AHPADİ Derneği Başkanı Mehmet Ektaş şu ifadeleri kullandı;

"İşçi alacaklarından haksız fiil kaynaklı tazminatlara, ticari uyuşmazlıklardan kira alanına kadar bir çok çekişme konusunda “arabuluculuk,, 22/Haziran/2012 tarihli 6325 Sayılı “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu” ile "dava şartı" haline getirildi. Düzenlemeyle, taraflar arasındaki çekişmelerin, dava açılmadan, yargılama masrafları yapılmadan, kısa zaman içinde “adil ve hakkaniyetle” çözüme kavuşturulmasının amaçlandığı ileri sürüldü.

Radbruch’un işaret ettiği gibi; hukukun amacı adaletsizliği önlemektir. Adaletsiz hukuk, hukuk doğasından yoksun hükümler yığınıdır. Ancak, gerek mevzuattaki yanlış düzenlemeler ve gerekse uygulamadaki hatalar nedeniyle, "Arabuluculuk Kanunu" uygulanmaya başladığı ilk günden bugüne çoğu kez haksızın karşısında haklıyı, güçlünün karşısında zayıfı mağdur etti. Bu da yetmez gibi, 6325 Sayılı Kanunun 5’inci maddesinde yer alan arabuluculuk görüşmelerindeki beyan, teklif ve belgelerin açılacak davada kullanılmaması düzenlemesi ile 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanununun 326’ıncı maddesinde yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınması düzenlemeleri yeni haksızlıkların kapılarını araladı. Özellikle belirsiz alacak çekişmelerinde dava sonunda davayı kaybeden tarafa yüklenen ilam vekalet ücreti, yargılama giderleri ve arabuluculuk ücreti de adaletsizliği derinleştiren yeni bir yol oluşturdu. Belirsiz alacak konulu çekişmelerde alacaklı olduğunu iddia eden taraf, bir çok durumda, arabuluculuk masasına afaki fahiş bedel talepleriyle oturuyor. Borçlu tarafın önerdiği makul teklifi kabul etmiyor, arabuluculuk görüşmesi sona eriyor. Ardından, masaya getirdiği teklifle ilgisi olmayan oldukça düşük rakam üzerinden belirsiz alacak davası açıyor. Bilirkişi raporundan sonra davasını ıslah ediyor. Çoğu durumda mahkemede belirlenen alacak, alacaklının arabuluculuk görüşmesindeki teklifinin çok çok altında ve hatta bazen borçlunun ödemeyi teklif ettiği rakamın da altında çıkıyor. Ancak, mahkeme 6325 Sayılı Kanunun 5’inci maddesi gereği arabuluculuk görüşmelerinde tartışılan teklifleri değerlendirmeye alma yasağından dolayı, teknik olarak borçluyu davayı kaybetmiş sayıyor. Sonucunda Mahkeme, 6100 sayılı Kanunun 326’ıncı maddesi gereği, borçlu aleyhine karar altına aldığı alacak miktarı ile birlikte alacaklı lehine yargılama giderine, ilam vekalet ücretine ve arabuluculuk ücretine hükmediliyor. Bazen bu ücretlerin toplamı, mahkemece karar altına alınan alacak miktarının 2-3 kat üzerine dahi çıkıyor.

Yani; mahkemelerde, arabuluculukta anlaşılamayan teklifler dikkate alınmadığı için, anlaşmamak için fahiş rakamlar ileri süren, anlaşmayıp dava açılmasına neden olan taraf ödüllendiriliyor, haklı taraf cezalandırılıyor. Örneğin; bir trafik kazasında aracında değer kaybı olduğunu ileri süren taraf arabuluculuk görüşmesine 50.000 TL bedel talebiyle geliyor, borçlu 7 bin 500 TL teklif ediyor. Anlaşma olmuyor. Arabuluculuk masasında 50.000,00 TL talep edip anlaşmanın önünü tıkayan alacaklı taraf sadece 1.000 TL talepli belirsiz alacak davası açıyor. Mahkemece yaptırılan incelemede Bilirkişi araçtaki değer kaybını 5.000 TL olarak tespit ediyor. Alacaklı davasını 5.000 TL'ye ıslah ediyor. Teknik olarak davayı kazandığı için Mahkeme, borçlunun alacaklıya 5 bin TL ana para, 5 bin TL ilam vekalet ücreti, 1800 TL arabuluculuk ücreti 2 bin 600 TL yargılama gideri ödemesine karar veriyor. Şimdi, elimize vicdanımıza koyalım, soralım. Böylesi bir yargılama ve karar sisteminde kim haklı, kim mağdur. Elimizi vicdanımıza koyarak soralım. Adalet bunun neresinde.

Ülkemizdeki adaletsizliklerin önemli bir bölümü, mevcut yasal düzenlemelerimizden kaynaklanıyor. Ülkemizde, yasamadan sorumlu olan, adaletsiz hukuku düzene koyacak Kurum ise TBMM. TBMM’nin ve Milletvekillerinin mevcut yasal düzenlemelerin neden olduğu haksızlık ve adaletsizlikleri kaldırmak için çalışması gerekiyor. Ancak günlük siyasi çekişmelerden bunlara vakit bulamıyorlar. AHPADİ, bir çok çalışmasıyla Sayın Milletvekillerine ışık tutmaya çaba harcıyor. Eskişehir Milletvekillerimizi, somut örnekleriyle ortaya koyduğumuz yasal çarpıklıkları ortadan kaldırmak için mecliste çaba harcamaya davet ediyor, Eskişehir kamuoyunu saygıyla selamlıyoruz."