Ben, işi gücü bırakıp yazmak için başka konu arayıp dursam da insanlar haklı olarak sadece tek bir konuyu konuşuyor. Zaten bu konuda da bir yazı yazma niyetindeyim, şu anda yaşadıklarımız tarihe tanıklık etmenin ötesine geçti, alenen tarihin içinden geçiyoruz…
O sebeple bir önceki yazımda ‘vaat ettiğim’ yazımı sonraki günlere bırakıyorum izninizle…
Bugün, Eskişehir’deki yerel gazetelerden birinin manşetini görünce irkildim…
Sağlık Bakanımız Dr. Fahrettin Koca ülkemizdeki ilk COVID-19’lu hastayı açıkladığı zaman sosyal medyada bir tepki türü oluştu: “Neden hastanın bulunduğu şehri açıklamıyorsunuz?”
Sosyal medyada oluşan bu tepkiye ilk etapta anlayışla yaklaşılması lazım…
Çünkü geniş halk kitlelerinin, malum salgın baş gösterdiğinde İtalya’da yapılan hatadan haberi olmayabilirdi…
İtalya’da maalesef bu virüs tespit edildiğinde, hangi şehir ya da bölgede görüldüğü açıklandı. Peki, sonra ne oldu?
Açıklanan bölge ve şehirlerde yaşayanlar, pılını pırtısını toplayıp, otomobil, otobüs, tren ya da uçakla bölgeden kaçtı ve İtalya’nın değişik şehirlerine gitti…
Sonucu bugün hep birlikte görüyoruz…
O yüzden Eskişehir’in önemli gazetelerinden birinde, “Eskişehir’de virüs olup olmadığını açıklayın” anlamına gelecek bir manşet görünce bu durum aklıma geldi ve endişeye kapıldım…
Eskişehir’de virüs varsa ve bizler öğrenirsek ne yapacağız?
Bazı kişiler evlerden çıkmama işini daha katı uygulayacak ve fakat birçok kişi virüsün olmadığını düşündüğü yerlere kaçacak maalesef. Böyle bir durumda da varsa virüsü daha geniş coğrafyalara yaymış olacağız…
Eskişehir’de, diğer bütün şehirlerde olduğu gibi bir takım söylentiler dolaşıyor. Şu hastane ya da bu hastanede virüslü hastaların olduğu dilden dile dolaşıyor. Bu sorular her gazeteciye olduğu gibi bana da soruluyor…
Bu soruyu soran kişilere şöyle diyorum: “Diyelim ki, Eskişehir’de virüsü taşıyan hasta var. Ne yapacaksınız? O hastaneye gitmeyeceksiniz, sokağa daha az çıkacak ya da hiç çıkmayacaksınız. Tamam, bunlar güzel. Peki, burada bırakacak mısınız önlemleri…”
Aldığım yanıt beni ürkütüyor: “Hemen şehri terk ederim…”
İşte böyle ortamlarda, tam da ne yapılacağını uzmanlar dışında kimsenin bilmediği, belki de uzmanların da birçok yapılacağı yaşarken öğrendiği böyle ortamlarda, herkesin dikkatli olmasında fayda var…
Ancak gazetecilerin sorumluluğu, tıpkı sağlık çalışanlarında olduğu gibi sıradan insanlardan daha fazla…
İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Uğur Bilge, Eskişehir’de yapılan testlerin tamamının negatif çıktığını belirtti. CHP’li Milletvekili Jale Nur Süllü de Müdür Bilge’ye şehrimizde alınan tedbirler nedeniyle teşekkür etti…
Peki, eğer bu testlerden herhangi biri ‘pozitif’ çıksaydı, Uğur Bilge bunu açıklayabilir miydi?
Kesinlikle hayır!
Test sonuçları bakanlığa bildirilecek, Sağlık Bakanı da genel tablo içine sayıyı ekleyecek ve Eskişehir ismini vermeyecekti…
İşte tam da bu kadar hassas olunması gereken bir durumda, etkili bir gazetenin, “Eskişehir’de corona virüs var mı” diye manşet atması ve yetkilileri bu konuda açıklama yapmaya zorlaması ne kadar doğru?
Sosyal medyadan paylaşım yapanların cehalet içinde olmasını mazur görebiliriz. Peki, bir gazetenin, bir gazetecinin İtalya örneğinden haberdar olmamasını ve geleceğimizi tehlikeye atmasını kabul edebilir miyiz?
Üzülmekten başka yapacak bir şey yok maalesef…
- - -