Eskişehir'in Tepebaşı ilçesinde Arda K.'nın beş kişiyi bıçakladığı Şehit Rüstem Demirbaş Parkı ve çevresindeki çay bahçelerinde insan yoğunluğu azalırken, vatandaşlar tedirginlik yaşamaya devam ediyor. Olay sonrası parkta ve çay bahçelerinde yaşanan değişim dikkat çekiyor.

Büyükerşen Ve 22 Belediye Çalışanının Yargılandığı Dava Ertelendi Büyükerşen Ve 22 Belediye Çalışanının Yargılandığı Dava Ertelendi


Eskişehir’in Tepebaşı ilçesi Uluönder Mahallesi’nde bulunan Şehit Rüstem Demirbaş Parkı, 12 Ağustos tarihinde yaşanan bıçaklı saldırı olayının ardından hala etkilerini hissettiriyor. Arda K., olay günü maskeyle, hücum yeleği ve kaskla donanmış şekilde parka gelerek beş vatandaşı bıçaklamış, ardından yakalanarak gözaltına alınmıştı. Emniyetteki ifadesi tamamlanan Arda K., mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ancak olayın üzerinden günler geçmesine rağmen, bölgedeki park ve çay bahçelerindeki tedirginlik devam ediyor.


Şirintepe Mahallesi’nde yaşayan Muzaffer Cansu, olayın yaşandığı parkı evinin yakın olması nedeniyle sıkça ziyaret ettiğini belirtti. Cansu, olay sonrası parkta bir korku ve tedirginlik havasının hakim olduğunu ifade etti. “Bir de yaşlı kesim olduğu için bunların hareket kabiliyeti zayıf. Burası bilinçli olarak seçilip gelinmiş. Karşı tarafta gençlerin gittiği kahveler var. O niyetle olan insan buraya değil, karşı tarafa gider. Tabii yaşlı oldukları için ve böyle bir olay yaşamadıklarından buna tepkileri zayıf olmuş. İnsanlarda bir çekimserlik var. Hep böyle sağlarına sollarına tedirginlikle bakınıyorlar. Bir korku içindeler. Buradaki doluluk da biraz azalmış. Eskiden bayağı kalabalıktı. Oturmaya yer bulunmuyordu. Hele sıcak bir zaman olduğu için insanlar buraya geliyor. Bir de insanların yüz hatlarında belli bir korku var. Bir de bu bölgede hiç böyle olay olmadığından durum biraz vahim. Havayı değiştirdi” dedi.


Olay anında bölgede olan Kazım Yanıpınar, saldırıya şans eseri uğramadığını söyledi. Yanıpınar, yaşananları şu şekilde anlattı: “Ben ’ne oldu ki acaba’ derken bir baktım özürlü olan Cumali diye arkadaşın boynundan kan akıyor. Ondan sonra karşıya doğru gidip geri geldi ve yine bir boğuşma oldu. Ardından birisine daha bıçak sallamış. Bir daha buradan çıkıp gitti. Aşağı yukarı 30-40 kişi buradan eksildi. Biz bile donakaldık, masadan hiçbir yere gitmedik. Millet o yana bu yana gitti, biz donduk, şok olduk. Yaralanan arkadaş dikildi, vücudundan akan kan paçasından çıkmış. Bu masalarda her taraf dolu oluyordu. Bugün biraz eksiklik var. Baksanıza, masalar boş. Dün öylesine karakola gittim. Oraya gittiğim vakit benim her gün şeker dağıttığımı bilen bir sivil polis dedi ki, ’Seni dağıttığın o şekerler kurtarmış.’ O kurtarmış milleti, burada göreve giderken denk gelmiş. Öteki onun polis olduğunu bilmiyor, sivil olunca yakalamış. Hele hele şu Cumali dediğimiz arkadaşla her gün burada oturup çay, kahve içiyorduk. Ağzından ekmeğini alsan hiçbir şey demezdi. O masumun ne suçu var. Yüzünü görmek mümkün değildi. Başında miğfer, kask gibi bir şey vardı. Ben şimdi görsem tanımam şahsen. Buradan arka tarafımdan geçti ama görmedim ben” şeklinde konuştu.


Olayın ardından park ve çevresindeki sosyal alanlarda yaşanan bu tedirginlik, bölge halkı tarafından net bir şekilde hissedilmekte. Çay bahçelerindeki doluluk oranı düşerken, vatandaşlar hala güvensizlik ve korku içinde parkı ziyaret ediyor.