Tepebaşı Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Birsen şu ifadeleri kullandı;

“Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Erdoğan Aydoğmuş CHP Tepebaşı İlçe Başkanı Atilay Dalgıç’ı yanına alarak bir basın açıklaması yapmış. Basın açıklaması yapmak zorunda hissetmiş gibi gözüküyor. Hal camii konusu 26-27 yıldır gündemde olan bir konudur. Hal camiinin olduğu bölgedeki yoğunluktan bahsederler. Hal Camii’nin arkasındaki alan sürekli özel proje alanı olarak ifade edilir. O bölgedeki imara açık ve yapıya açılmış bir halde olmasına rağmen bu bölgenin metruk bir vaziyette kalması da sırf caminin ortadan kaldırılması ile alakalı bir konudur. 2022 yılının Haziran ayında 5 binlik bir revizyon düzenlemesi yapıldı. Oradada caminin arkasında kalan alanı ticaret ve turizme açarak camiyi yok saydılar.

6 buçuk 7 dönümlük bir arazi olan o alanda 400 metrelik bir cami alanı ayrılabilirdi. O cami o bölgede ibadethane görünümlü olan tek camidir. O cadde üzerinde başka bir cami minaresi göremezsiniz. Sarmaşıklı cami olarak da kent halkının ve kente gelen insanların ilgisini çeken ünlü bir cami. İnsanların çok kolay bir şekilde ulaşıp namaz kılabileceği bir camidir. O caminin oradan kaldırılmayacağını iddia eden bir anlayış var. Eğer o cami oradan kaldırılmayacaksa yeni yapılan planlamada neden bir ibadethane alanı olarak 400 metre bir yer ayırmıyorsunuz.

Oradaki bir AVM’nin yanında olan bir arazi var. Tepebaşı Belediyesinin de ortak olduğu bir arazi. Daha önce burası yeşil alandı. Burayı da apar topar yapılaşmaya açtılar. O yapılaşmanın Tepebaşı Belediyesinden geçen hali ile, Eskişehir Büyükşehir Belediyesinden geçen hali farklı. Oradaki AVM trafik yoğunluğunu artırmıyor. Haller Gençlik Merkezi yoğunluğu artırmıyor. AVM’nin yanındaki araziye yapılacak olan arazi trafik yoğunluğunu artırmıyor. 400 metrelik bir caminin trafik sıkışıklığına neden olduğunu söylüyorlar. Cami yıkılmayacaksa yeni yapılan planlarda cami yeri neden ayrılmadı. Bu sorunun yanıtını vermeleri lazım.

Caminin Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından koruma altına alınmasını da manidar bulduklarını söylüyorlar. Onu da alay eder gibi söylüyorlar. Hukuka aykırı olduğunu ima ediyorlar. Bu tavırlarını kınıyorum.”