Sağlık çalışanlarının yorgun bir pandemiden çıktığını fakat haklarının savunulmadığını ifade eden Eskişehir Sağlık-Sen Şube Başkanı Hasan Hüseyin Köksal, “En çok bedel ödeyen kesimdir sağlık çalışanları. Pandemi döneminde annesinin babasının bile refakat edemediği dönemde bile sağlık çalışanları kendi ailesinden ödün verip canla başla çalıştı.” dedi.
Ülkede paydaşlarla beraber herkesin eşit bir şekilde ulaşabileceği hizmetleri verdiğinizde başarılı olunacağını söyleyen Hasan Hüseyin Köksal, “Sayın bakanımız tarafından ikiye bölündük. Sosyal medyada beyaz reform diye bir şey yayınlanıyor. Beyaz reform; kafadan ayrıştırıcı bir reform. Genel merkez izin verirse Eskişehir’de yayınlanan pakete dava açmayı düşünüyoruz. Çünkü sadece tek meslek grubunun mutlu olduğu 39 meslek dalının unutulduğu, sadece belli bir şartta hekimleri ele aldığı, birçok meslek grubu unutularak bu reformda yer verilmedi. Biz sağlık çalışanları olarak sadece tek maaş istiyoruz. Sağlık bakanının açıklamasında taban, tavan, ek, teşvik maaşı olarak 4 maaş açıkladı. Bu çalışanları yarış atı gibi koşturtup size vereceğimiz bir hedef var deyip para verilmesi ile sağlık hizmeti sunulmaz. Böyle yapmaya devam ederse sağlık sektörünü itibarsızlaştırır ve halkla aramızı açar.” diye belirtti.
Halkla sağlık çalışanının arasının koptuğunu dile getiren Köksal, “Pandemi döneminin ilk başlarında, sağlık bakanının kahraman ilan edildiği dönemde ben Eskişehir’den hep eleştirdim sağlık sistemi çökecek diye. Keşke haklı çıkmasaydım, şu an vatandaşlar sıra alırken 4 aya atıyor. Sağlık çalışanları şu an sosyal medyada terbiye ediliyor. Adalet sosyal medyada verilmeye başladıysa bu kamuoyu artık yönetilemez hele gelir.” diye anlattı.
Sağlık çalışanları yüksek enflasyonun altında ezildiğini ve aldıkları paranın bir şey ifade etmediğini anlatan Köksal, “Sağlık bakanının beyaz reformda açıkladığı aylık 1 milyonluk ailede sadece 100 bin kişiyi kapsadığı bir reformdur. 900 bin kişi 200-400 TL arasında teşvik alacak. Bugün 200 lira ile kahvaltı bile yapılmıyor. Artık geçinemiyoruz. Yeni atanan arkadaşlar kan ağlıyor. Biz devlet memurları olarak devletimizin güçlü, kazanan, refah düzeyine ortak olmak isteriz. Sağlık-Sen Eskişehir olarak biz her zaman inandığımız doğruları söylüyoruz.” dedi. Daha önce Eskişehir’de iyi şeyler olduğunda masada idarecilerin yediğini, kötü şeyler olduğunda hesabı sendikacıların ödediğini söyleyen Köksal, “Bakan beyin yaptığı reformda gördüğünüz gibi hiçbir paydaşının sağlık bakanının yaptığı açıklamadan haberi yok. Ne çalışanlar ne sendikacılar ama bunun siyasi bedelini öderken sayın sağlık bakanı ne kadar ödeyecek çok merak ediyorum. Biz şehrimizde atanan insanlar değil seçilen insanlarız. Osmangazi üniversitesinde promosyon çalışması yaptık, Türkiye’nin en büyük promosyon ihalesiydi. Yine olduğu gibi Eskişehir her zaman bir numara oldu. 31 bin 100 liralık 36 ay ödemeli ben başkan olduğumdan beri 3 dönemdir bütün maaş ihalelerini ülkemizdeki enflasyon hızından dolayı sadece 3 yıl yapıyoruz.” dedi.
