Geçtiğimiz günlerde "CHP seçimin mağlubiyetini sorgulamalı" diye yazmıştım.
Bu yazımdan sonra bir tek CHP’li “haklısın, önce kendimizi sorgulamalıyız” demedi.
CHP yıllardır aldığı yüzde 25 oyun üzerine çıkamadı.
24 Haziran seçimlerinde 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 seçimlerinde aldığı oyun bile altına düştü.
“Seçmen bize neden oy vermiyor?”, “Seçmenden bizden ne bekliyor?”, “Biz seçmenin gönlüne neden giremiyoruz?” sorgulaması yapılmadı bile.
Bunun yerine Kemal Kılıçdaroğlu’nu başarısız bularak olağanüstü kurultay için imza toplamaya başladılar.
Onu bile başaramadılar.
Önce 24 Haziran seçim sonuçları masaya yatırılarak geniş bir katılımcılar ile “seçmen bize ne mesajı verdi?” diye incelenmeliydi.
Önümüzde yerel seçimler var.
“Biz bu seçimde seçmene neler söylemeliyiz, ne gibi mesajlar vermeliyiz” bunun üzerinde tartışma yapılmalıydı.
Tamam, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başarısız.
CHP’nin başına geldiği günden beri partiyi bir adım ileriye taşıyamadı.
Ama bu başarısızlık sadece genel başkanın mı?
Bunda teşkilatların hiç mi payı yok?
Bakın AK Parti teşkilatlarına.
24 Haziran seçimleri yapıldı.
25 Haziran sabahı sanki bir hafta sonra bir başka seçim olacakmış gibi çalışmaya devam ettiler.
Aynı hızla çalışıyorlar.
İlçeleri, köyleri, mahalleleri ziyaret ederek seçmene dokunuyorlar.
CHP ne zaman sahaya iniyor?
Seçime iki ay kala.
O zamanda atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiş oluyor.
Bu kafayı değiştirmedikleri sürece CHP’nin seçimlerde istediğini alması çok ama çok zor…
***
Kurban Bayramı nedeniyle bayramın üçüncü günü CHP’de bayramlaşma töreni yapıldı.
Merkezde CHP’li üç belediye başkanına sahip olan bir partinin bayramlaşma törenine bir avuç partili katıldı.
Tek tek saymadım.
50 kişi desem abartmış olurum.
Sadece İl, Odunpazarı ve Tepebaşı İlçe Yönetim Kurulu üyeleri katılmış olsa 100 kişi eder.
Teşkilatların yöneticileri bile bayramlaşmaya gelmiyorsa düşünün artık o partinin içerisinde bulunduğu durumu.
***
Aynı gün AK Parti’nin de bayramlaşma töreni vardı.
TÜLOMSAŞ Düğün Salonun bahçesinde yapıldı.
İğne atsan yere düşmezdi.
Kalabalık katılımcı vardı.
İl, Odunpazarı, Tepebaşı İlçe Yönetim Kurulu üyelerinin dışında, İl ve İlçelerin Kadın Kolları, Gençlik Kolları yönetimleri, mahalle başkanları, tüm ilçe belediye başkanları bayramlaşmada idi.
Bu birlik beraberlik göstergesi ister istemez seçmeni de etkiliyor.
Birlik beraberlik dedim.
Partinin tabanında varda, milletvekilleri arasında maalesef yok.
Nabi Avcı ve Emine Nur Günay’ın bulunduğu ortama Harun Karacan katılmıyor.
Bayramlaşma töreninde Nabi Avcı konuşma yaptıktan sonra yapılmakta olan “Millet Bahçesi” ile ilgili TRT’nin eski stadyumda yaptığı programa katılmak için salondan ayrıldı.
Avcı, salondan ayrıldı Karacan geldi.
Bu hemen hemen her toplantıda yaşanıyor.
İktidar partisine yakışmıyor bu küskünlük.
Reis’in haberi var mı? Bilmiyorum.
Yoksa birileri bunu Reis’e anlatmalı.
Yerel seçim öncesi milletvekillerinin aralarındaki soğukluk giderilmeli.
***
Gelelim yazımın başlığına.
CHP’deki bayramlaşma törenine Belediye Başkanlarından sadece Kazım Kurt ile İsak Gündoğan katıldı.
Bayramlaşma töreninde Kazım Kurt, öz eleştiri dolu konuşma yaptı.
Ne dedi?
“Eskisi gibi yaptığımız politika ile Türkiye'yi bu hale getirdik. Başarısız. Bu ortamda muhalefet mi tartışalım. Biz kendimizi özeleştiriyi tutmalıyız. Nasıl bir CHP olmalıyız. Biz hala 10 yıllık 30 yıllık kafadayız. Öz eleştiriyi yapmalıyız. Biz solcuyuz, sosyal demokrat partiyiz. Üretimin üreticinin yoksulunun yanında olmalıyız. CHP'nin iktidar olması zorunlu. Başka türlü Türkiye'nin refaha hukuka ulaşması mümkün değil. Bu çalışma ile seçim kazanma şansımız yok. 10 yıl öncesinin politikalarının bir işe yaramıyor. Eskisi gibi yaptığımız politika ile Türkiye'yi bu hale getirdik. Başarısız. Bu ortamda muhalefet mi tartışalım. Biz kendimizi özeleştiriyi tutmalıyız. Nasıl bir CHP olmalıyız. Bu çalışma ile seçim kazanma şansımız yok. Biz kendimize dönmeliyiz. Sosyal demokratlar, solcular, bu toplumun öncüsü yol göstericileridir. Biz kendimizi önce bir özeleştiriye tabi tutmalıyız. CHP yeniden ayaklanmak istiyorsa sokaktaki muhalefete egemen olmalı. Bu sokağa çıkıp adam dövelim, anarşi yapalım, terör yapalım anlamında değil. İşçinin sorununu dile getirmeyen sendika toplumu var ise CHP'nin işçi adına sesini çıkarmalı. Köylünün sesini CHP usanmadan anlatmalıdır. Cumhuriyet Halk Partisi’nin politika yapma biçimini değiştirmesi gerekir. Cumhuriyet Halk Partisi eğer yeniden ayaklanmak istiyorsa, canlanmak istiyorsa sokaktaki muhalefete egemen olmalıdır. Önümüzdeki süreçte politika yapma biçimimizi değiştirmeliyiz. Buna da Eskişehir’den başlamalıyız.”
***
Kazım Kurt sonuna kadar haklı.
CHP Genel Merkezi Kazım Kurt’un bu özeleştirilerini dikkate almalı.
Eylül mü, Ekim ayı mı olur bilemem.
Türkiye genelindeki tüm il, ilçe, kadın, gençlik kolları yöneticileri ile eski genel başkanlar, eski ve yeni milletvekillerinin da katılacağı bir “yerel seçim öncesi seçmene ne mesaj vermeliyiz? Seçmen bizden ne bekliyor? Seçmeni CHP’ye oy vermek için nasıl ikna ederiz” gibi konular iki-üç gün sürecek toplantıda konuşulmalı.
Yukarıda da yazdım.
Bunu yapamazlar ise başta Eskişehir olmak üzere Türkiye’nin birçok ilinde, ilçesinde AK Parti, CHP’nin elindeki belediyeleri de alır.
Bu CHP’nin belki de parçalanmasına gerekçe olabilir.
CHP’yi önümüzdeki süreçte zor günler bekliyor…
- - - -