AK Parti 8. Olağan Kongre süreci kapsamında düzenlenen il kongrelerinden biri de Konya’da gerçekleşti. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, kongrede yaptığı konuşmada ekonomi ve dış politikayla ilgili önemli mesajlar verdi. Özellikle son dönemde artan enflasyon rakamları ve hayat pahalılığı konusuna dikkat çeken Erdoğan, hükümetin bu alanda aldığı tedbirlerin sonuç vermeye başladığını ifade etti. “Önemli bir önceliğimiz hayat pahalılığı meselesini çözmektir” diyen Cumhurbaşkanı, enflasyonun düşmesiyle birlikte bundan sonraki ücret artışlarının daha kalıcı hale geleceğine vurgu yaptı.
Konuşmasında, “Milletimizden biraz daha sabırlı olmasını diliyoruz. Çoğu gitti, azı kaldı” diyerek ekonomik toparlanmanın yakın olduğunu belirten Erdoğan, istihdam, üretim ve ihracat konusundaki kararlı duruşlarının süreceğini de kaydetti. Türkiye’nin ekonomik göstergeler bakımından dünya çapında örnek gösterilebilecek ülkeler arasında yer aldığını söyledi ve “Kayda değer büyüme oranlarını yakalayan ender ülkelerden biriyiz” ifadesiyle bu durumu güçlendirdi.
İstihdam, Üretim ve İhracatta Kararlılık
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayat pahalılığı ve enflasyonla mücadeleye ilişkin alınan önlemleri açıklarken istihdam, üretim ve ihracatın önemini de vurguladı. Türkiye’nin kalkınma programlarından taviz vermeden yola devam ettiğini dile getiren Erdoğan, “İstihdamı, üretimi, ihracatı artırarak milletin iş ve aş talebini karşılayacak kalkınma programlarından da taviz vermiyoruz” dedi.
Pandemi süreciyle başlayan küresel ekonomik dalgalanmalar, Rusya-Ukrayna savaşının etkileri ve çeşitli uluslararası krizler gibi zorlu koşullara rağmen Türkiye’nin ekonomik büyümesini sürdürdüğünü dile getiren Erdoğan, “Kayda değer büyüme oranlarını yakalayan ender ülkelerden biriyiz. Enflasyondaki düşüşün somut etkilerini göreceğiz” sözleriyle bu duruma atıfta bulundu. Hükümetin aldığı tedbirler sayesinde Türkiye’nin krizlere dayanıklı bir ekonomik yapıya kavuştuğunun altını çizen Cumhurbaşkanı, özellikle reel sektörün desteklenmesiyle istihdamın arttığını ve Türkiye’nin kendine has bir ekonomik model yürüttüğünü ifade etti.
Hayat Pahalılığını Zamanla Eritiyoruz
Erdoğan’ın konuşmasındaki en dikkat çekici noktalardan biri de hayat pahalılığının yol açtığı “dengesiz fiyatlama” ve “açgözlülük” sorunlarına yönelik uyarıları oldu. Gıda başta olmak üzere birçok sektördeki fiyat artışlarının vatandaşları zor durumda bıraktığını kabul eden Erdoğan, “Hayat pahalılığının yol açtığı, dengesiz fiyatlama, açgözlülük, gıda ve eğitime kadar bu artışları zamanla eritiyoruz” ifadelerini kullandı.
Bu süreçte piyasaya müdahalelerin ve denetimlerin artacağını belirten Erdoğan, fırsatçılık yapan kesimlerin yakından takip edildiğini söyledi. Vatandaşın alım gücünü yükseltmek ve fiyat istikrarını sağlamak amacıyla hükümetin çeşitli ekonomik ve hukuki düzenlemeleri uygulamaya soktuğunu aktardı. Bu kapsamda, enflasyonun düşüş seyrine girmesiyle birlikte ücret artışlarının da “daha anlamlı ve kalıcı hale geleceğini” belirtti.
Türkiye Yüzyılı’na Giden Yolu Yine Biz Çözeceğiz
Ekonomik ve sosyal meselelere değinen Cumhurbaşkanı, AK Parti hükümetlerinin 22 yıllık iktidar deneyimine dikkat çekerek Türkiye’nin sorunlarına çözüm üretme kapasitesini vurguladı. “Türkiye’nin sorunlarını 22 yılda nasıl biz çözdüysek mevcut sıkıntıların çözüm adresi de yine biziz” diyen Erdoğan, yeni yüzyıl vizyonu olan “Türkiye Yüzyılı” hedeflerinin altını çizdi.
Erdoğan, “Her türlü meselenin üstesinden gelecek kudrete sahibiz. Altından kalkamayacağımız yük yoktur. Türkiye Yüzyılı’na giden aydınlık yolu milletimiz ile yine biz çözeceğiz” şeklinde konuşarak, AK Parti’nin uzun yıllar boyunca elde ettiği tecrübeye dikkat çekti. Yeni dönemde ekonomik, siyasi ve toplumsal alanlarda hedeflenen reformlar için hazırlıkların sürdüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı, bu yolculukta milletle birlikte güçlü adımlar atmaya devam edeceklerini söyledi.