Binaları, tesisatı yeniliyorsunuz, metrekareyi arttırıyorsunuz ama içerde sağlık çalışanını arttırmıyorsunuz diye isyanda bulunan Köksal, “Hastane, yemek, metrekare mükemmel ama hemşire yetmiyor çünkü 50 hastaya 1-2 hemşire bakıyor. İdarecilerimiz son dönemde çalışanlarla ilgili ani kararlar alıyor. Sağlık çalışanının çocuğu var mı, yarın ne yapacak işine gelebilecek mi diye soran yok. Mutsuz olan bir sağlık çalışanı mutlu hizmet veremez. Çok kötü durumdayız. Ve 2023 herkesin dava, beka dediği seçimde bürokratların keyfi uygulama yasası sağlık çalışanlarını AK partiye karşı taraf yapmıştır. Biz Sağlık-Sen olarak Eskişehir’de 5 bin üyemiz var. Benimle dahil 9 aydır hekim sendikaları kuruldu ya bu adamlar niye sendika kurdu sorun ne diyen bir siyasi yok. Sonra niye Eskişehir’de iktidar parti niye başarısız. Çünkü muhatapları ile iletişime bile geçmiyorlar.” dedi. Bir hafta önce şehir hastanesi ile ilgili bir partinin temsilcisinin yaptığı habere değinen Köksal,” Paylaşımı yapan arkadaş koskoca şehir hastanesinde 120 tane hastanın beklediğini saat 12.38’de enjeksiyon yaptıramadığını söylüyor. Normalde saat 12’den sonra enjeksiyon hizmetinin verilmemesi gerekiyor. Hastaneyi yöneten idareciler ve paylaşımı yapan arkadaş burada sağlık çalışanlarını hainlikle, boykotla, işini yapmamakla, Cumhurbaşkanının yaptığı çalışmaları egale etmekle, vatandaşı kışkırtıp karşı tarafa oy kazandırmakla ima ediyor. Aynı arkadaş sabah 9 buçukta bir paylaşım daha yapıyor. Meslek etiği ve onuru için ben bugün bu paylaşıma bir cevap yazdım, bunu yazarken de kaybolan idarecilerin makamındaki saygısı için, bütün sağlık çalışanlarının onuru için bir yazı yazdım. Dün gece yapılan şehir hastanesi paylaşımına bizzat şehir hastanesinin baş hekimi beni aradı diyor. Bu paylaşımı yapan arkadaş bir partinin gençlik kollarında görev yapıyor. Merak ettiğim tek ayrıntı bu arkadaş CHP veya muhalif partinin birinde siyaset yapsa aranacak mıydı? Bu birinci soruyu baş hekime soruyorum. İkinci soru, Yaşar Bildiriciye şikayet ettiğim durumla ilgili bilgi verdi. Dün gece acile 2 bin hasta gelmiş. Yaşanan sıkıntının bir eylem olmadığını, sağlık çalışanının bir vurdumduymaz olduğunu, pervasız olduğunu söylemiş baş hekim. Bu lüzum üzerine gerekli özeni göstermeyenlerle ilgili bir soruşturma başlatılmıştır diyerek yalan söylüyor. Çünkü bir saatten sonra bir kurumda hizmetin kesilmesine idare karar verir. Fazla mesai çıkmasın diye belli alanlar kapatılır. Ama artık açtık çünkü basına yansıdı. Ben tepki verdim sağlık çalışanını korudum artık 24 saat hizmet var.” diyerek sözlerine şöyle devam etti; “Şimdi ben bu yazıya bir cevap verdim. Madem bir başhekim 12.35’te bir siyasi partinin temsilcisini arayacak, memnun edecek, özür dileyecek seviyeye geliyorsa, mabadını kaldırsın hastaneye gitsin. Yani yatağından kalksın 12 buçukta o şehir hastanesine gidip o personel gerçekten hizmet etmediyse gerekeni o anda yapsın. Biz çalışmayan sağlık personelini savunmuyoruz. Vatandaşın gerçekten şikayetine hizmet etmiyorsa biz meslektaşımızın en ağır ceza almasını isteriz. Ama aynı hassasiyetle çalışan sağlık personelini pervasızlıkla suçlayan arkadaş şimdi arkasına birkaç siyasetçi düşürerek benim şahsıma şöyle böyle dendi diyor. Kimsenin mabadıyla, işiyle gücüyle işimiz yok. Derdimiz sağlık çalışanının hakkını gözetmek.”
Bu şehirde bazı siyasiler sınırını ve haddini aştığını ve sağlık çalışanın hakkına girdiğini ifade eden Köksal,
“Biz bu arenayı bırakıp siyaset arenasına da gireriz hiçbir sıkıntı yok. Bu konuda şehrin sokaklarında kaybolan siyasetçilerin kimi koruduğuna dikkat etmesi lazım. Sağlık çalışanları insan yerine konmuyor, sağlık çalışanlarının fikirlerini kimse sormuyor, keyfi uygulayan idareciler var, odadan kovulan yüzlerce sağlık çalışanı var. ‘Ben dedim nereye gidersen git şikayet et’ diyebilecek idareciler var buna sessiz kalan AK parti iktidarındaki milletvekillerinin küs olmasından kaynaklanan, siyasi boşluktan kaynaklanan idarecilerin azgınlığı var. Biz bugünden sonra gerekirse Eskişehir’de iç savaş başlatacağız idarecilere karşı. Üç yıldır kendisine nöbet yazıp sadece 8 saatine gelen hekim arkadaşlar var. Bunu ben ilgili başhekim, müdüre hepsine tek tek söyledim. Sonra vatandaş hizmet almaya gittiğinde kuyruklar, sıralar oluşuyor.” dedi.
Sayın sağlık bakanının yaptığı paylaşıma değinen Köksal, “Sağlık bakanı şöyle bir paylaşım yapıyor ‘sağlık bakanlığı ek ödemeleri dün gece resmi gazetede yayınlanması ile birlikte bir süredir bitkisel hayatta olan performans sisteminin fişi çekilmiştir’ şovmence bir açıklama bu. İktidarda AK parti var, iktidarın bakanı kendisi bitkisel hayatta demek ölü bir performans demek. 4 yıldır ölü bir sistemle niye yaşattınız 1 milyon aileyi. Zaten hep ölü bir sistem olduğunu söyledik. Bu sistemde bütün sağlık çalışanları nasıl bir psikoloji haline bürünsün. 4 yıldır sistemi yöneten sağlık bakanı sistemin öldüğünü söylüyor.” diye belirtti.