70'li yıllara yaklaşırken bir seçim öncesi bürokratik vesayetin temsilcisi CHP plan yapmaktan bahsediyor...
O günkü AP’nin başı Demirel ise “Millet plan değil pilav istiyor" diye cevap veriyor.
O günkü ve hatta bugünkü CHP “ halk için halka rağmen “mottosu ile jakoben tavrını sürdürür iken, Demirel ise karşısına daha sonra da sürdürdüğü "o ne veriyor ise ben beş fazlasını veririm” ucuz popülizmi ile çıkmıştır.
İki karşıt görüşmüş gibi konumlanan bu siyasi yapılar aslında aynı safı temsil ediyorlardı.
Aralarındaki nüans şuydu;”CHP ağırlıklı olarak bürokratik oligarşiyi daha az kasaba lümpenlerini, AP ve Demirel ise ağırlıklı olarak burjuvalaşamamış kasaba lümpenlerini ve daha az da bürokrasiyi temsil ediyordu.
Millet ise bu ikisi arasında “ kırk katır mı kırk satır mı?” tercihi yapmaya zorlanıyordu.
Özal ile beraber bu zorunlu yelpaze bozuldu ve milletin önüne üçüncü bir seçenek konuldu.
Demirel ve çizgisi daha o zaman aslında CHP ‘nin ekürisi olduğunu Özal’a karşı İnönü ile aynı safta yer alıp hükümet kurararak açık etmişti.
Ve 28 şubat sürecinin Cumhurbaşkanı olarak tavrı ile CHP zihniyetinin şaşmaz bir üyesi olduğunu perçinlemişti.
Özal, Erbakan ve Türkeş ile başka temsil alternatiflerinin de olduğunu iyice gören millet bir daha bu diğer çizgiye yüz vermedi...
Hatta o ekolün bir çok temsilcisini ikibin yılından sonraki süreçlerde defalarca sandığa gömüp üzerinde tepindi...
O Demirel ki popülizm uğruna insanları kırk yaşında emekli etti...
O CHP ki, Kurtuluş savaşında 15 bin şehit veren ülkemize girmediğimiz İkinci Dünya savaşında 22 bin kayıp verdirdi.Demirel ‘in pilav popülizmi ile CHP ‘nin plan anlayışı işte bunlardı...
Özal ile başlayan çizgi millette son yirmi yoldan bu yana Erdoğan ile büyük teveccüh görmeye devam etti...
O günlerdeki anlattığım zihniyetin kalıntıları ise hala pilav ucuzcusu popülizme devam ediyor.
CHP ise ulusalcı(!) ları da kendi içinde tasfiye ederek her ne kadar jakoben tavrından vazgeçmedi ise de pilavcılarla daha bir yakınlaşmış durumda...
Bu ucuzlukların da elbette her dönemde kısmi alıcıları vardır...
Ama milletin gözü hem planı yapan, hem uygulayan ,hem de en başından beri ucuz popülizme hiç yüz vermeyen Erdoğan’ı iyi görüyor.
Doğru tartıyor...
Erdoğan yüzde 24 ile 94'te başladığı yolculuğuna safraları ata ata, bugün yüzde 50'nin üzerine çıktı...
Atılan her safra karşısındakilere yük oldu...
O yüzden ki Şener’in, Bekaroğlu’nun vekil koltuğu kaptığı yerde İnce’ye salonun ucundaki delege koltuğu çok görülüyor...
Demirel’in artıkları Soylu istifa etse de başımıza geçse diye neredeyse el açacaklar...
Ancak Soylu ülke için Erdoğan’ın yanında saf tutması gerektiğini onlardan iyi biliyor...