Bir İngiliz iktisatçı Alfred Marshall işletmelerin yaşam hikayesini aşağıdaki şekilde ifade etmektedir. Bir işletmeyi Dede kurar, baba büyütür, oğul korur, torun sanat tarihi okur. Ülkemizde 100 yılını tamamlamış firmalar küçük ölçeklerde kalmış büyüyememişlerdir. Bu firmalardan bazıları Abdullah Efendi Lokantası (1888), Güllüoğlu (1885), Hacı Şakir (1887), İskender Kebapçısı (1867), Komili (1878), Konyalı Lokantası (1897), Kurukahveci Mehmet Efendi (1871), Pera Palas (1888), Tuzcuoğlu 1893, Vefa Bozacısı (1876) görüldüğü üzere 200 ve 100 yılı aşan kobiler de ağır sanayiyi ilgilendiren sektörümüz bulunmamaktadır. Oysa Japonyada 151 yıllık Mitsubıshı firması kurumsallaşarak babadan oğula bayrak teslimini yapmışlardır.
200 yılını tamamlamış Türk Kuruluşları Cağaloğlu Hamamı (1741) Ali Muhiddin Hacı Bekir (1777), Çukurova Gıda Sanayi (1783) Eskişehir’de Kemal Kükrer 1915 yılında kurulmuştur.
Anadolu da bir dörtlük vardır Fakiri kuru inat batırır.(1.9) Memuru süslü avrat batırır. (10:49) Zengini şımarık evlat batırır.(50:250 )
Burada fakir terimi 1 ila 9 personel çalıştıran çok küçük ölçekli işletmeleri simgelemekte. Kuru inat işletmenin değişen şartlara uyum sağlayamamasının en önemli başarısızlık nedeni olduğunu işaret etmektedir. Oysa ki esneklik ve değişen şartlara kolayca uyum sağlamak bu işletmelere başta gelen avantaj olmalıdır. Bu avantajı iyi kullanan girişimciler karşılarına çıkan fırsatları değerlendirmekte. Küçük ölçeklilerden daha büyük ölçeklere geçebilmekte ve faaliyetlerini başarılı bir şekilde sürdürebilmektedirler.
Memuru ise 10 ile 49 personel çalıştıran küçük işletmeleri ifade etmektedir. Bu girişimciler için en büyük tehlike tasarrufa gereken özeni göstermemek ve işletmenin etkinliğini artırıcı işleri olmayan gösteriş yatırımlarına yönelmektedir. Bu aşamada gösteriş yatırımlarından uzak durulmalıdır. Buradan kaynaklanan hatalar konjonktürün iyi olduğu dönemlerde hissedilmeyebilir. Durgunluk dönemlerinde ise bu tür hataların sonucu çok pahalıya mal olmaktadır. Kriz dönemlerinde aynı hataların tekrar edilmesi girişim için öldürücü olabilmektedir.
Zenginin simgelediği grup olarak 50 üzerinde personel çalıştıran (50.100 ve 50 . 250) orta ölçekli işletmeler kabul edilebilir. Bu gruptaki işletmeler için en büyük tehlike nesil değiştirmede ortaya çıkmaktadır. Babanın 1001 emekle kurup geliştirdiği ve belirli bir aşamaya getirdiği işletme çocuklar tarafından aynı başarıyla devam ettirilememektedir. Oğullar ve damatlar arasında iki ye üçe parçalanarak tekrar küçük ölçeklerden işe başlamak zorunda kalınmakta yada çocuklar iletmeye karşı ilgisiz kalmakta işletme el değiştirmektedir. Nihayet en kötü ihtimal olarak ilgisizlik yada başarısızlık sonucu işletme faaliyetine son verilmektedir. Ülkemizde bunun örnekleri çoktur. Nesil değiştirmede 1. nesil den 2. nesile geçiş kritik aşama durumundadır. Bu aşamayı başarılı bir şekilde atlatan girişimcilerde 2. ve daha sonraki nesil değiştirmelerde başarısızlık riski çok azalmaktadır. Bu bakımdan 1. nesilden 2. nesile geçerken işletmeyi kurup geliştiren babanın eserini devredeceği çocuklarını çok iyi yetiştirmesi damatlarını çok dikkatli seçmesi gerekmektedir. Fakir, memur, zengin terimlerinde görüldüğü üzere küçük ve orta ölçekli kişiliği gelişmemiş kurumsallaşamamış yenilik ve yaratıcılık kavramlarından uzak babadan oğula eğitimsiz kobiler ( firmalar kuruluşlar ) devredilmektedir.
Kobilerin kurumsallaşabilmesi için, Hacı Baba Yönetim Kurulu Başkanlığından çekilerek, sektörü en iyi bilen Yönetim Kurulu Başkanı veya bir Genel Müdür atamalıdır. En azından karar vereceği konularda hissi davranmaz. Toplam Kalite Yönetiminin birinci basamağı olan ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi yürürlüğe konularak sürekli iyileştirme sürekli geliştirme sağlanarak, kuruluşun kişilere endekslenmesi ortadan kalkacaktır.
Sonuç olarak; INNOVASYON: Yenilikçilik, yaratıcılık kavramına vakıf olunabilmesi için kurumsallaşma, kurumsallaşabilmek için ise kişisel gelişimi tamamlamak çok önem arz etmektedir.