Eskişehirsporumuz Uşakspor mağlubiyeti ile matematiksel olarak da 3. Lig'e düştü.
Gerek yazılı medya gerek görsel medya gerekse sosyal medyada Eskişehirsporumuzun neden bu hale geldiğinin fihristini okuyoruz, hepimiz de Boluspor maçından Süper Lig’e yükseldiğimizden kaybedilen Göztepe finali arasındaki dönemin şahitleriyiz.
Boluspor finalinden sonra kulubü ziyarete gittiğimde kulüp muhasebe müdürü yeni atanmıştı.
Kendisi her gün şehrin esnafının alacakları için ziyarete geldiğini kulübün satın alma ve kulüp bütçesinin olmadığını, kime ne kadar borç olduğunu bilmediklerini söylediğinde belki de işimizin ne kadar zor olduğunu farkına varmıştım.
Kulübün kurumsal kimliğini belli bir seviyeye gelmesi ve profesyonel yöneticilere ihtiyacı olduğunu açık seçik ortaydı..
Sonrasında biliyorsunuz yapılan mali kongrelerde milyon dolarlık bütçelerin sadece bir adet A4 kağıdından oluştuğuna şahit olduk…
Kime ne kadar para verilmiş gelir ne kadar gider ne kadar olduğu Boluspor maçından sonraki muhasebe müdürünün söylediğinden hiçbir farkı yoktu… Ve mali kongrelerde ibra edilen kulüp yönetimi ve başkanlarına el kaldıran kongre üyeleri….
Aslında bir dönem kulübe ceo atandığında umutlarım artmıştı… Ama olmadı…Orada da başarı sağlanmadı…
Ve bir futbolcuya verilecek paranın masanın üzerinde fotoğraflarının sosyal medyaya servis edilmesi umutlarımı iyice tüketiyor ve sürekli kulübün kurumsal kimliğe kavuşmadığı sürece başarılı olmamızın imkansız olduğunun hep farkındaydım..
Spor kulüplerinin görev alan yöneticilerin eğitim durumları, yeterlik düzeyleri, planlama karar verme, teknolojiyi takip etmeleri ve daha önce spor yapmaları kriterleri olması gerekirken sırf kulübe para veriyor diye hayatında amatör kulüp yöneticiliği bile yapmamış insanları profesyonel bir oyuncuya ve antrenör başına futbol şube sorumlusu yaparsak nasıl başarı sağlayabiliriz.
Bu kadar yüksek miktardaki bütçeleri şirketleşmeden, dernekler kanuna göre yönetirsek, kulübü nasıl güçlü mali bir yapısına kavuşturabiliriz…!
Olmayan paranın bütçesini yaparsak, şu kadar galibiyet bu kadar para, reklamlar, stadyum gelirleri var deyip milyon dolarlık oyunculara küçük peşinatlar verip galibiyet alamayınca reklam gelirleri düşünce stada gelen insanlar kulüpten soğursa ve ödeme zamanı geldiğinde ödemeler yapılmazsa, siyaset kurumundan yardım isteyip kurtar bizi diye kapılarına gidersek nasıl başarılı olabiliriz.
UEFA bile finansal fair play diye bağırırken kulup bütçesinin gelirlerinin yüzde 70’i kadar harcama limiti koymuşken, 2 dakika bile topa vurmadan Eskişehirspor’u FIFA’ya şikayet edip milyon dolarlık alacağı olan bir topluluğu nasıl yaratabiliriz.
Gelişmiş toplumlarda ki kulüp mali yapıları güçlü bir gelir yapısı ve marketing pazarlama ve reel bütçe üzerinden yapıldığı kulüplerin şirketleştiği bir dönem yaşanırken, ülkemizde müteahhitlerin yönettiği futbolda bu kadar oluyor işte.
Kulüplerin insanlara bağlı olmadan belli bir sistem ve kurumsal yapılar oluşturarak, şirket hukukuna göre yönetilip sistemin içine insanların sokulması gerekiyor…İşte o zaman kulüp profesyoneller tarafından yönetiliyor, kulübün güçlü bir denetim kurulu oluşturulup hesapların kontrol edilmesi gerekiyor…
Şimdi bundan sonra ne olacak? Kulup borç batağında… 3.Lig’de yoluna devam edecek… Bu kadar buyuk bir borç yükünün ödenmesi imkansız…
Şehrin ileri gelenleri de kulübe sırf bu yukarıda yazdığım kurumsal kimliğinin olmaması nedeniyle kulübe para vermek istemiyor. ‘Bu borcu kim yaptıysa o ödesin’ diyor…
Taraftar kulübün yaşamasını istiyor. Başka isimlerle yola devam edilmesini istemiyor…
Parası olanlar başka kulüp ismi ile devam edelim, kulübü ‘FK’ yapalım, başka çare yok diyor…
Taraftar ‘hayır’ amatöre bile düşse biz varız diyor.
Yazımın genelinde hiçbir kulüp başkanını yöneticisi ismini vermedim… Çünkü son 20 yılda kulübü yönetenler aynı kişiler. Başkanlar değişmiş ama yöneticiler aynı kalmış.. Çünkü bu küçük şehirde bu insanlar, Eskişehirspor sevgisi ile ceplerinden para ödeyerek kulübün yaşamasını sağlamaya çalışmış ama insan bilmediği bir şeyi yaparken başarılı olabilir mi… Onun altını çizmek istedim…
Bu sistemle devam ettiği sürece asla başarılı olma şansımız yok. Aslında şehrin bürokrasisi de buna kızıyor. Sürekli para ver yardım et durumundan bıkmış. Şirketleşin gelir elde edecek yatırımlar yapın yani diyor ki bizden balık istemeyin balık tutmayı öğrenin biraz diyor… Bizden bu kadar diyor Şimdi siz söyleyin Eskişehirspor mu küme düştü Eskişehir mi?