Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, 2009 yılında, Cemalettin Taşçı ile bir ‘nehir söyleşisi’ gerçekleştirmişti. Bu söyleşi, “Zamanı Durduran Saat” ismiyle yayımlandı…
Bu kitapta birçok sorun var konuşulması gereken, ancak bence en büyük sorun; kitabın yazarı Cemalettin Taşçı yerine, Yılmaz Büyükerşen’in “imza günlerine” katılması ve sanki kitabı kendisi yazmış gibi imzalaması…
Neyse şimdi bahsedeceğim konunun yanında bu durum ‘devede kulak’ kalıyor…
Büyükerşen’in kitapta anlattıkları, parça parça, çok kez gündem oldu, konuşuldu, tartışıldı. En çok konuşulan konu ise 1960 darbesinden sonra askerlerin, o tarihte 24 yaşında genç bir gazeteci olan Yılmaz Büyükerşen’i yatağından kaldırıp, yazı işleri müdürlüğü görevini yürüttüğü Sakarya gazetesine götürüp bir “el ilanı” bastırmasıydı…
Bu sayfada fotoğrafını göreceğiniz, hani, merhum Menderes hakkında iğrenç iftira ve yalanın olduğu el ilanı…
Büyükerşen’den öğreniyoruz ki, bu ilanı sadece basmak ile kalmamış, arkadaşlarını da toplayıp bir de sokağa çıkma yasağı olan Eskişehir’de sokak sokak dolaşıp dağıtmış…
…
Büyükerşen’in bu anısı zaman zaman gündeme geldi, son 11 yıldır…
Hatta zamanın Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 2014’teki seçimde, Eskişehir’deki mitingde bu konuyu gündeme getirmiş, Büyükerşen’in bu ilanının olduğu kitabı göstermiş ve birileri tarafından, “Erdoğan yine hatalı. Büyükerşen’in kitabının reklamını yaptı” diye eleştirilmişti. Bunu söyleyenlerin çoğu, AK Partili idi üstelik…
Kimdi bilmiyorum Erdoğan’a o sözleri söyletenler, ancak eminim ki; bu topraklarda yaşayan insanların ‘artık’ darbelere karşı olduklarını ve Büyükerşen’in, Menderes hakkındaki uydurulmuş en büyük yalanın ‘ortaklarından’ biri olduğunu duymanın, insanlarda ‘etki’ yapacağını sanacak kadar iyi niyetliydi…
Oysa öyle değil…
Bu ülkede yaşayan ve Büyükerşen’e de oy verenlerin büyük bölümü, darbelere karşı değildir, hatta bugünlerde söyleyemeseler de 1960 darbesini, bir “devrim” olarak görürler.
İşin, “Menderes sevgisi" kısmına gelirsek, günümüzde merhum Menderes’i seven ve haksız yere idam edildiğini düşünen kişiler zaten Büyükerşen’e oy vermez…
Yani…
Yılmaz Büyükerşen, kitap yayına hazırlanırken, çevresindeki birçok kişi, “Aman hocam, buradan size eleştiri gelir. Darbe yanlısı olduğunuz düşünülür” demesine rağmen bu anısını “gururla” kitaba koydurmuş ve son darbe girişimine kadar da katıldığı bütün söyleşilerde, bu ilanı basıp dağıtmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirmiştir…
…
Diyeceğim, Büyükerşen’in yaptığı, aslında seçim yatırımıydı…
…
Geçenlerde bir yazımda, “CHP seçmeninin yarısı hâlâ darbe umudu taşır, AKP darbe ile gidecekse buna itiraz etmez” benzeri şeyler söylemiş ve tepki almıştım. Hatta Mehmet Akif Erdem bile birlikte yaptığımız programda, “Hakkı’ya katılmıyorum, CHP’lilerin çoğu darbeye karşıdır” demiş ve Yücel Yenilmez’in gönlünü almıştı!
İşte şimdi bir kez daha söylüyorum…
Türkiye’de hâlâ darbeden medet uman, darbeleri iyi ya da kötü diye sınıflandıran milyonlarca insan var ve bu kişiler 15 Temmuz’dan sonra artık bunları itiraf edemiyor. Son 4 yıllık süreçte değişen tek şey, söylemekten utanmaları. Bu kadar!..
Ve hatta…
Büyükerşen’e oy verenlerin en az yarısı, “1960 darbesi bir devrimdir ve iyi ki de Menderes’i asmışlar, oh olsun” diye düşünenlerden oluşuyor…
…
Son günlerde sosyal medyada dolaşan ve Büyükerşen’in, arkadaşlarıyla birlikte basıp dağıttığı o ilan mevzusunda Büyükerşen haklı olabilir. “Yav kardeşim ne yapayım, darbe olmuş, sıkıyönetim var. Asker gelmiş, emretmiş ben de yaptım. Ama hayatta olduğum her gün bunun vicdan azabını yaşıyorum…” dese, bence hiçbirimizin söyleyecek sözü olmaz. “Hiçbirimiz” demeyeyim de… Tepkiler epey azalır, diyeyim…
Ancak kazın ayağı öyle değil…
Büyükerşen bırakın yaptığı işten pişmanlık duymayı, bunu hem kitaba ‘neredeyse’ zorla koyuyor ve her yerde de övünerek anlatıyor…
Çünkü çok iyi biliyor ki, insanlar, dile getirdikleri düşüncelerin aksine, ‘kendileri gibi’ düşünen insanlarla fısır fısır hâlâ darbe isteklerini konuşuyor...
Ve ‘netekim’ Büyükerşen, Menderes hakkında yaptığı bu iş ortaya çıktıktan sonra yapılan üç seçimi de kazandı…
Sorun Büyükerşen’de değil sadece yani…
Sorun bu ülkede hâlâ darbelerin ‘iyi ya da kötü’ olabileceğini düşünen milyonlarca kişi olmasında…
Sorun, merhum Menderes’in idam edilmiş olmasını, “O da hak etmişti” cümlesiyle yorumlayan milyonlarca kişi olmasında…
Sosyal medyada görmüyor musunuz bu insanları…
Ahaahaahaaahaaa…
Göremezsiniz…
Çünkü sosyal medya, çoklukla, insanların gerçek düşüncelerini paylaştıkları yer değil, pırıl kişilik olduklarını gösterdikleri yerdir…