Halkın Seviyesine İnilmez, Halkın Seviyesine Çıkılır
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının bir bölümünü muhalefetin tutum ve söylemlerine ayırdı. Muhalefetin iç çekişmelerine kapıldığını belirterek, “Muhalefetin içler acısı hali bizi rehavete sürüklememeli. AK Parti, milletin iktidara getirdiği, girdiği her mücadeleyi de milletin desteğiyle başarıya ulaştıran bir siyasi teşekküldür” dedi. Muhalefetin somut projeler üretmek yerine “kırmızı kart” gibi sembollerle siyaset yaptığını öne sürdü ve “Kırmızı kart ile halkın seviyesine indiğini sananlara diyorum ki; halkın seviyesine inilmez, halkın seviyesine çıkılır” sözleriyle eleştirilerini dile getirdi.
Ayrıca, muhalefet partileri arasında yaşanan iç tartışmalara da dikkat çeken Erdoğan, bu durumun ülke meselelerine yoğunlaşmayı engellediğini savundu. “Parti içi kavgaya kendilerini öyle kaptırdılar ki, dünyada ne olup bittiğini görecek gözleri yok” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı, özellikle dış politikada atılan adımlardan ve bölgesel gelişmelerden habersiz kalındığını söyledi. Erdoğan, muhalefetin Gazze ve Suriye krizlerine dair tutumlarını da eleştirerek, “İsrail saldırıları başlayınca sorumlu olarak Filistinli direnişçileri ve Hamas’ı suçladılar” dedi. Sonrasında ise halkın tepkisi üzerine söylemlerini değiştirmeye çalıştıklarını öne sürdü.
Yargı Mensuplarını Baskı Altına Alarak Sonuç Elde Edemezsiniz
Erdoğan, konuşmasının bir diğer önemli başlığında yargı bağımsızlığına değindi. Muhalefetin kimi zaman yargı mensuplarına yönelik baskı kurmaya çalıştığını savunan Erdoğan, “Yargı mensuplarını baskı altına alıp sonuç elde edemezsiniz” diyerek bu tür girişimlerin karşılıksız kalacağını belirtti. Hukukun herkes için geçerli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı, “Günümüz Türkiye’sinde kimsenin hukuku ve kanunları hiçe sayma, çiğneme hakkı yoktur” sözleriyle hukukun üstünlüğünü hatırlattı.
Eski Türkiye’de ayrıcalıklı konuma sahip bazı kesimlerin bugün bu ayrıcalıklarını kaybettiklerinden ötürü öfkeli olduklarını öne süren Erdoğan, “Bize hücum edenlerin derdini iyi biliyoruz. Eski Türkiye’deki ayrıcalıklarını kaybetmenin öfkesini atamadılar” ifadelerini kullandı. Kamu görevlilerine ve yargı mensuplarına saldırarak bu ayrıcalıkları yeniden elde etmeye çalışmanın beyhude bir çaba olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı, “Sürekli sağa sola saldırmaktan vazgeçin. Muhatabınız yargı mensupları değil siyasetçilerdir” diyerek sözlerini sürdürdü.
Daha Turpların Büyüğü Heybede
Konuşmanın son bölümlerinde Erdoğan, muhalefetin “kendi partilerindeki rezillikleri düzeltmek” yerine başkalarını suçlamaya çalıştığını iddia etti. Elinde güçlü dosyaların bulunduğunu ima ederek, “Daha turpların büyüğü heybede” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı, ilerleyen dönemlerde muhalefetin yüzleşmek zorunda kalacağı gerçekler olduğunu öne sürdü. Bu nedenle muhalefetin telaşa kapıldığını savunan Erdoğan, “Korkarız birkaç yıla kadar hiçbirinin sokağa çıkacak, milletin yüzüne bakacak halleri kalmayacak” diyerek eleştirilerini sürdürdü.
CHP’nin “milletin değerlerine düşmanlık” kodlarından bir türlü kurtulamadığını söyleyen Erdoğan, “Parti içi kavgaya kendilerini öyle kaptırdılar ki dünyada ne olup bittiğini görecek gözleri yok” ifadesini yineledi. Bu kavgaların gölgesinde ülke meselelerine yönelik proje üretilemediğini, sadece söylem düzeyinde siyasi cambazlıklar yapıldığını dile getirdi. “Esenyurt’ta, Beşiktaş’ta haller ne durumda” diyerek yerel yönetim eksikliklerine vurgu yaptı.
Suriye’den Gazze’ye Mazlumların Yanındayız
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin “gönül coğrafyası” olarak nitelendirdiği bölgelerdeki gelişmelere aktif şekilde müdahil olduğunu belirtti. “Suriye’den Gazze’ye gönül coğrafyamızın tamamında varız, mazlumların yanındayız” diyen Erdoğan, Türkiye’nin bölgesel meselelerde çözüm odaklı bir tutum izlediğini vurguladı. Bölgede meydana gelen tarihi nitelikteki değişimlerin Türkiye tarafından yakından takip edildiğini ve barış ile istikrarın sağlanması için her türlü diplomatik çabanın devam edeceğini aktardı.
Suriye’de yaşanan insani drama en çok Türkiye’nin sahip çıktığını, Gazze’deki gelişmelerde de hem diplomatik hem insani yardımlarla Filistin halkının desteklendiğini söyleyen Erdoğan, “Elbette bölgesel gelişmeleri anbean takip ederken sokağın nabzını tutmaktan geri durmuyoruz” diyerek, halkın beklenti ve taleplerini dikkate almayı sürdüreceklerini dile getirdi. Türkiye’nin bölgesel liderlik rolünün hem savunma alanında hem de diplomatik boyutta sürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı, “İşte bu yüzden Türkiye Yüzyılı’na hazırlanıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.