Diyelim ki 6. evlilik yıldönümünüzde eşinize 86 tane gül aldınız…
Eşiniz, yaptığınız bu şovu görünce etkilenecektir muhakkak ve iki ihtimal üzerinde yoğunlaşacaktır. İlk olarak, “Şu benimki yoksa bir haltlar karıştırdı da benim gönlümü almak için mi yaptı bu şovu?” diyecek, bir halt yemediğinize ikna olunca, “Canım ne gereği vardı bu kadar masrafa” deyip aldığınız çiçekleri dostlarına göstermek için fırsat kollayacaktır, ne kadar hoşuna gittiğini belli etmek için…
Ancak, evinizde peynir, yumurta, patates ya da soğan yokken, 86 çiçekle evlilik yıldönümü kutlamaya kalkarsanız, o çiçekleri kibar tabiriyle kafanıza yersiniz. İş boşanmaya varabilir ve aksi gibi mevzuyu duyan herkes eşinize hak verecektir bir de…
...
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, İsveç’te hasta olan bir vatandaşını, uçak yollayıp ülkeye getirerek şov yapmıştır, hem de şovun en zirvesini yapmıştır…
İyi yapmıştır, iyi ki de yapmıştır…
Her kim düşündüyse bu işi, ülkesi için yapacağı en büyük işi yapmıştır. Artık jübilesini yapabilir üstelik…
Benim yaş grubumdaki kişiler yıllarca Hollywood filmlerindeki, “Ben Amerikan vatandaşıyım, bana dokunamazsınız. Bana dokunmaya kalkarsanız karşınızda devletimi bulursunuz” replikleriyle büyüdük ve içten içe, “Yav bizim devletimiz de bir zamanlar bu kadar büyükmüş, şimdi niye böyle değiliz ki” der, içimizin burukluğuyla kalırdık…
Allah bana 48 yaşımda, bunları gösterdi ya, içimin yağı eridi, daha bir huzurla yayılıyorum koltuğa artık…
Benim devletim de büyük ve benim devletimin yaptıkları da yıllarca öykünmek zorunda bırakıldığım ülkelerin gazetelerinde manşet oluyor. Batı medeniyetlerinde günlerce “Türkiye ne yaptı öyle” diye tartışmalarına neden oluyor…
Ne mutlu bize!..
İktidarın yaptıklarına yıllarca küfrede küfrede vatanından, ülkesinden tiksinen ve artık aslını inkâr etme noktasına gelenlerin, bu olayı görüp, “Yav gerçekten bu ülke bir yerlere geldi” demesini beklemiyordum tabii, ancak emin olun “biraz sessizde kalırlar artık” diye de düşünmedim değil. Çünkü şov, ülkedeki muhaliflere değil, yıllarca öykünmek zorunda bırakıldığımız ülkelere yönelik yapılıyordu…
…
“Efendim, senin ülkende fakirler varken başka bir ülkeye hasta getirmek için uçak kaldırılmaz” diyorlar, ama aynı kişiler, 23 milyon evsizin, 64 milyon gerçek yoksulun yaşadığı ABD’nin yaptığı bu türden şovları hayranlıkla izlediğini unutuyor!
Hem de aynı anlarda, haber bültenlerinde, “ABD’ye yolladığımız yardım uçakları havalandı” haberlerini görmezden gelerek üstelik!..
Bu devlet eğer, bu süreçte 42 bin yurttaşını bu ülkeye getirmemiş olsaydı…
Bu devlet eğer, bir ay içinde 26 bin yurttaşını bu ülkeye getirmeyecek olsaydı…
Bu devlet eğer, Azerbaycan, Gürcistan, Arnavutluk, Bosna Hersek ve hatta Yunanistan vatandaşlarını dünyanın dört bir yanından toplayıp ülkelerine ya da Türkiye’ye getirmemiş olsaydı…
Bu ülke, İspanya, İtalya ve İngiltere’ye yardım uçağı yollamasaydı…
Bu ülke, evinde yiyecek patates yokken eşine 86 çiçek alan kişi gibi olsaydı…
“Ne gerek vardı şimdi bu şova” derdim ben de…
…
“İsveç’ten getirilen kişi fakir değilmiş” diyorlar, daha iyi ya…
İsveç’in, fakir ve tedaviye ödeyecek parası olmadığı için ilgilenmediği değil, tam tersi parasıyla bile tedavi etmediği bir vatandaşını getirdi vatanına, Türkiye…
“İsveç’ten getirilen kişi AK Parti üyesiymiş” diyorlar, daha akıllıca ya…
Biz tepki göstermedik mi, ülkemizden uçak kaldırıp getirdiğimiz ve yurtlarda beklerken, kaldığı binaya, bulunduğu şehre ya da ülkemize küfredenlere? Bu şov, doğru kişilerle yapılmış ki, ülkeye gelir gelmez “fu.k you Siirt” diye tweet okumak zorunda kalmamışız!..
Suriye, Irak, Libya, Afganistan, Bosna Hersek, Somali gibi topraklardayız devlet olarak, kendi ürettiğimiz silahlarla, Nazım Hikmet’in yazdığı gibi “23 centlik” asker de değil, kendi üniformamız ve kendi adımıza, kendi bayrağımızla üstelik…
…
Ülkemizin hiç mi eksiği yok…
Bir dolu…
Eskiden o kadar çok eksiğimiz vardı ki, bu eksiklerle uğraşmaktan bu tür şovlar yapmak aklımıza bile gelmiyor, gelse de yapacak gücü bulamıyorduk. Peki, biz bu tür şovları yapmak için hiç eksiğimiz olmadığı günleri mi bekleyeceğiz?
Bu şovu yapabildiğimize göre, eşimize 86 gül alarak, onu ne kadar sevdiğimizi gösterebilecek düzeye gelmişiz, öyle değil mi?
Ülkemizin eksikleri var, ama bir bir tamamlıyoruz çok şükür…
Peki, bu eksikleri dillendirenlerden kaçı ABD için, Rusya, Çin, İngiltere, Almanya için, “Sen önce ülkendeki eksikleri bitir” demiyor da (Sakın bu ülkelerin hiç eksiği yok demeyin, hele bugünlerde demeyin, küfrederim bak!) sıra bize gelince çok rahat söyleniyor?
İçimize yerleştirilen komplekslerimiz yüzünden mi, artık içinde yaşadığımız vatanımızdan tiksindiğimiz için mi düşünemiyoruz bunları?
…
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hasta vatandaşıyla ilgilenmeyen, ‘gelişmiş batı medeniyetine’ ait bir ülkeye uçak yollayıp, vatandaşını ülkesine getirdi ve şimdi tedavi ediyor…
Bazıları da “Aman canım adam da çok hasta değilmiş” diyor, konuyu hiç anlamadığını, aslında hasta olanın kendisi olduğunu fark etmiyor!..
Benim devletim, benim ve benim gibi insanların yaşadığı ‘içten içe ezikliği’ bitirdi o yolladığı uçakla…
Şov yaptı…
Şovun tillahını yaptı…
İçimin, içimizin yağını eritti…
Ve hem de bunu 86 gül alarak değil, çok daha az harcayarak yaptı…
Benim devletim, o uçağın benzinine para harcamadı sadece…
“Biz kimiz ki, biz yapamayız” diyenleri de harcadı bir güzel…
Oldu mu, güzel oldu mu?
Hem de çok güzel oldu!