24 Haziran seçimlere 20 gün kaldı.
Ancak baktığımda şehirde seçim heyecanı yok.
Şehir içerisinde dolaşan birkaç arabadan yapılan anonslar ve çalınan şarkılarda olmasa da, 20 gün sonra seçim olacakmış gibi bir hava yok.
Geçmiş seçimlere baktığımda şehir parti bayrakları ile süslenir, şehrin her yerinde seçim büroları açılır, hummalı bir koşuşturma yaşanırdı.
Parti binaları, seçim büroları adata karınca yuvası gibi olurdu.
Cuma ve Cumartesi günü AK Parti, CHP, MHP ve İYİ Parti’nin il binalarını dolaştım.
İl teşkilat yöneticilerinin dışında kimseler yok.
Sessiz sakin bir seçim öncesi geçiriyoruz.
İftardan sonra milletvekili adayları şehri dolaşmasa, ziyaretler yapmasa 24 Haziran’da seçim yapılacak gibi bir hava yok.
***
Hakkını yemeyelim.
AK Parti teşkilatları, bir yıldan beri sanki 24 Haziran da seçim yapılacağını biliyorlarmış gibi mahallelerde çalışıyorlardı.
Mahalle teşkilatlarıyla sürekli toplantılar yapıyor, ziyaretler gerçekleştiriyordu.
Bu nedenle de bugün seçime en hazır parti AK Parti olduğunu görebiliyorum.
Bir de İYİ Parti.
Yeni kurulmuş bir parti olduklarından insanlara kendilerini tanıtmak adına onlarda seçmene kendilerini tanıtmak, parti programı hakkında bilgilendirme yapmak için geziyorlardı.
Seçime en hazırlıksız yakalanan parti CHP olarak görüyorum.
Onlar erken seçim istiyorlardı.
Ancak Haziran ayı akıllarından bile geçmiyordu.
Kasım ayında “belki” diyorlardı.
Yaşadıkları “erken seçim” şoku atlatıp erken toparlandılar.
Allahtan şehir merkezindeki üç belediye başkanlığı koltuğunda CHP’li başkanlar oturuyor.
Onlarda olmasa CHP hala şokta olacaktı.
Adaylardan daha çok Ahmet Ataç ve Kazım Kurt’un çalıştıklarını görüyorum.
***
Pazar günü İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener Eskişehir de idi.
Odunpazarı Meydanı’nda miting yaptı.
Çok şaşalı bir miting değildi.
Sade bir miting oldu.
Çok fazla kalabalık yoktu.
İlçelerden ve çevre illerden otobüslerle taşıma yoktu.
İlçelerden şahsi imkânlarıyla tek tük gelenleri gördüm.
Ama şunu da gördüm.
Mitinge gelenler samimi idi.
“Nereden anladın?” Diye soracaksınız.
Mitinge katılan en az 30 kişi ile konuştum.
Cumhurbaşkanlığında Meral Akşener’e, milletvekili seçimlerinde İYİ Parti’ye oy vereceklerini söylediler.
İl Başkanı ve milletvekili adaylarıyla da miting sonunda sohbet ettim.
Hepsi de katılımdan memnundu.
Meral Akşener’de katılımcı sayısını iyi bulmuş.
*-****
Meral Akşener’i dinlemeye gelenlere baktığımda kadın ve genç kızlar çoğunlukta idi.
Hemcinsleri Akşener’e sahip çıkıyorlar.
Kadın ve genç kızlar kendi elleriyle dantel işledikleri yazmaları Meral Akşener’e hediye etmek için bir birleriyle yarıştılar.
Akşener’in kucağı kenarları dantel işlenmiş yazmalarla doldu.
Meral Akşener’i samimi buldum.
Çok fazla yaldızlanmış sözler söylemedi.
Tıpkı AK Parti Milletvekili Milli Eğitim ve Kültür eski Bakanı Nabi Avcı gibi.
Nabi Avcı’da alışık olmadığımız bir milletvekili.
Çok konuşup yarısı “atmasyon” olsun demiyor.
Az ve öz konuşup kısa kısa sözcüklerle seçmene mesajı net veriyor.
Buda seçmenin hoşuna gidiyor.
Yapamayacağının sözünü vermiyor.
Yani insanları aldatmıyor.
Bu nedenle seçmenler tarafından seviliyor.
***
Birileri şunu sorabilirler.
“Harun Karacan ve Emine Nur Günay yalan mı söylüyorlar”.
Hayır, o anlamda yazmadım.
Nabi Hoca akademisyen, öğretim görevlisi, yani öğretmen…
Öğretmenler, eğitimciler öğrencilere her zaman doğruyu gösterir ve öğretirler.
Lafı eveleyip gevelemezler.
“Az konuşup, çok dinlemek” Nabi Avcı’nın tarzı.
Harun Karacan ve Emine Nur Günay’da, tıpkı Nabi Hoca gibi yapamayacaklarının sözünü vermiyorlar.
Onlarda Nabi Hoca kadar seviliyorlar.
***
Seçime 20 gün kaldı.
Konuştuğum pek çok kişi kime oy vereceğinin kararını vermiş.
Bu saatten sonra kararlarını değiştireceklerine ihtimal vermiyorum.
Tabii ki oy verecekleri cumhurbaşkanı adayı ve parti son anda çok önemli bir hata yapmaz ise.
Kalın sağlıcakla.