Saadet Partisi Eskişehir İl Başkan Yardımcısı Kadir Ateş şu ifadeleri kullandı;
"Vatandaşların sahipsiz köpeklerden korkmadan sokaklarda rahatça yürüyebilmesi, eve, okula, parka, bahçeye ve sahillere gitmesi için 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nda düzenleme yapılması gerektiği.
Ülkemizde şu anda sokaklarda, belediyelerin yetersiz kalan denetimleri nedeniyle kontrolsüz bir şekilde üremeye devam eden sayısı 10 milyonu geçen sahipsiz köpeklerden kaynaklanan bir tehdit var. Öyle ki insanların köpeklerin olduğu sokaklardan geçmesini "mayına basmamaya çalışarak yürümeye" benzetmek yanlış olmaz. Köpek saldırısına maruz kalıp yaralanan, hatta hayatını kaybedenler var ve bu sayıları öyle görmezden gelinecek gibi değil. Son dönemlerde başıboş sokak hayvanlarının saldırısına uğrayan ve hepimizin ciğerini yakan çocukların haberleri bizleri fazlasıyla üzüyor. 2022 yılında 13 vatandaşımız hayatını kaybetti, 307 kişi yaralandı. Geçtiğimiz sene 1 Ocak ile 31 Aralık tarihlerinde başıboş köpekler ile ilgili 340 saldırı ve 89 trafik kazası basına yansıdı. Saldırılar nedeniyle 6'sı çocuk, toplam 13 kişi hayatını kaybetti. Bu yıl sonu buna benzer hatta bundan daha fala istatistik rakamlar çıkması olası. Sadece geçen ay 3 çocuk ölümü basına yansıdı. Barınma ve açlık sorunları olan başıboş sokak köpeklerinin insanlara saldırdığı haberleri de aynı oranda çoğalmaya başladı.
Saldırgan ve tehdit oluşturan başıboş köpeklerle ilgili yasal düzenlemelerde boşluklar var. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun UNESCO tarafından yayınlanan Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne dayandırıldığı söyleniyor. Ancak konuyu araştıran uzmanlar UNESCO tarafından yayımlanmış böyle bir vesikanın olmadığını söylüyorlar. Gerekçe Almanya, İsviçre, Avusturya, Hollanda ve İsveç gibi ülkeleri örnek vermektedir fakat bilindiği üzere bu ülkelerde bizdeki gibi bir başıboş köpek popülasyonu yok. Dolayısıyla kanun hayatın gerçekleriyle örtüşmemektedir. Bu kanunda, evcil, sahipsiz ve güçten düşmüş köpeklere değinilmiş ama saldıran ve tehdit oluşturan başıboş köpeklere ve ilgili prosedüre değinilmemiştir. Bu kanun 2021 yılında 7332 sayılı Kanunla güncellendi, revize edildi. Yapılan revize, olanı daha kötü hale getirdi. Bir başıboş köpek saldırısı yaşandığında, yaralanma ya da ölüm dahi olsa o köpek alınacak, rehabilite edilecek ve 10 gün sonra aynı yere bırakılacak. Bunu hiçbir akıl, mantık kabul etmez. Böyle bir kanun olamaz. Saldırı tehlike ve tehdidi yanında kuduz ve benzeri hastalık bulaşma riski ve kuduz aşısına ulaşılamamasından doğan tehlike de ciddi boyutlardadır. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun insan hijyeni, sağlığı ve güvenliği gözetilerek değişmesi gerekmektedir.
Bu tehdidin ortadan kaldırılmasını istiyoruz. Köpek sahiplerinin bile sahipsiz hayvanlardan şikayetçi olduğunu düşünürsek, bu köpekleri kentin her yerinde görüyoruz. Sahipli köpeklerin toplu taşıma araçlarına binmesine izin verilmezken sahipsizlerin bunu rahatlıkla yaptığını görüyoruz. Yürümeye üşendikleri için tramvay ile gezenleri dahi var. Parklarda özellikle bazen çeteleşerek çok sayıda olan köpekler oraları yaşam alanı olarak gördüklerinden bölgeyi koruma iç güdüsü ile gelen geçene saldırıyorlar. Buraların genelde okul yolu güzergahı olduğunu düşünürsek tehlikenin farkına varmalıyız. Bir kişi, başıboş köpekler yüzünden ülkesinin sokaklarında, kamu alanlarında, ortak mekanlarında kendini güvende hissederek dolaşamıyorsa bu büyük bir sorun. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Sahipsiz hayvanların yeri sokaklar değil, barınaklardır." Sözüne istinaden belediyelerin, valiliklerin ve bakanlığın bu konuda çalışmalar yapması gerekmektedir.
Köpek saldırılarının ardından bazı hayvan sever derneklerinin hayatını kaybeden çocuklar için gündeme gelen başıboş köpek sorununu, gündemden düşürmek için çalışmaktadırlar. Belki de bu sorunu dile getirdiğimiz için bizi de hedef gösterecekler. Belediyeler tehlike yaratan köpekleri topladığında sözde hayvan severler tarafından yapılan baskılar neticesinde bırakmak zorunda kalıyorlar. Ancak rehabilitasyon adı altındaki 10 günlük kısa süreçte yapılacak kısırlaştırma ve diğer müdahalelerin köpeğin saldırganlığını yok etme ya da azaltma konusunda hiçbir şekilde etkili olmayacağı bilimsel bir gerçektir. Kaldı ki kanunda insan sağlığının korunması şartı ifade ediliyor ama bunun nasıl yapılacağı öngörülmüyor. Eğitmek deniliyor ama bu kısa sürede eğitmek te mümkün olmuyor. Ya da eğitilemeyenler hakkında bir şey söylenmiyor. Rehabilite kelimesi Türkçe’de yeniden alıştırmak, hastalık veya gözden düşme nedeniyle toplumdan uzak kalmış bir kimseyi yeniden topluma kabul etmek anlamına gelir. Yani Valilik, bakanlık ve belediyelerin bu köpekleri gerçekten insanlara zararsız hale gelinceye kadar rehabilite olacakları bir uygulamayı hayata geçirmeleri gerekmektedir.
Sözün özü biz yaratılanı severiz Yaratan dan ötürü. Yani Hayvanları aslında bizim de çok sevdiğimizi ancak insanların,. hele hele sevgili yavrularımızın, çocuklarımızın hayatı tehlikede olduğu zaman bu konuda gereken tedbirlerin doğru ve zamanında alınması gerektiğini dile getiriyoruz."