Yaklaşık bir ayı aşkın cumhurbaşkanı ve milletvekili adayları ile siyasi partilerin genel başkanları şehir şehir, meydan meydan dolaştılar.
24 Haziran Pazar günü yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri öncesi vaatlerini seçmenlerle paylaştılar.
Çok şükür Şanlıurfa’nın Suruç İlçesinde yaşanan ve hepimizi derinden üzen, 4 kişinin hayatını kaybettiği olayın dışında tatsızlık yaşanmadı.
Bu konuda gayret sarf eden başta siyasi partilerin liderlerine, cumhurbaşkanı ve milletvekili adaylarına teşekkür ediyorum.
Tabi ki, gecesini gündüzüne katarak seçim sürecinin kazasız, olaysız bir şekilde sona ermesi için 24 saat ayakta olan emniyet güçlerimize de teşekkür etmezsek haksızlık yapmış oluruz.
Onlar bazılarımızı evimizde cumhurbaşkanı ve milletvekili adayları ile siyasi partilerin genel başkanlarının TV konuşmalarını izlerken veya kahvehanelerde, sivil toplum örgütlerinin mekânlarında dinlerken, güvenlik güçleri şehrin dört bir köşesinde insanları kışkırtarak şehrin karışmasına neden olmak isteyenlere göz açtırmadılar.
Kalan üç günlük süreçte de birilerinin hedeflerine ulaşamamaları için de aynı gayreti göstereceklerine yürekten inanıyorum.
Adaylar bugün ve yarın son konuşmalarını yapacak, projelerini bir kez daha seçmenlerle paylaşacaklar.
Pazar sabahı saat 08.00 den sonra da bu kez seçmen konuşacak!
Sandığa giderek inandığı cumhurbaşkanı adayı ile siyasi partinin ambleminin altına “evet” mührünü basacak.
Seçim sonuçları kesin olmasa bile Pazar günü gecesi saat 24.00 veya Pazartesi gününün ilk saatlerinde belli olacağını tahmin ediyorum.
İşte o saatten sonra hepimiz sakin olmalıyız.
Seçim bu.
Birileri kazanacak, birileri kaybedecek.
Seçmenin tercihine hepimiz saygı duymak zorundayız.
En büyük hakem seçmen…
Seçmenin tercihini eleştirmeye kimsenin hakkı yok.
Seçmen bu ülkeyi yeni dönemde yönetmesini kimi istiyorsa oyu ile belirlemiştir.
Bugünlerde kulağımıza fısıldanıyor.
Sosyal medyada paylaşıyorlar.
Efendim; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçimi kaybederse olay çıkarmış, ülke karışırmış.
Yok, efendim Muharrem İnce Cumhurbaşkanı seçilirse ülke batarmış.
Meral Akşener gelirse, ülke yönetme gibi bir tecrübesi olmadığı için Türkiye bugünkü bulunduğu noktadan geriler ve birilerinin boyunduruğuna girmek zorunda kalırmışız.
Ben Türk insanının demokrasiye inandığını ve çıkan sonuca saygı duyacağını düşünüyorum.
Ne Recep Tayyip Erdoğan seçimi kazanırsa ne de Muharrem İnce veya Meral Akşener Cumhurbaşkanı seçilirse, de de Erdoğan kaybederse bir sıkıntı olmaz.
Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının kurduğu AK Parti 16 yıldan beri bu ülkeyi yönetiyor.
Beğenirsiniz beğenmezseniz bu ülkeye 16 yılda çok çok önemli yatırımlar kazandırdılar.
Ama seçmen Pazar günü,” Recep Bey siz biraz dinlenin. Birde Muharrem İnce veya Meral Akşener’i de görelim. CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisinin de meclis çoğunluğu ele geçirdiklerinde neler yapacakları görmek adına onlara bir şans verelim. Bu şansı iyi kullanırlarsa onlarla yola devam edebiliriz. Yok, efendim 16 yıllık AK Parti hükümetinin yaptıklarının altında ezilirlerse yapılacak ilk seçimde yola tekrar “sizinle devam edebiliriz” derse buna da saygı göstermek mecburiyetindeyiz.
Pazar günü demokrasi bayramı olsun.
Bütün dünyaya Türkiye’de seçimlerin demokratik olarak yapıldığını, seçim sonuçlarına herkesin saygı duyduğunu gösterelim.
Aksi halinde tüm dünya “Türkiye de demokrasi geriledi. Seçmenin demokratik tercihine bile tahammülleri yok” diye hem eleştirir hem de Türkiye olan ilişkilerini askıya alırlar.
Ve Türkiye ye kapılarını kapatabilirler.
Yalnızlaşan Türkiye kendi kaderiyle baş başa kalır.
Esas işte o zaman Türkiye büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalabilir.
O nedenle sandıktan kim çıkarsa çıksın, bu sonuca 81 milyon insanımız saygı göstermelidir.
Bunu becerebilirsek Türkiye’nin gerçek demokrasi ile yönetildiğini tüm dünyaya ya gösterebilir ve ülkemizin gelişmesi ve kalkınmasında önemli bir adım atmış oluruz.
Demokrasi bayramımız şimdiden kutlu olsun…