Zaman yıkıp geçiyor
Apansız baskına uğrayıveriyor yüreğin
Kapıldığında sevda rüzgarına
Bir de dolduramazsan içine canın acıyor
Kimi zaman da
Babil’in  Asma Bahçelerinde yürüyorsun
Bir yanın Zühre
Tahir oluyor bir yanın
Bir girdap ki
Dönüşün yok gibi
Sana geliyorum
Kapındayım alevini istiyorum
Tut ellerimi bırakma beni
Bulduğum bu limandan
Kendime yelken açmalıyım
Yaşam bizi bekliyor
Kalkışımı istiyor insanlık
Yüreğimde büyüyen fidanlarımla
Maviliklere ulaşmalıyım
Unutulmuş çocukluğumu
Özgür bırakmalıyım
İçime  dolan varlığının yokluğundayım
İnsanlık adına sırtlamalıyım kendimi
Ey BARIŞ!
Beni bana anlatışın
Kılıflara koyduğum kaçışlar
Sana doğru giden bir yoldayım
Yalnızlığımı sevmenin yanlışı
Çocuksu korkusuzluğumdandı
Sevda mıdır isyan mıdır bu duruş
Halkımızın ekmek kavgasında…
Kirlettiğimiz dünya kusacak volkanını
Olmasa da günahımız
Günahkarlarla  yanacak
Sömürü ve savaşlarla yok olacağız
İnanmalı, anlaşmalı, paylaşmalı
Haydin 
Kalkarsak  ayağa
Çiçeklenir  dünyamız!
Silahları da susturur
İnsan kalma sevdamız…