyakatsiz kadrolar ve genel atalet durumuna seçmen farkındalığı yüksektir. Seçmen gözündeki net “Erdoğan sevgisi ve vefası” buradaki uyarının şiddetini, bir kulak çekme yumuşaklığına indirgemiştir.
Bu denklemde Erdoğan olmasa idi durum AK Parti için çok ağır sonuçlanırdı.
Seçmen AK Partiden Akp’lileri temizlemesini ve AK Parti olmasını istemiştir. Reis de mesajı aldığını aynı gün deklare etmiştir.
CHP kanadından seçmene mesajı okuduk, Maalesef ki “gereğini yapacağız” bilgisini dönen hala yoktur. CHP kanadı hala “tıpış tıpış gideceksiniz, bize oy vereceksiniz” aymazlığındadır.
İyi muhalefet, iktidarı iyi olmaya zorlar. Daha iyi muhalefet, muhalefete iktidarı kazandırır.
Toplamında hep ülke kazanır.
Sonuç odur ki Türkiye‘nin çok ciddi bir muhalefet sorunu