Geçtiğimiz hafta sonu Cumhuriyet Halk Partisi'nin olağan 37. genel kurulu gerçekleşti. İzlediğim kadarıyla heyecandan yoksun bir kurultaydı. Heyecan yoksunluğunun en önemli sebebi zaten genel başkan seçiminin de parti meclisi seçim sonuçlarının da neredeyse önceden belli olmasıydı. Mevcut genel başkan öylesine baskın bir ortam oluşturmuş ki CHP yanlısı olarak bilinen televizyon kanalları diğer genel başkan aday adaylarının konuşmalarını bile yayınlamadılar. CHP, kongresine medyanın yeterli ilgiyi göstermediğinden yakınır ama Tele1 kanalı ile Halk Tv kanalı bile genel başkan aday adaylarının konuşmalarını yayınlamıyorlarsa CHP önce dönüp kendine bakmalı herhalde...
Seçim sonucunda Kılıçdaroğlu'nun seçilecek 60 kişilik PM listesi için delegelere sunduğu 80 kişilik kendi listesini delerek 6 kişi PM'ye girmeyi başardı. Listeyi delenlerin arasında ilimizden değerli hekim Sayın Gaye Usluer de var. Kendisini kutluyorum. Gerçekten büyük bir başarıya imza attı. Fakat ben Sayın Gaye Usluer'i Kılıçdaroğlu'na muhalif bir CHP üyesi olarak görmüyorum. Muharrem İnce hareketi adına sözcülük yaptığı günlerden bu yana bence çok şeyler değişti.
Sayın Gaye Usluer'i Odunpazarı Belediye Başkanı Sayın Kazım Kurt'un desteklediği yazılıyor. Büyükerşen ve Ataç'ın da Eskişehir' den başka bir ismi, Sayın Nuray Akçasoy'u desteklediği... Büyükerşen'in Sayın Gaye Usluer'i niçin istemediğini anlamış değilim. Gaye Usluer bugüne kadar Büyükerşen'e karşı saygıda en ufak bir kusur etmedi. Hatta" Büyükerşen dışında hiç kimse CHP'den büyük değildir"gibi tartışmalı sözler bile etmişti. Fakat siyasetin doğası böyle; dün birlikte olanlar bugün karşı karşıya gelebiliyorlar.
Aynı şey, Büyükerşen ile Kazım Kurt ve Ahmet Ataç ilişkisi için de geçerli. İki sene önce Büyükerşen ile Kurt'un arası iyi, Ataç'ın arası ikisiyle kötüydü. Şimdi yazılıp çizilenler doğruysa Büyükerşen ile Ataç' ın arası iyi, Kurt'un ikisiyle arası kötü gibi görünüyor...
İki sene önce "Yılmaz Büyükerşen, bir dahaki seçime aday olmazsa yerine Kazım Kurt'u mu, Ahmet Ataç'ı mı işaret eder?" diye sorulacak olsa kimse tereddüt etmeden "Kazım Kurt" cevabını verirdi... Fakat son zamanlarda ortadaki tabloya bakılırsa, bu soruya verilecek cevabın şu an itibariyle Ahmet Ataç lehine değiştiği görülüyor...