İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 11 Nisan 2025 tarihinde yapılan suç duyurusunu 2025/6307 numarasıyla işleme aldı. Suç duyurusu, Liberal Demokrat Parti (LDP) eski Genel Başkan Yardımcısı Hasan Kulaksız tarafından verildi. Dilekçede, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü ve Yönetim Kurulu üyeleri hakkında, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali sürecine ilişkin olarak çeşitli suçlamalar yer aldı.
Suç duyurusunda, diplomanın 1994 yılında İstanbul Üniversitesi tarafından usulüne uygun şekilde düzenlendiği ve bu işlemin resmi kayıtlara geçtiği ifade edildi.
“Kazanılmış Haklar Geri Alınamaz” Vurgusu
Dilekçede, diplomanın iptal edilmesinin hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığı belirtildi. Bu durumun, “kazanılmış hakların geri alınamazlığı” ilkesine aykırı olduğu ifade edildi. Ayrıca, bu işlemin anayasal güvence altındaki temel haklara müdahale anlamı taşıdığına dikkat çekildi.
“İdarenin Kusuru Vatandaşa Yüklenemez”
T24'ten Türker Karapınar’ın haberine göre, dilekçede İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu’nun 18 Mart 2025 tarihinde “üniversite isminin yanlış yazıldığı” gerekçesiyle diploma iptali kararı aldığı, bu işlemin yeni bir hukuki gerekçeye ya da akademik değerlendirmeye dayanmadığı belirtildi. “İdarenin kendi kusurunu vatandaşa yükleyerek geri alma işlemi yaptığı” vurgulandı.
Keyfilik ve Hak İhlali İddiaları
Dilekçede, idarenin daha önce kesinleşmiş bir hakkı, yeni bir delil ya da yasal dayanak olmadan geri almasının, idari işlemin keyfi niteliğini ortaya koyduğu belirtildi. Bu uygulamanın yalnızca bireysel mağduriyet yaratmadığı, aynı zamanda demokratik seçim süreçlerine ve seçme-seçilme haklarına müdahale anlamı taşıdığı ifade edildi.
Anayasa ve Yargıtay Kararlarıyla Desteklendi
Suç duyurusu dilekçesinde, Anayasa Mahkemesi’nin Abidin Pişkin kararına, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kazanılmış hakların geri alınamayacağına yönelik içtihatlarına ve Yargıtay 2. Ceza Dairesi’nin belgelerin keyfi iptal edilemeyeceğine dair kararlarına yer verildi. Bu kararların, İstanbul Üniversitesi’nin yaptığı işlemin hukuka aykırı olduğunu gösterdiği ileri sürüldü.
Delillerin Korunması Talep Edildi
Dilekçede, İstanbul Üniversitesi iç yazışmaları, dijital arşiv kayıtları, yönetim kurulu karar tutanakları ve ilgili komisyon raporlarının soruşturma dosyasına eklenmesi talep edildi. Delillerin karartılmasının önlenmesi amacıyla soruşturmanın ivedilikle ve şeffaf şekilde yürütülmesi istendi.
TCK’nın 257 ve 309. Maddeleri Gündemde
Suç duyurusunda, üniversite yetkililerinin Türk Ceza Kanunu’nun 257. ve 309. maddeleri kapsamında; “görevi kötüye kullanmak”, “anayasayı ihlal”, “seçme ve seçilme hakkına müdahale” gibi suçlamalarla yargılanmaları gerektiği ifade edildi. Ayrıca, demokratik düzene zarar verme suçundan da kamu davası açılması talep edildi.
Soruşturma Başlatıldı, Evrak Numarası Verildi
Hasan Kulaksız’ın paylaştığı bilgilere göre, suç duyurusu dilekçesi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2025/6307 numaralı ihbar dosyasıyla işleme alındı. Bu aşama, soruşturma sürecinin resmen başladığını gösteriyor.
Yargı kaynakları, evrakın YÖK’e bağlı bir süreci içerdiğini, soruşturmanın devamının YÖK Kanunu kapsamında Yükseköğretim Kurulu’nun iznine tabi olduğunu belirtti. YÖK’ün izin vermemesi halinde, ilgili idari işlemlere karşı Danıştay’da iptal davası açılabileceği bilgisi paylaşıldı.